Ermenistan’ın menfaati Türklerle dostlukta

İsmail Hakkı CENGİZ - 04.04.2016

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Türkler derken bütün Türk dünyasını, bilhassa Azerbaycan ve Türkiye’yi kastediyorum.

Ermenistan’ın haritadaki konumuna bakarsanız, Türkiye’nin yanında küçücük kaldığı gibi Azerbaycan’a göre de hem toprak, hem nüfus bakımdan küçüktür. Ayrıca, gerek jeostratejik, gerekse ekonomik açıdan üstünlük sağlayabileceği bir üretimi, bir doğal kaynağı yoktur.

Tarım ve hayvancılık da son derece zayıf olup karnını zor doyurmaktadır. 2010 yılında, Türkiye’de, 70 bin Ermenistan vatandaşı kaçak olarak çalışıyordu. Muhtemelen o sayı daha da artmıştır. Bu, 3-3,5 milyonluk bir nüfusta oldukça dikkate değer bir rakamdır.

Ermenistan, kendisine, “Türklere 100 yıllık düşmanlıktan ne kazandım?” diye sormalıdır?

Bunun cevabı, kocaman bir “HİÇ”tir!

Geçen yıl “tehcir”in yüzüncü yılıydı… Ermenistan ve Ermeni diasporası, Türkiye’yi dünyada sıkıştıracak ve zor durumda bırakacaktı. Ne oldu? Birkaç gün konuşuldu ve bitti. Bunlar konuşulmasın, bişey varsa inkar edilsin demiyoruz. Ama bilim insanları konuşsun, belgeler konuşsun ve yapıcı konuşulsun. İki milleti gittikçe birbirinden ayıracak, yıkıcı bir terminolojiyle, asılsız suçlamalarla tartışılmasın. Asılsız iddiaların vardığı yer burası.

Ermeni iddialarından birisi de “vilayet-i sitte” denilen, Doğu Anadolu’daki 6 büyük ilin kendilerine ait olduğu iddiası. Olacak iş değil ama farz-ı muhal güneş batıdan doğsa, dünya tersine dönse ve o 6 ili biz boşaltsak, Ermenistan oralardan birini bile dolduracak Ermeni nüfus bulamaz.

Bu “ham hayal”lerden vazgeçilmeli.

Artık, ileriye bakmalı, iki tarafın da millî menfaatleri neyi gerektiriyor, ona odaklanmalı.

Coğrafî konumuna baktığınız vakit, Ermenistan’ın Türkiye’ye ve Azerbaycan’a mahkûm ve mecbur olduğunu görüyorsunuz. Bunu Ermeni yöneticilerinin de görmemesine imkân yok. Fakat Rusya’nın, ABD ve AB’nin desteğini arkasında görüp, Türk dünyasıyla baş edebileceği zehabına kapılıyorlar. Sözüm ona, o desteğin de getirdiği yer burası. Onlar Ermenistan’ı çok seviyorlarsa, biraz yatırım yapsınlar. Var mı yatırım? Yok! Ne var? Silah desteği… Yani ölüme, yani savaşa, yani gerilime, yani yıkıma götüren bir destek.

Öte yandan, Ermenistan, arkasındaki güçlerin Türkiye’yi ve bütün Türk dünyasını da doğrudan karşılarına alamayacağını hesap etmeli.

Neresinden bakarsanız, Ermenistan’ın şimdiki “hasmane” tutumu “çıkmaz” yoldur.

Gelin, dost olalım! “İşi kolay kılalım”!

 

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, uiportal.net’ten…


Tarih: 04.04.2016 Okunma: 829

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Özgür Deniz

05.08.2015 - 18:19

KÜRT ÇOCUĞU BUDUR İŞTE...


"KANIMIZIN SON DAMLASI, VÜCUDUMUZUN SON PARÇASINA KADAR SAVAŞALIM"

Şehit Medet Mat'ın abisi Muhammed Mat ise bu savaşın Kürt-Türk savaşı olmadığını dile getirerek, devletin terörle mücadelesini sonuna kadar devam ettirmesi gerektiğinin altını çizdi.

Muhammed Mat "Bu savaş Kürt-Türk savaşı değil, Müslümanlar ile kâfirlerin savaşıdır. Biz bunun bilincindeyiz. Kardeşimin Uhud'da, Bedir'de şehit düşenler gibi şehadete ermiştir. Biz onla gurur duyuyoruz, biz bununla mutluyuz. Biz sağ oldukça, Müslüman Kürtler sağ oldukça, biz Kürtlerin maskesini takıp da, 'Kürt halkının hakkını savunuyorum' diyen Yahudi ve Ermeniler emellerine ulaşamayacaklar. İslam'ın son kalesi bizim kanımız damarlarımızda olduğu müddetçe duracaktır. İslam'ın son kalesini muhafaza edeceğiz. Ben varım, kardeşim var, öbür kardeşim var. İnşallah ömür boyu neslimizle bu dava uğruna canlarımızı feda edeceğiz. Ne mutlu bize ki Efendimizin getirdiği dine şehit verdik. Bu vatana şehit verdik, bu vatan uğruna kanımız aktı. Buradan Cumhurbaşkanıma seslenmek istiyorum. Kanımızın son damlasına kadar, bedenimizin son parçasına kadar savaşalım. Asla taviz vermeyin. Bu son seçimde millet, siyasete girsinler, kan dökülmesin diye oy verdiler. Ama onlar ne yaptı? Seçimi kazandıktan sonra, barajı aştıktan sonra yine kan aktı. Bunlara acımayacaksın’’ dedi.

Özgür Deniz

05.08.2015 - 18:19

KÜRT ÇOCUĞU BUDUR İŞTE...


"KANIMIZIN SON DAMLASI, VÜCUDUMUZUN SON PARÇASINA KADAR SAVAŞALIM"

Şehit Medet Mat'ın abisi Muhammed Mat ise bu savaşın Kürt-Türk savaşı olmadığını dile getirerek, devletin terörle mücadelesini sonuna kadar devam ettirmesi gerektiğinin altını çizdi.

Muhammed Mat "Bu savaş Kürt-Türk savaşı değil, Müslümanlar ile kâfirlerin savaşıdır. Biz bunun bilincindeyiz. Kardeşimin Uhud'da, Bedir'de şehit düşenler gibi şehadete ermiştir. Biz onla gurur duyuyoruz, biz bununla mutluyuz. Biz sağ oldukça, Müslüman Kürtler sağ oldukça, biz Kürtlerin maskesini takıp da, 'Kürt halkının hakkını savunuyorum' diyen Yahudi ve Ermeniler emellerine ulaşamayacaklar. İslam'ın son kalesi bizim kanımız damarlarımızda olduğu müddetçe duracaktır. İslam'ın son kalesini muhafaza edeceğiz. Ben varım, kardeşim var, öbür kardeşim var. İnşallah ömür boyu neslimizle bu dava uğruna canlarımızı feda edeceğiz. Ne mutlu bize ki Efendimizin getirdiği dine şehit verdik. Bu vatana şehit verdik, bu vatan uğruna kanımız aktı. Buradan Cumhurbaşkanıma seslenmek istiyorum. Kanımızın son damlasına kadar, bedenimizin son parçasına kadar savaşalım. Asla taviz vermeyin. Bu son seçimde millet, siyasete girsinler, kan dökülmesin diye oy verdiler. Ama onlar ne yaptı? Seçimi kazandıktan sonra, barajı aştıktan sonra yine kan aktı. Bunlara acımayacaksın’’ dedi.