PEYGAMBERLER FAKİRDİ, TAKİPÇİLERİ MAŞALLAH KARUN, HATTA ‘FİRAVUN’!

İsmail Hakkı CENGİZ - 10.11.2015

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Papa Francesco hatırlattı: “İsa dünyaya evsiz olarak geldi ve fakir bir hayat sürdü.”

Bizim Peygamberimiz de fakir bir hayat sürmedi mi?

Bütün menkıbeler, Hz. Muhammed’in son derece “mütevazı” bir hayatı olduğunu söylemiyor mu?

Peki, “Peygamberin takipçisiyiz, onun ümmetiyiz” diyenlerin bu şatafatlı, Karunları, firavunları kıskandıran hayatı neyin nesi?

Saray yerine 70 metrekarelik basit bir konukevinde kalan ve sade bir araç kullanan Papa, “para ve yükselme düşkünü din adamları” diyor… “İnançlı biri, fakirlikten bahsedip de firavun gibi hayat yaşayamaz” diyor.

Papa devam ediyor: “Kilise’de de böyleleri var, başkasına hizmet edip, başkalarını düşüneceklerine Kilise’den faydalanıyorlar: Yükselme heveslileri, para düşkünleri. Böyle kaç tane rahip, piskopos gördük.”

Birçok kez Kilise’nin kâr amaçlı bir kuruma dönüştüğünü eleştiren Papa, ‘başkalarına hizmet eder gibi görünüp aslında kendi çıkarlarına hizmet eden din adamlarının ikili bir hayat yaşadığını’ söyledi. (BBC Türkçe)

x   x   x

“DİN ADAMLARI BAĞIŞ PARALARINI LÜKSE HARCADI”

Sırası geldikçe yazıyorum, “kurumlar”a yapılan bağışların “yerine” ulaşması mucize gibi bişeydir!

En güvenilir kurumlar hangileri?

Allah adına çalışan, Peygamber’i takip ettiğini söyleyen “dinî kurumlar” değil mi?

Hıristiyanlığın en yüksek kurumu olan Vatikan’dan sızdırılan belgelere göre; Kardinal Tarcisio Bertone’nin, Vatikan’a bağlı çocuk hastanesine yapılan bağışlardan 200 bin avroyu lüks evinin tadilatı için kullandığı,

Kardinal George Pell’in, 6 ay içinde business-class uçak biletleri, lüks kıyafet ve mobilyalar için 500 bin avro harcadığı iddia ediliyor.

En üst dinî otorite Papa ne diyordu: “Para ve yükselme düşkünü din adamları”… Buyurun bakalım!

Bizde de şaşalı yaşamlar ve lükse harcanan “bağış paraları” var mıdır?

“Hac organizasyonları”ndan falan nemalananlar oluyor mudur?

Yukarıda geçen “Kilise”, “rahip”, “piskopos”, “kardinal” kelimelerinin yerine; “cami”, “imam”, “şeyh-şıh”, “profesör” kelimelerini koysak uyar mı?

Bizde de şaşalı, şatafatlı yaşamlar var mı?

En azından, dinî programlar yapıp, astronomik ücretler alan “ilahiyat profesörleri”miz de mi yok?

 

 x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, Yeniasya’dan…




Tarih: 10.11.2015 Okunma: 850

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?