Tasma, sadakatine rağmen kontrolsüz hareketleri olabilen bir canlı olan köpekle özdeştir. Tasma, aynı zamanda sahibini belirler. Sahibinin sesi misali... İp uzunluğu kadar hürriyete sahip olan köpek, aksi halde her şeye burnunu sokar. Karnı tok olsa bile her koku ilgisini çeker. Tasmanın çekilmesindeki amacı her zaman anlamaz. Boynu zorlanır, isteksiz olarak eylemine son verir. Eğitim görmemiş, sokak köpeğinden dönme ise anlayışının kıtlığı şaşırtmaz. İpin ucunu tutanın mutluluğu, kendi mutluluğudur. Kanını emerek yaşayan sırtındaki haşerelere kızarsa da, kendini hiç terk etmedikleri için, dost listesindedirler.
Sokak köpeği için o tasma, ne şeref ve ne gururdur. Sebepsiz yere veya dengi olmasa bile, diğer köpeklere saldırısını görmelisiniz. Sahipsizliğin yani tasmasızlığın verdiği, ayakaltı yaşamı, tasma ile seviyeye ulaşır.
Görevi, geniş bahçeyi ve efendisinin oturduğu evi korumaktır. Bu ev, kendi bir odalık kulübesinin yanında saray gibi kalmaktadır. Bütün endişesi, bu bahçe ve sarayı korumak için, cins ve eğitimli bir köpek alınması idi. Ancak, sokaktan gelmenin üstünlüğünü hatırlayıp, alınacak köpek üzerinde hâkimiyet kurmasının zor olmayacağı düşüncesi, üzüntüsünü biraz hafifletiyordu. Uluma yeteneğinin göz ardı edilmemesi gerekirdi.
Köpek işte, başka itlerin ve kuçu kuçuların, kendi hakkında, “suyu ısındı çakalın, saraydan atılmasına az kaldı” diye düşündüklerini ne bilsin.