TEKÂSÜR SURESİ 1. ve 8. AYETLER TEMELİNDE İZAHLAR
Yine mezkûr ayetler olabildiğince muhkem, sarih ve beliğdir. Hayat bir
oyundur ve o oyuna, isteseniz de, istemeseniz de dâhilsinizdir,
eğlenirsiniz mütemadiyen. Bir rolünüz vardır ve o rolü oynarsınız oyun
bitinceye değin. Hayat bir sahnedir. Acılar vardır, tatlılar vardır.
Pişmanlıklar ve mutluluklar vardır. Gaflete, dalalete hatta hıyanete
düşersiniz bazen. Farkında olmazsınız hiç, ne yaptığınızın, niçin
yaptığınızın ve nasıl yaptığınızın. Nefsinizin ve oyunun, eğlencenin
sarhoşluğu geçit vermez hakikatleri görmeye, anlamaya, kavramaya. Fakat
bir gün mutlaka bilecek, anlayacak, görecek hatta hissedeceksiniz. Bir
mal, mülk yarışından söz edilmektedir ve bu yarışın kıyamete değin
süreceğinden bahsolunmaktadır. İnsanoğlu, oyun ve eğlenceye kendini
kaptırdığı zaman yitmektedir, mevcudiyetini unutmakta, sorumluluklarını
tahattur etmemektedir. Vazifelerini ihmal etmektedir. Karanlığında
sarhoş olup kaybolduğu oyun ve eğlencenin fanusundan çıkıp hakikati
fehmedememektedir. Ama tüm bunlara rağmen elbet saf hakikatleri göreceği
gününde geleceği mutlak netlikte ifade edilmektedir. Ve kendisine
sunulan tüm nimetlerden, yapıp ettiklerinden, söylediklerinden yana
sorgulanacağı bildirilmektedir. Duygularımızın ve düşüncelerimizin kökü
şüphesiz ki, ruha istinat eder. Ruhtan başlayan değişimler tesirlidir,
ki değişimlerde, tıpkı bozulmaların olduğu gibi ruhta başlar ve tüm
vücuda sirayet eder. Ruhtan yayılan her şey daha kuvvetlidir, hayat
üzerinde daha tesirlidir. Binaenaleyh, bozulma nasıl ruhtan başladıysa,
değişimde, dirilişte ruhtan başlamalıdır. Eğer insanın hayatına dokunmak
istiyorsanız, muhakkak onun ruhuna inmek zorundasınız. Eğer burada ki
derinliği, inceliği doğru şekilde idrak edersek, tüm sorunlar spontane
çözüme kavuşacaktır kuşkusuz. Ruhlarda devrim yapamayanların, bedenler
de devrim yapmaları muhal ender muhaldir. Her kim ki, derununda ki
kompradoru yenememiştir, dışında ki kompradorları yenmesi kabil-i mümkün
değildir. Türküsünü içinde söyleyemeyen, onu dışarıya duyuramaz. Hakiki
devrim, hakikatli devrim derununa egemen olan kompradoru alt etmekle
tahakkuk edecektir. Eğer benliğine hükmeden kompradoru yenemiyorsan,
bedenine hükmeden kompradorlara karşı kavga verdiğini sanman
münafıklıktan başka hiçbir şey değildir. Mutlak maddeciliğin
müşahhaslaşmış ve fikre bürünmüş hali olan Marksizm, insanoğlunun
sorunlarını çözememiştir, bilakis yeni sorunları tevlit etmiştir. Badema
da çözmesi kabil değildir. Buna dair kati hüccet göstermek muhaldir.
ANTİKAPİTALİST MÜSLÜMANLARA KUR'AN TEMELİNDE REDDİYE...4...
Özgür DENİZ - 14.01.2016
Tarih: 14.01.2016
Okunma: 865
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.