Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür
Akıl nerede?
Aklımız karışıyor!
Aklımızı peynir-ekmekle
mi yedik?
Akıl tutulması mı?
Akıl tutulması nasıl
bişey?
Güneş tutulması gibi
mi?
Nasıl bu kadar
akılsız olabiliyoruz?
“Akıllar”
tutuklu mu?
Yoksa aklımız havada
mı?
Kaç karış havada?
Akıl alacak gibi
değil!
Aklımız tavana
vuruyor!
Aklımızı kaçıracağız!
Aklımız almıyor!
Hiç akıl işi değil!
Allah’ım, aklımızı sen koru!
x x x
BİR “AKİLLER HEYETİ”MİZ VARDI!
Akıllar bu kadar
karışmışken,
Akla bu kadar ihtiyaç
duyulurken, “akil
insanlar”ımız nerede?
Size, sizin aklınıza
en fazla şimdi ihtiyacımız var!
Hem de acil… Çok
acil!
Acil ama sükûnetle
düşünen, sükûnetle “çözüm” bulan, “barış” getiren bir akla!
“Akil insanlar”!
Hülyalar, Kadirler, Orhanlar neredesiniz?
Yılmaz Erdoğanlar, Kezban Hatemiler neredesiniz?
Rıfat Hisarcıklıoğlu, Can Paker, İzzettin
Doğan, Avni Özgürel, Etyen Mahcupyan,
Ahmet Taşgetiren, Erol Göka, Ali
Bayramoğlu, Vedat Bilgin, Oral Çalışlar neredesiniz?
İki buçuk sene evvel,
“akil”
seçilince, Saraylarda toplantılar yaparken ağızlar kulaklardaydı!
Şimdi nicesiniz?
Nerelerdesiniz?
Hadiseler karşısında
bir “aklınız”, “fikriniz”,
Bir “çözümünüz”,
Bir “çağrınız” yok mu?
Devleti, milleti aklınızdan
şimdi yararlandırmayacaksınız da ne zaman yararlandıracaksınız?
Yoksa size de mi
sokağa çıkma yasağı var?
Sokağa çıkamıyor musunuz?
x x x
“GÜNÜN ÇİZGİSİ; Yeniasya’dan, İbrahim Özdabak,
23/12/2015…