Bir insan sadece, farklı milletlerin farklı dil konuşmalarının nasıl olabildiğini düşünse, Allah’a iman eder.
Ağızdan çıkan söz geri getirilemeyeceği için, yanlış konuşmanın tek engeli düşünerek konuşmaktır. Gereksiz ve çok konuşmak da düşünme payını azalttığı için yanlıştır. Konuşma, düşünmenin yerini almamalıdır.
Boş konuşma, akıl süzgecinden geçirilmeden yapılan konuşma veya çeşitli manalara gelebilecek konuşmaları önlemek için, “İnsan söylediği sözün mahkumu, söylemediğinin hâkimidir”, “Söz gümüş ise, sükut altındır”, “Ya sus, ya da hayırlı konuş” gibi çok güzel sözlerimiz vardır.
Konuşmanın gerekli olduğu yerlerde ise hiç konuşmamak çok yanlıştır. Allah, bu dili sana neden verdim demez mi?
Seni dinlemeyene veya anlamayana da konuşma yapılmaz.
Doğruya, doğru söze hasret kalınan şu ahir zamanda duyduğumuz; boş, manasız, tutarsız, yalanla karışık, aptalca konuşmalardan ibarettir.
Bir de insanın davranışları ile (hal ile) yaptığı konuşması vardır ki, en etkili konuşma şekli budur. Eğer hal konuşmanın tersi ise, bunun kötü tasviri için kelime zor bulunur.