YAŞAMAK
Beyninin kıvrımlarına dokunup harekete geçiren ve beyninin göklerini aydınlatan kaliteli kitaplar okumuyorsan, gönül tellerini inceden inceye sızlatan mana dolu ve hafıza kokan müzikler dinlemiyorsan, hayallerini bedenleştirip eyleme sevkeden derin duygulu şiirler terennüm etmiyorsan, aklına ve kalbine dokunup gövdeni başkaldırıya yönelterek kavgaya atılmanı tetikleyen ateşli sözleri duymuyorsan, yeniden yaratımını sağlayacak uzak ve uzun yolculuklara çıkmıyorsan, yüreğinin dip derinliklerinde kesif his ve derin incelik taşımıyorsan, emin ol ki ağır ağır ölüyorsun demektir.
ÖNERİ
İnsanlığın mutlak ve yegâne Önderi Hz. Muhammed diyor ki; ‘’yekpare mevcudat, yerler ve gökler, adalet üzerinde kaimdir.’’ Her iktidar şunu lütfen yapmalı bendenizin naçizane fikrime göre; şehirlerin nüfuslarına oranla, her şehire haysiyetli, namuslu, erdemli, ahlaklı, adil, adam gibi adam olan, hülasa; tam anlamıyla insan evladı olan birilerini koymalı ve o kişi ya da kişiler, o şehirde, devleti temsil konumunda olan ya da o iktidar tarafından görevlendirilmiş kişileri otokontrole tabi tutmalı. Ve o kişiler bilgi verirken üst tarafa Kur’an’a el basarak vermeli. Bunu adalet tam manasıyla yerini bulsun diye yapmalı. Yani hem bilgi vericiler hem de bilgi alıcılar hakikaten ahlaklı, adil ve namuslu insanlar olmalı. Tabi üst tarafta ki bilgi alıcılarda yani bilgi getirecek olanları görevlendiren kişi ya da kişilerde hakikaten insan evladı olmalı. Bir iktidar bunu yapmazsa, zaman içinde sessizce yıpranır. İnsanlar manevi azaplar çeker ama iktidar duymaz bile. Uzatmıyorum. Çünkü sözün özü Allah’ın izniyle anlaşılmıştır diye düşünüyorum.
SÖZ VAR SÖZ VAR
Bazı sözler vardır ki, kalıbıyla bir şey ifade ederler. Özden, derinlikten ve nitelikten yoksundurlar. Bir şey ifade etmezler. Okursunuz geçersiniz. Yarına unutursunuz ve bu sözleri çok kolay cerh edersiniz. Bazı sözler vardır ki, her şeyleriyle Bir şeyi ifade ederler ama o Bir şey de her şeyi ifade ederler. Takılıp kalırsınız. Siz o sözleri değil, o sözler sizi cerh ederler. Çünkü o sözler Yol İşaretleridirler. Zevahir aldatıcıdır. Muhakkak batına bak. Hakikat muhkemdir, yalan ise çürüktür. Bir şeyi kolay çürütebiliyorsanız o yalandır. Çünkü hakikati çürütmezsiniz. Yalanı ise çok kolay çürütürsünüz, çünkü yalan çürüktür.
BAZI ADAMLAR
Hayatta bazı adamlar vardır. Onlar istisnai tiplerdir. Orijinaldirler, sıradışıdırlar. Onların varlıkları, başkalarının varlıkları için tehdit ve tehlikedir. Çünkü onlar, karanlık adamların hesaplarını altüst ederler, kirli oyunları bozarlar, perde gerisinde tezgâhlanan işlerden haber verirler. Bir şey yapmıyor gibidirler ama çok şey yapıyordurlar. Bir tek eylemleri ile bir günlük yazıları ile tüm hesapları altüst edebiliyorlardır. Onlar var oldukları müddetçe oyun peşinde olanlar bir türlü rahat hareket edip, oyunlarını oynayamazlar. Bu yüzden karanlık adamlar, bu tipte ki adamlardan zerre hazzetmezler. Binaenaleyh, o bazı adamların ilginç zamanlarda, beklenmedik anda ki kayıpları garip ve şüpheli kayıplardır. İşte bu sebepledir ki, o bazı adamların kayıpları muhakkak tetkik ve tahkik edilmelidir. Evet, o bazı adamlar elbette yazı dilinde bir derinlik barındırmayabilirler, sert, basit, yüzeysel, sıradan yazabilirler hatta argo dili kullanabilirler ama yazdıklarını yanlışlamakta kabil değildir, çünkü doğru yazarlar. Ki, zaten bu tarzda, onların halkla daha kolay ve anlaşılır bir ilişki kurabilmeleri ve halkın, kendisini daha kolay anlayabilmeleri, böylece halk üzerindeki tuzakların bozulabilmesi için kurgulanmış bir tarzdır.
