Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Halep için Suriye’nin “ticarî başkenti” denir!
Bağlı ilçe ve köyleriyle birlikte 2007 nüfusu dört buçuk milyona yaklaşıyordu. O yıllarda, Suriye’nin toplam nüfusu 18 milyon civarında olduğuna göre, demek ki ülke nüfusunun dörtte biri Halep’te yaşıyordu. Suriye açısından o kadar büyük o kadar önemli bir vilayet!
Vikipedi, Halep içinşu çarpıcı bilgileri veriyor: “Selçuklu, Eyyubi, Memlük ve Osmanlı izlerini taşıyan Halep; Bursa, Konya, İstanbul'un bir alaşımı gibidir.”
Temmuz 2012’de, iç savaş Halep’e ulaştı ve kısa süre içinde rejim güçleri kontrolü kaybetti… Suriye Dışişleri Bakanlığı’na göre, Halep’teki 1.000 (bin) fabrika talan edildi.
Suriye’de kim iktidar olursa olsun, Halep gibi, her bakımdan stratejik bir vilayetten vazgeçmesi düşünülemez. Nitekim Esad da kendini toparlayınca, Rusya’nın da desteğiyle, şimdi, Suriye’nin “dörtte biri”ni yeniden ele geçirmeye çalışıyor.
4 yıldır rejim karşıtı güçlerin kontrolünde olan Halep’te, pek çok silahlı grup direniyor. Mevzilerini kaybetmek istemiyor. Çok kanlı çatışmalar meydana geliyor. Ama Rus ve İran takviyeli Suriye ordusu karşısında uzun süre dayanmaları zor.
Haritada görüleceği gibi, Suriye ordusu, Halep’i üç yönden kuşatmış vaziyette… “Zehra ve Nubul’un ele geçirilmesiyle, Türkiye ile Halep’in ana sevkiyat yolu kesildi. Suriye ordusu kuzeye doğru ilerlemeye devam ediyor ve Türkiye sınırına 25 kilometre mesafede bulunuyor.” (Aydınlık, 8 Şubat)
Tabii bu kanlı çatışma, Türkiye’ye, “sığınmacı akını” dalgaları şeklinde yansıyor. Yüz binlerce kişilik bir “göç dalgası” söz konusu… Bu rakam, zaten “misafirler”le dolu olan Türkiye’ye, “Bizde yer kalmadı” çıkışını yaptırıyor! Tabii Avrupa’nın da etekleri tutuşuyor. Çünkü Türkiye’ye giren her “sığınmacı” Avrupa kapılarına dayanmaya aday, potansiyel “mülteci” demek! Onun için Merkel soluğu Ankara’da alıyor!
Bu “göç”ün duracağı yok! Avrupalı, aklı başında yazarlar göçün durmasının “kanın durması”na bağlı olduğunu yazmaya başladılar. Biz, yıllardır bunu söylüyoruz.
Başlıkta, “bizim için İstanbul neyse, Suriye için de Halep odur” diyerek Suriye ile bir benzerlik kurduk. Aynı benzerlik akan kan konusunda da kurulabilir; Suriye’deki kadar olmasa da Türkiye’de de kan akıyor… Akan kan nasıl durur? Terör örgütü PKK silahı bırakırsa, öyle değil mi? Aynı şey Suriye için de geçerli: Kanın durması için, Suriye ordusuyla çatışan bütün örgütlerin silah bırakması lâzım!
Evet, tek çare budur: Önce, meşru devlet güçleri dışındaki herkes silahı bırakacak, sonra diğer meseleler konuşulacak.
Kan duracak! Göç duracak! Herkes evine, okuluna, işine dönecek!