ANTİKAPİTALİST MÜSLÜMANLARA KUR'AN TEMELİNDE REDDİYE...4...

Özgür DENİZ - 14.01.2016

TEKÂSÜR SURESİ 1. ve 8. AYETLER TEMELİNDE İZAHLAR

Yine mezkûr ayetler olabildiğince muhkem, sarih ve beliğdir. Hayat bir oyundur ve o oyuna, isteseniz de, istemeseniz de dâhilsinizdir, eğlenirsiniz mütemadiyen. Bir rolünüz vardır ve o rolü oynarsınız oyun bitinceye değin. Hayat bir sahnedir. Acılar vardır, tatlılar vardır. Pişmanlıklar ve mutluluklar vardır. Gaflete, dalalete hatta hıyanete düşersiniz bazen. Farkında olmazsınız hiç, ne yaptığınızın, niçin yaptığınızın ve nasıl yaptığınızın. Nefsinizin ve oyunun, eğlencenin sarhoşluğu geçit vermez hakikatleri görmeye, anlamaya, kavramaya. Fakat bir gün mutlaka bilecek, anlayacak, görecek hatta hissedeceksiniz. Bir mal, mülk yarışından söz edilmektedir ve bu yarışın kıyamete değin süreceğinden bahsolunmaktadır. İnsanoğlu, oyun ve eğlenceye kendini kaptırdığı zaman yitmektedir, mevcudiyetini unutmakta, sorumluluklarını tahattur etmemektedir. Vazifelerini ihmal etmektedir. Karanlığında sarhoş olup kaybolduğu oyun ve eğlencenin fanusundan çıkıp hakikati fehmedememektedir. Ama tüm bunlara rağmen elbet saf hakikatleri göreceği gününde geleceği mutlak netlikte ifade edilmektedir. Ve kendisine sunulan tüm nimetlerden, yapıp ettiklerinden, söylediklerinden yana sorgulanacağı bildirilmektedir. Duygularımızın ve düşüncelerimizin kökü şüphesiz ki, ruha istinat eder. Ruhtan başlayan değişimler tesirlidir, ki değişimlerde, tıpkı bozulmaların olduğu gibi ruhta başlar ve tüm vücuda sirayet eder. Ruhtan yayılan her şey daha kuvvetlidir, hayat üzerinde daha tesirlidir. Binaenaleyh, bozulma nasıl ruhtan başladıysa, değişimde, dirilişte ruhtan başlamalıdır. Eğer insanın hayatına dokunmak istiyorsanız, muhakkak onun ruhuna inmek zorundasınız. Eğer burada ki derinliği, inceliği doğru şekilde idrak edersek, tüm sorunlar spontane çözüme kavuşacaktır kuşkusuz. Ruhlarda devrim yapamayanların, bedenler de devrim yapmaları muhal ender muhaldir. Her kim ki, derununda ki kompradoru yenememiştir, dışında ki kompradorları yenmesi kabil-i mümkün değildir. Türküsünü içinde söyleyemeyen, onu dışarıya duyuramaz. Hakiki devrim, hakikatli devrim derununa egemen olan kompradoru alt etmekle tahakkuk edecektir. Eğer benliğine hükmeden kompradoru yenemiyorsan, bedenine hükmeden kompradorlara karşı kavga verdiğini sanman münafıklıktan başka hiçbir şey değildir. Mutlak maddeciliğin müşahhaslaşmış ve fikre bürünmüş hali olan Marksizm, insanoğlunun sorunlarını çözememiştir, bilakis yeni sorunları tevlit etmiştir. Badema da çözmesi kabil değildir. Buna dair kati hüccet göstermek muhaldir.
Tarih: 14.01.2016 Okunma: 865

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?