GÜVEN
İnsan, bir kere güvenir, bir kere sever. Güvene ve sevgiye ihanet edildi mi, bir daha tazelenme olmaz. Çünkü güven ve sevgi, gönül toprağında açan birer çiçektirler. Davranışlar suyudur, güven ve sevgi çiçeklerinin. O suyu kirletirseniz ve çiçekleri, kirli suyla beslemeye tevessül ederseniz soldurursunuz. Solan çiçekler bir daha ilk haline asla dönmezler.
DERUNİ TİTREME
Dünyaya düşmüş bir yabancı gibiyim. Fakat bilmediğim zamanlardan beri buradaymışım ve herşeyine alışmışım gibi tiksiniyorum her şeyden. Hele kendini bu garip yerin sahibi sanan insan diye bir canlı var ve bu canlı cinsinden olupta varoluşunu gerçekleştirememiş olanlar var, onlardan daha fazla tiksiniyorum. Hem ürpertici hem acı verici bir yer burası. Hem her şey, dağlar, gökler, bitkiler, devasa binalar, hayvanlar ve sair şeyler garip ve yabancı sana hem de bunların özlerini bilemediğin için ve daha ötesi kendi özünü gerçekleştiremediğin için acı çekiyorsun.
TİKSİNTİ
Yalancı, düzenbaz, adilerin adisi, kişiliği ve karakteri oluşmamış küçük insanların lebalep olduğu bu dünyadan iğreniyorum iğreniyorum iğreniyorum. Doğruyu söyleyen insan suçlanır mı? Suçlanırım diye insanlar doğruyu haykırmaktan korkar mı? Müslüman kimdir? Müslüman nasıl olunur? Önder kimdir ve nasıl biridir? Söz nedir? Kur'an nedir ve niye inmiştir? Aaaaaaaaaaa........h, Aaaaaaaaaaa........h. Allah'ım! Büyüksün Allah'ım! Şikayetim sanadır.
MÜSLÜMANLIK
Eğer Müslümanlık, Mü'minlik, tabir caizse yatıp kalkmakla, cübbe giyip, takke takmakla olsaydı, Yüce Rabbim; "vay o namaz kılanların haline, yetimi doyurmazlar" der miydi? Vicdanlarımız, kalplerimiz, akıllarımız ekseninde tefekkür edelim bakalım dürüstçe de, ne çıkacak ortaya görelim. Sorun, imanlarımızda değildir amellerimizdedir. Yoksa, kim Allah'a inanmıyor? Kim Önder'e biat etmiyor? Kim Kur'an'a tabi değil? Hiç kimse ama ya bu inanmaların, biatlerin, tabi olmaların YANSIMASI nerede? Namuslu, haysiyetli, dürüst olmak zorundayız. Bunun farkına ve idrakine varamadığımız ve gereğini ifa edemediğimiz için çürüyoruz. Allah'a, Önder'e, Kur'an'a iman ediyoruz diyoruz ama yalancıyız, sahtekarız, riyakarız, güvensiziz, hasidiz, gammazız, dalkavukuz, müfteriyiz, ahlaki değerlerde ve adil olmakta iflas noktasındayız ve işin garibi herkeste bize benzesin istiyoruz, kendimiz doğru olacağımıza. Yazık!
