Panama nire, Türkiye nire, bu yasak niye?

İsmail Hakkı CENGİZ - 07.04.2016

 Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Dünya, kaç gündür “Panama belgeleri”ni konuşuyor!

Dünya ile birlikte Türkiye de konuşmaya başladı. Ancak Türkiye’de konuşulmaya başlamasıyla “yasak” geldiği de bildirildi!

İsterseniz, önce, 1914’te açılan, 77 kilometrelik “kanal”ıyla meşhur Panama hakkındaki bilgilerimizi hatırlayalım: Panama, Güney Amerika’yla Kuzey Amerika kıt’aları arasında küçük bir ülke. 76 bin km2 yüzölçümü, 3,5 milyon kadar nüfusu var. Kişi başına düşen millî geliri 12.500 dolar. “Kanal”ı ülkeden daha meşhur! Özel bir teknikle yapılmış, Wikipedi ansiklopedisi, kanal için “Dünyanın mühendislik harikasıdır” diyor.

Bu, kanalıyla ünlü sakin ülke kendi halinde yaşayıp giderken, ortaya çıkan “Panama belgeleri”yle dünya gündeminin merkezine yerleşti.

“Belgeler” neyle ilgiliymiş?

Vergiden kaçırmak için para yatırılan “kıyı bankacılığı”yla!

Şimdiye kadar yayımlanan belgelerde, Azerbaycan’dan İzlanda’ya, İngiltere’den Rusya’ya kadar pek ülke yöneticisi ve yakınlarıyla, iş ve spor dünyasından ünlü kişilerin adı geçiyor.

Misal, Putin’in adı geçiyor ve Kremlin, “Belgelerin ana hedefi Putin” diye açıklama yapıyor.

İzlanda Başbakanı’nın adı geçiyor ve Başbakan Sigmundur Gunnlaugsson önce, “istifa etmeyeceğim” dedi, bir gün sonra istifa etti.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın kuzeninin, Kuzey Kore ve İran’ın isimleri geçiyor ve adı geçenlerden herhangi bir ses yok.

Futbol dünyasının bir numarası sayılan, Barselona’nın Arjantin’li yıldızı Messi ve babasının adı geçiyor. Messi, adı geçen şirketin “aktif olmadığını” söylerken, daha önce de “vergi kaçakçılığı” suçlamasıyla İspanya’da hâkim karşısına çıktığı hatırlatılıyor.

İngiltere Başbakanı’nın babasının adı geçiyor ve Başbakan David Cameron “Bir maaşım ve bir evim var” diye açıklama yapıyor.

FİFA’nın yeni başkanı Gianni Infantino’nun da adı geçiyor… Kendisinden ses yok ama “Yolsuzluk iddialarından dolayı futboldan men edilen Sepp Blatter’in yerine seçilen 46 yaşındaki Infantino, mali şeffaflık vaadinde bulunmuştu.” hatırlatması yapılıyor.

6 Nisan 2016 tarihli, Euronews’in Türkçe sayfalarında adı geçenler bu kadar. Görüldüğü gibi, Türkiye’yi ilgilendiren bişey gözükmüyor. O vakit yasak niye?

Vakıa, 11 buçuk milyon belgeden bahsediliyor. Belgeyi sızdıran hukuk bürosu yetkilileri, “Açıklananların buzdağının görünen kısmı” olduğunu söylüyorlar fakat Türkiye’yi ilgilendiren bir durum olsaydı şimdiye kadar çıkardı diye düşünüyorum.

Bizimle ilgili bişey çıkacağına hiç ihtimal vermiyorum.

Boşuna heyecanlanmayalım!

 

x   x   x

Şimdi, Türkiye daha emniyetli

Vazife böyle yapılır…

Problemler böyle ortaya çıkarılır…

Teşhis, isabetle böyle konabilir ve tedavi yolları böyle bulunur!

Ankara’ya yeni atanan Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, 19,20,21 Mart günleri, üç gün boyunca “sahte plakalı” bir araçla gezmiş ve tespit eden, durduran olmamış. (T24, 05/04)

Bu zafiyetinden dolayı başken polisine kızılabilir ama zaten böyle uygulamalar, zafiyeti ortaya çıkarmak için yapılır. Böyle bir “tatbikat”a başvurduğu, bu “cesaret”i gösterdiği için Ankara Emniyet Müdürü’nü kutlamak lâzım.

Karaaslan’ın girişimi, bütün illerde benzer bir zafiyetin olabileceğine işaret ediyor. 5 ay içinde, ikisi sahte plaka veya çalıntı araçla, üç kez canlı bomba patlayan bir ilde böyle bir zafiyet varsa; bütün Türkiye’de benzer bir zafiyetin olabileceğini düşünmek lâzım! Bu tatbikatıyla Karaaslan, aslında, bütün Türkiye’yi uyarmış oldu.

Tabii sorunların nasıl meydana çıkarılabileceğini de göstermiş oldu.

Karaaslan’ın tebdili kıyafet gezmesi, sorunların çözümünde “insan” unsurunun ne kadar önemli olduğunu da gösterdi.

Aynı mevzuatlar çerçevesinde görev yapıyorsunuz fakat kimi masa başından, kimi sokakta-caddede, sorunların bulunduğu yerden yönetiyor.

Kimi, rutin işlerden başka hiçbir yeniliğe imza atmıyor, el yordamıyla işi götürüyor; kimi daha etkin çözümler bulmak için yeni yollar, çareler arıyor.

İşlerin iyi yürümesi, sorunların süratle çözülmesi, vatandaşın emniyeti ikinci tip yöneticilerin çoğalmasına bağlı… Bu bakımdan, Karaaslan’ın başvurduğu yöntem çok önemli ve değerli… Ankara, çağdaş, çalışkan, zekî, “çözüm odaklı” bir emniyet müdürüne kavuşmuş gibi görünüyor.

Başkent, artık, eskisine göre daha emniyetli!

Bu haber, suçluları caydırır… Sadece Ankara’da değil bütün Türkiye’de caydırır. Çünkü Ankara’da böyle bir zafiyetin ortaya çıkmış olması, bütün illerdeki görevlileri harekete geçirir. Nitekim yukarıdaki haberle aynı gün, İzmir’de üç canlı bombanın yakalandığı haberi de geldi. Bizim bugün haber aldığımız Karaaslan’ın 15 gün evvelki uygulamasını, diğer il emniyet müdürlükleri elbette çok daha önceden haber almış olsalar gerek! Dolayısıyla muhtemel zafiyetlerini de gidermiş olmalılar.

Bence, şimdi, Türkiye daha güvenli…  

 

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, twitter’dan…



Tarih: 07.04.2016 Okunma: 785

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?