Bülent Arınç Allah’ından mı buldu?

İsmail Hakkı CENGİZ - 07.02.2016

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Allah’ım, o nasıl bir üstten bakıştı… Mütevazılık görüntüsü altında o nasıl bir mağrurluktu!

O nasıl bir muzaffer komutan edasıydı! Hep galip… Asla mağlup edilemeyen!

O “aşağılara” nasıl aşağılayıcı bir bakıştı… Tam 13 sene sürdü…

O “hükûmet sözcülüğü”, nasıl sınıfına tamamen hâkim bir hoca tavrıydı… Sesindeki o hisli, yüreklere dokunan titreşim nasıl bir tınıydı! Bin asır geçse, bir daha, bir benzerini görebilir miydik acaba? Hele o ses tonundaki, neredeyse fısıltı seviyesine inen “hafif”lik, yavaşlık, yumuşaklık… Allah’ım nasıl tarif etsem? Hakikaten “kelimeler kifayetsiz”, fakir, tasvirden aciz!

Elbette bütün bunlar “mutlak güç” olmanın idrakiyle, âdeta kendiliğinden oluşuyordu… Ne kadar güçlüyseniz ses tonunuz o kadar yumuşak olur! Yüksek ses, bağırıp çağırmak zayıflığın çaresizliğinden kaynaklanır. Bülent Arınç bunu çok iyi özümsemiş, içselleştirmişti… Arınç, mutlak iktidar gücünü mükemmel kullanan bir “sözcü”ydü!

O mütevazı görünmeye çalışan çehrenin derinliğinde hep, “Biz mutlak gücüz, yıkılmaz kaleyiz, rakiplerimiz bizi değil yıkmak, sarsamaz bile” özgüveni, o özgüvenin getirdiği tepeden bakış vardı… Bu “yüksekten bakış”ı bireyin ve toplumun sezmemesi imkânsızdı.

Bu tavır dinleyenlerin, bilhassa muhaliflerin “zıddına” gidiyor, milyonlar “ezik ezik eziliyor”, “içerliyor”, herhalde içten içe de “dua” ediyorlardı: “Allah’ım, şu üsten bakışlarıyla ezenlerden sen bizi kurtar” diye! O “mutlak güç” karşısında, kendini “aciz” gören çok “mazlum”un “ah” ettiğini, o “ah”ların göklere “yükseldiği”ni tahmin ediyorum.

Çıkıyor alınan ah’lar, şimdi, aheste aheste…

İlginç ve ibret verici olan, “ah”ın çıkmasına vesile olanlar, Arınç’la kol kola, 13 senedir “Beraber yürüdük biz bu yollarda” türküsünü çığıranlar!

Arınç’a dünyayı dar ediyorlar… Resmen “linç” ediyorlar…

x   x   x

Arınç’ın tarihî hizmeti

Anlaşıldığı kadarıyla, Arınç’ın siyasî hayatı bitti…

Uzun siyasî mazisinde, övgüyle hatırlanacak bir kesit var: 1 Mart 2003 tezkeresi…

Hani, ABD askerinin Türkiye üzerinden Irak’a girmesini öngören tezkere… Tezkere oylandı… Oylamaya katılanların çoğunluğu, tezkerenin çıkması, ABD askerlerinin Türkiye’den geçmesi için “Evet” oyu verdi. Ancak Arınç, Meclis Başkanlığı yetkisini kullandı ve dedi ki, “Böyle bir tezkerenin geçmesi için NİTELİKLİ çoğunluk gerekir.”

İşte, o “nitelikli çoğunluk” sağlanamadığı için tezkere reddedilmiş sayıldı.

Arınç sayesinde Meclis’in aldığı o karar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin yüz akı kararlarından biridir. Çünkü o gün Türkiye, ABD’nin tam bir uydusu olmadığını, gerektiğinde ABD’nin istemediği kararları da alabileceğini göstermiş oldu. Bunu çok önemli görüyorum.

Arınç’ın bu konudaki hakkını da teslim etmek lâzım!

 

x   x   x

GÜNÜN MANŞETİ; Twitter’dan…



Tarih: 07.02.2016 Okunma: 796

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?