DOSTA SESLENİŞ
Ey DOST! Bizi acılar büyüttü. Acılarımız; aşımız, ekmeğimiz, suyumuz oldu. Bazen zorlanarak çiğnedik, bazen kana kana içtik. Acılarımızı çok pahalıya satın aldık. Acı çekerek öğrendik hayatı, bu yüzdendir dostu anlayışımız, soylu gururumuz, baş eğmekten utanmamız, namussuza isyanımız ve yine bu yüzdendir, acı çekenleri görür görmez tanıyışımız. Paylaşmayı bilmemiz, mücadelesiz hayatı küçümseyişimiz, emeğe saygı duyuşumuz, insanca yaşamı özleyişimiz, sahte suratlardan nefret edişimiz bu yüzdendir. Yoksa hep küçük kalır ve daha da küçülürdük. Acı ve yalnızlık büyütür insanı ve insanın, mutlak kaderidir bu. Korkma acılardan, kork küçülmekten! Kaç yalnızlığına ve acıların, ekmeğin, aşın, suyun olsun doyursun seni ey dost!
KURTULUŞ
Münhasıran Müslümanların değil, Hristiyanların, Yahudilerin ve sair insanların, hülasa; tüm insanlığın yegâne ve mutlak kurtuluşu, ruy-i zemin üzerinde ki tüm Müslümanların, artık uyanıp, ayağa kalkıp, üzerlerinde ki tozu silkeleyip, esaret zincirlerini kırıp yeniden dirilerek, vahşi, alçak, namussuz, kahpe Siyonist Emperyalizmi ve Siyonist Emperyalizmin adi, kan emici, ahlaksız, adaletsiz mümessillerini, ruy-i zeminin tüm coğrafyalarından silmeleriyle kabil-i mümkündür. Bu görevi, Müslümanlardan başka deruhte edebilecek ve deruhte ettiği görevi Müslümanlardan başka daha iyi ifa edebilecek insanlık kitlesi yoktur. Tabi ilk evvelinde her Müslüman birey, kendi derununda barındırdığı Emperyalist duygu ve düşünceleri bağrından söküp atmak mecburiyetindedir. Zira bir şey kendi derununda yaşıyorsa ve sen hiçbir şey yapamıyorsan, insanlığın derununda ki o şeyi söküp atman muhaldir. Bilakis insanlık, Siyonist Emperyalizmin kirli ve kanlı çizmeleri altında ezilerek, mezellet ve meskenet içinde izzetsizce yaşamaya devam edecektir. Siyonist Emperyalizm oyunlarını, stratejilerini ve taktiklerini bitevi değiştirerek insanlığı oynatmaya, aldatmaya devam edecek ve egemenliğini ilanihaye sürdürecektir. Ya kaderimizi, Kur’an’a mutlak şekilde teslim olarak kendimiz çizeceğiz ya da Küresel Siyonist Emperyalist Şeytanilerin bizim için çizdikleri kaderi yaşayacağız! Büyük uyanış, büyük diriliş ve ebedi kurtuluş!
TEMİZ YÜREKLİ MÜSLÜMANLAR İÇİN DUA
Ey kalbimin, aklımın, hayatımın, tüm mevcudumun ve zerreden zerrata tüm mevcudatın maliki, hâkimi olan yüce Rabbim! Faize bulaşmamak için çırpınan, kapitalizmin mabetlerine uğramayı Yüce Varlığına ihanet addeden ama bu dünyanın icabı olarak kerhen uğramak zorunda kalan, hiçbir insanoğlunun kalbini kırmamak için çırpınan, senin buyruklarına karşı olabildiğince hassas davranmaya gayret eden, senin dininin egemenliği adına cehd içinde olan temiz yürekli kulların için mustazaflara vaadini çabuklaştır ne olur. Tüm varlığım, kavgam, yazmam, konuşmam, hareket halinde olmam, naçizane yüreğimin çırpınışları, bu dünyanın garipleri olan temiz yürekli Müslümanlar içindir. Kahrolsun, adi, alçak, soysuz, kan emici, vahşi, melun Siyonist Emperyalizm. Dualarımı temiz yürekli Müslüman kulların için kabul et Yarabbi. Âmin. Âmin. Âmin.
