Kendine kurulan tuzakları boz kardeşim. Aklını kullan. Sana, senden başka dost yok. Senden bildiklerin bile sana düşman. Sen yalnızsın. Sen Allah’tan başka sahibi olmayansın. Bak! Ülkende yayın yapan ve masum niyetle kendinden sandığın basınlar bile sana düşman, bana düşman, vatana düşman, devlete düşman. Ne gariptir ki, senin evladını vuran adi, aşağılık ve alçak teröristleri bir kere kınayamamış olanlar, Fransız olayında mum yakmaya koştular. Hatta kendi devletlerini suçladılar, sırf o devletin başında bu vatanın evladı olan ama onların nefret etikleri bir insan olduğu için. Bunlar, düşman oldukları biri yönetiyor diye, bu devleti bile ortadan kaldırabilirler. Şeytan bir suç makinesi icat ediyor, sürekli suçlu üretiyor ve bu makineye İslam damgası vuruyor. Bu makineden kan fışkırdığı zaman, bunun sorumlusu olarak Müslümanları gösteriyor ve Müslümanların üzerine kin ve nefret kusuyor. Korku; İslam’dır maalesef. İnsanlığın İslam’a yaklaşmasından o kadar korkuyor ki şeytan, adeta titriyor. Hele o İslam’ın yeniden Türk ‘ün gövdesine yerleşmesinden ise ödü patlıyor. İşte tüm tezgâhını de bu taktik temelinde işletiyor. Yapılan her şey şeytani plan dâhilinde yapılıyor. Sen sanıyor musun ki, Fransız kahpesi, ülkesinde patlatılan bombadan bihaberdir? Vallahi, billahi, tallahi yalan kardeşim. Sen kazanan kim, kaybeden kim ona bak. Şeytan, tertip ettiği planlar uğruna, çocuklarını katletmekten imtina etmez kardeşim. Müslümanlar üzerinde baskılar artacak, insanlık İslam’dan korkar hale gelecek. Görüyor musun? Böylece şeytan coşacak, taşacak, şehvetle kahkaha patlatacak. Güya Müslümanlıktan dem vuranlar, Müslümanlara kan kusturulmasına vesile oluyorlar. Peki, bu Müslüman denilenler Müslüman olabilirler mi? Müslüman olsalar bile, bizden olabilirler mi? Hayır kardeşim hayır, ne Müslüman olabilirler ne de bizden olabilirler. Onlar şeytanın cellatlarıdırlar. Vurdukça, Müslümanın vurulmasına yol açan. Kan döktükçe, Müslümanın kanının dökülmesini sağlayan. Uyan be kardeşim! Uyan be ey Müslüman! Uyan be Türk’ün evladı! Yüreğim yanıyor, göğsüm daralıyor, boğuluyorum. Yazık olmasın vatana, devlete, millete, dine, değerlere, tarihimize, kültürümüze, dilimize, bayrağımıza, ceddimize, hürriyetimize. Yazık olmasın güzel şeylere! Tuzaklara düşme, tezgâhlara gelme, planlara kör ve sağır olma. Gör gerçekleri! Oku, oku, oku; Kur’an oku, tarihini oku, kendini oku, tabiatı oku, varlığı oku! Küfrün eline düşme…

YORUMLAR