SEVGİLİ ÜLKEM
Maviye boyalı denizlerinle, uçsuz bucaksız bozkırlarınla, minarelerinden okunan ve çağlardan çağlara kutsal bir çağrı olan ezanlarınla, dümdüz ovalarınla ve yüksek dağlarınla, mavi göklerinde nazlı nazlı dalgalanan ay yıldızlı bayrağınla, horonlarınla, halaylarınla, türkülerinle, ağıtlarınla, yiğitler doğuran analarınla, fedakar babalarınla, şahadete susamış yiğitlerinle, berrak akan nehirlerinle, taşınla toprağınla, dört mevsiminle ve her şeyinle seni seviyorum sevgili ülkem. And olsun şeytanın askerlerinin kirli ve kanlı postalları altında çiğnenmeyecek ve ezilmeyeceksin. Sana ihanet edenler, asla emellerine ulaşamayacaklar. Onlar senin üstünde küstahça gezinemeyecekler ama sen yine de onların üstünü bir ana şefkatiyle örteceksin.
ÖLÜM
Ölüme gerçekten inanmış olsaydık, ne kadar kötü, çirkin ve iğrenç duygu varsa, onlardan kendimizi arındırmak için büyük çaba sarf ederdik. En basit ve net misal; ahlaksız ve adaletsiz olmazdık değil mi? Hele Rabbimizin ve Önderimizin kutsal buyrukları mutlak aşikâr iken. Ama ölümü kavram olarak biliyoruz, her şeyi bu şekilde bildiğimiz gibi, derununa inmemişiz hiç. Aşağılık birer gevezeyiz. Sadece laflıyoruz ve bu çok iğrenç. Hiçbirimiz namussuz ve şerefsiz ölmek istemeyiz değil mi? Başkaları suratımıza bakınca, kusma hisleri yaşasınlar istemeyiz değil mi? Ölüm adam eder adamı. Tabi adamlık ruhuna sahip olanı!
EY RABBİM
Ruhumun acılarını, saklı ve derin haykırışlarını, tenimin isyanlarını duyan ve beni benden iyi bilen Allah’ım! Bana, dünya nimetlerine, dünyanın malına, mülküne, makamına, şanına, şöhretine bağlanmama gücü ver, bağlandıysam şayet, bağlandıklarımdan kopma ve ayrılma gücü ver. Beni, kutsal ahlakından, emsalsiz adaletinden, sonsuz hürriyetinden ayrıma. Âmin. Çok yorgunum Allah’ım, biliyorum ve inanıyorum ki, beni duyuyorsun, anlıyorsun. Ahhhhhhhhhhhhhhhhhhh!
MÜSLÜMAN
Müslüman, bu dünyanın garibidir, yetimidir, tabir caizse yabancısıdır. Müslüman, bu dünyaya yerleşmek için gelmemiştir. Müslüman, fetih insanıdır. Müslüman, kutsal kavgaların insanıdır. Müslümanın gecesi yoktur. Müslümanın gecesi de gündüzü gibidir, olmalıdır. Müslüman, davet insanıdır. Müslüman; iyiliğin, adaletin, ahlakın egemenliği için savaşandır.
CEHALET
Rabbim, Önderim, Kur'an'ım şahit olsun ki; bu topraklarda, herkes, bu topraklar üzerinde yaşayan insanların cehaletinden kazanıyor. Politikacısı da, kompradoru da, köşe yazarı da, aydını da, cemaatçisi de, sivil toplum hareketleri de, ideolojik klikler de, kirli ve kanlı ve karanlık örgütlerde, amiri de, memuru da. Allah'ın bilgisiyle aydınlanmadan ve kendi aklımızı kullanmadan kazanamayız.
SÖYLEM-EYLEM
Söylem; Aile çöküyor
Eylem; Aileyi dirilteni öldürürüz
Söylem; Cahiliz okumuyoruz
Eylem; Okuyanı düşüneni sorunlar üzerine eğilip çözüm üreteni boğarız
Söylem; Eğitim sistemimiz kötü
Eylem; Çocuklara haysiyet ve mesuliyet talim ettirenin kafasını kırarız
ÖZGÜR DENİZ’DEN
Toplayarak yok olmak mı? Paylaşarak çok olmak mı? Sizce dünya hangisiyle daha güzel olur ve yaşanılır durumda olurdu?
Toprağı kirletmeyin. Çünkü bir gün onun koynunda uyuyacaksınız.
Yaşadıkları hayatı ancak hayvanlar sorgulayamazlar bu yüzden onlara pençe verilmiştir.
Zincirlerinden başka kaybedecek çok şeyleri olanlar ebediyen köle olarak yaşamaya mahkûmdurlar.
Umudu olmayanların ütopyaları yoktur. Ütopyalar umutsuzlukla var değildirler.
Hürriyet Sarayı'na açılan kapının kilidi; dogmalar, tabular, klişeler, hurafeler ve kalıplardır. Hürriyet Sarayı'na açılan kapının kilidini açacak anahtar ise; meraktır.
Duygudan yoksun insanlar hiçbir şeyi yaşayamazlar, her şeyi kullanmak için fırsat kollarlar. Bizim medeniyetimiz ne kadar akıl medeniyeti ise o kadar duygu medeniyetidir.
Dostlarınız için beslediğiniz olumsuz duyguları düşmanlarınız için besleyebilseydiniz hem dostlarınız hem de siz güzel bir hayat yaşardınız. Şimdi ise hem siz hem de dostlarınız, sürünüyorsunuz bayım!
Teşkilatlar adamlarını iyi seçsinler ve sevgi dolu olsunlar mucize yaratırlar.
Toprak ana gibidir, her şeyi o verir bize. Kitap toprak gibidir her şeyi o verir bize, şeref, onur, asalet, incelik.
İman, seni tutan şeydir.
Bir kişinin kalitesini ve derinliğini seçtiği kişide görürsün.
Namussuzca tenkit edilmeyi bekleme, namusluca tenkit edilmeyi iste. Tasdikte tenkitte şereflice ve düzeyli olma.
Zamanı hafife alma. Hayat zaman üzerine kuruludur.
İncelik ve gösteriş ayrı şeylerdir. İncelik ve dalkavuklukta. Çözemedik gitti farklarını.
Keşke, çiçeklerin güzel açtığı baharlarda yaşasaydım!
Ey rüzgâr! Kanatlarına alıp götürsen beni, kirlenmiş yüreklerden ve suratlardan yayılmış pis kokularını silip süpürdüğün diyarlara.
Ey dünya! Bir rüzgâr gibi savrulup gidiyorsun, neyine gönül vereyim ki? Bir gün beni de, bana verdiklerini de savurmayacak mısın?
Seviyorum lan valla seviyorum herbirinizi Rabbimin güzel kulları, insançocukları, kardeşlerim! Yeter ki size kötülük yapmadığım halde bana kötülük yapmayın. Düşünmeyin lan, kötülük düşünmeyin, kötülük düşünerek aklınızı yorup, kalbinizi kirletmeyin.
EKSTRA SÖZLER
"Bunca tecrübe ve birikim sahibiyken, insanlar konuşmalarında neden hala bu kadar beceriksiz, kaba ve inceliksiz?"
Theodore Zeldin
"Önemli olan; çocuklarınıza kaç saat zaman ayırdığınız değil, gösterdiğiniz ilginin kalitesidir."
Theodore Zeldin
"Kelamcılar farklı dilden konuşuyorlardı, Batı'ya gidip gelen aydınlar farklı dilden konuşuyorlardı. Halk hiçbirini anlamıyordu. Peki, halka ne anlatacaktık, nasıl anlatacaktık ve halk bizi nasıl anlayacaktı?"
Ali Şeriati
''İki şey aktif ve aktüel olmayınca yok sayılır: AKIL ve VİCDAN.''
Mustafa İslamoğlu
"İnsanın, hakikat diye bir derdi olması lazım. İnsan, hakikatin peşinden koşarsa, hakikatte insanın peşinden koşar."
Mustafa İslamoğlu
"Kaçın Müslümanlardan sığının Müslümanlığa."
Muhammet İkbal
"Gövdeleri fil ama fikirleri serçe"
Bir Arap Şair
"Devasa bir heykel gibidirler bazıları ama ruhları küçücüktür."
Ali Şeriati