İnsanlar olarak, şeytanları çok iyi tanımalıyız. Nereden geldiklerini, nasıl geldiklerini, niçin geldiklerini, kimin için geldiklerini çözümleyebilmeliyiz. Bugün iman ve küfür kavgası vardır yeryüzünde ve bu kavga badema sürecektir. Behemehâl iman küfre galebe çalmalıdır. Çünkü mevcudiyetimiz buna merbuttur. Küfür kuvvetli gibi görünmektedir ama zayıftır. Sadece biz bunu bilmiyoruz. Çünkü kafamızda küfür güçlüdür. Evet, küfrün maddi kuvvetleri vardır, bu gerçektir ama maddi kuvvet bir yere kadardır ve her şey değildir. insançocukları yörüngelerini şaşırmış durumdadırlar. Küfür ehli de buradan nemalanmaktadırlar. İnsançocukları her zaman içeriden yenilmişlerdir. Yoksa küfür ehli yani vahyin düşmanları yenebilmiş değildirler. Politik olarak küfür ehli ile bağlar kurmak bir zorunluluktur ve bu durum dünya politikasının muktezasıdır belki ama yine de teennili olmak iktiza eder. Binaenaleyh, ne ile ne yaptıklarını ve nasıl yaptıklarını takip etmeliyiz. Bugün NATO isimli bir Küresel Cinayet Şebekesi vardır malum. Bu şebekeyi çok iyi takip etmeliyiz. Ülkemiz içerisinde bulunan adamlarını tespit edip, ekarte edebilmeliyiz. Bugün küfür ehlinin, ülkelere direkt olarak müdahalesi yoktur, çünkü her ülkenin dahilinde mutemet adamları vardır, bahusus İslam ülkelerinde. Hususen Müslümanların her an teyakkuzda olmaları icap ediyor. Küfür ehlinin kendi aralarında ki ihtilaflara asla inanmamak icap eder. Çünkü küfür ehli, Müslümanlara karşı her daim birdirler, bütündürler. Müslümanları bölüp, parçalamak, kendi aralarında paylaşmak ve köleleştirip, sömürmek isterler. Bizim kaderimizi yine biz çizmeliyiz. Müslümanın mukadderatını küfür ehli belirleyemez. İnsanlığın nihai sığınağı olan bu topraklar küfür ehlinin kirletmesine terkedilemez. Küfür ehli pisliktir ve ondan ne gelirse pislik olarak gelecektir. Unutmayalım ki, küfür milletleri tek millettirler. Allah’a ve Vahye düşmandırlar. Önderimize düşmandırlar. Milletimize ve ümmetimize düşmandırlar. Hilalimize ve Kitabımıza düşmandırlar. Topraklarımıza ve devletimize düşmandırlar. Bu düşmanlık yarın bitecek değildir, ilanihaye sürüp gidecektir. Bunlarla iş yaparken sonsuz teennili olmak iktiza eder kesinlikle. Bunlar yüzüne gülerler, sırtından hançerlerler. Bugün özelde Türk Milletinin, genelde İslam Ümmetinin evlatlarına, faşist ve gerici yaftası vuranlar, küfür milletlerinin dahildeki Truva Atlarıdırlar. Şunu bilmeliyiz; bir aydının dediği gibi, Müslüman Türk Milletinin dirisi yiğit, ölüsü şehittir. Ama küfür milletlerinin dirileri kalleş, ölüleri bir leştirler. Kadim medeniyetin dirilişini tetikleyecek olanlar, yapıp ettiklerine azami dikkat etmelidirler. Bugün NATO denilen cinayet şebekesine karşıymış gibi olanların kahir ekseriyet haddizatında karşı değildirler ama karşıymış gibi gözükerek kendilerini gizlemektedirler. Müslüman buraya sonsuz dikkat kesilmelidir. Çünkü NATO ile bazılarının hedefleri birdir. Hedef; Türkiye’dir ve yekpare ümmettir. Bu yüzden birilerinin NATO denilen cinayet şebekesine güya mücadele ediyormuş gibi görüntü vermeleri, münhasıran taktiktir. Vahye düşmanlık güdüpte, vahiy düşmanlarının karşısında, vahiy dostu bir milletle bir olabilecekleri ihtimali söz konusu bile olamaz. Tüm unsurlarıyla birlikte Müslüman Türk milletinin çocukları bu netameli oyuna gelmemelidirler, kurulan tuzağa düşmemelidirler. Birbirlerinin yanlarında olmalı, birlik bağlarını kuvvetlendirmeli, bütün küfür ehline karşı tek fikir ve tek can olmalıdırlar. Milli Siyaset temelinde ve Türk-İslam Medeniyeti idealinde birleşmelidirler. Vahiy ve Töre temelli Milli Siyaset düşmanlığı üzerine siyaset kuranların, Küresel Cinayet Merkezine karşı olması gibi bir durum asla söz konusu bile olamaz. Yanlış yapanlar uyarılmalıdırlar, hem de şiddetle uyarılmalıdır ama bu uyarı yapılırken küfür ehlinin saflarına düşmekten, kasıtlı ve kuru muhalefet etmekten de kaçınılmalıdır. Bu ülke hepimizindir. Hep birlikte korumak zorundayız. Zira kaderimiz ortaktır. Ne ülke bir tek kişinindir, ne kader bir kişin kaderidir. Sağduyuyu kaybetmemeliyiz. Ortak vicdan ve ortak akıl temelinde, ortak irademizle hareket etmeliyiz.
Bakınız küresel konjonktür icabınca bir şeyler yapabiliriz ya da yapmak zorunda kalabiliriz. Çünkü insanlar gibi, devletler de birbirleriyle bağlantılıdırlar. Bugün yeryüzünde ne mutlak bağımsız insan olabilir ne de mutlak bağımsız devlet. Çünkü herkesin birbiriyle iletişime geçmesi, birbirinden istekte bulunması inkâr edilemez bir gerçektir ve adeta zorunluluktur. Buradan şuraya ulaşmakta yanlıştır, kürselcilik bir gerçekliktir, hayır bu anlamda değildir söylediklerimiz, münhasıran doğal bir gerekliliktir. Tabir caizse varlık kanunu gibi bir şeydir. Ama bahusus devlet düzeyinde tahakkuk eden şeyler, yapılanlar, söylenenler üzerinde sonsuz teennili olmak, ince bir takip yapmak iktiza eder. Misal; NATO denilen küresel cinayet şebekesi, üye ülkelere üs kuruyor bildiğimiz kadarıyla. Bu üslerin harici ülkelerle çok fazla ilintisi olduğunu sanmıyorum. Öyle gösterilebilir ama bendeniz öyle olduğunu düşünmüyorum. Yine bulunduğu ülkeyle ilintilidir varlığı, kuvvetle muhtemel. Kendimiz üzerinden düşünecek olursak, NATO isimli küresel cinayet şebekesinin ülkemizde ki üsleri asla herhangi bir durumda bizim ülkemizi kollamak değildir, ülkemizle ilgili istihbarat toplamak ve ajanlık yapmaktır. Binaenaleyh, bu şeytan biteviye takip edilmelidir, asla başıboş bırakılmamalıdır. NATO isimli küresel cinayet şebekesinin yeryüzünde hiçbir Müslüman’a faydalı olduğunu kimse söyleyemez. Bilakis görmediğimiz ne zararları olmuştur kim bilir. En azından kesin bir bilgimiz vardır elimizde; Bilge Kral, asil komutan Aliya İzzetbegoviç’in ülkesi Bosna malumumuzdur. Diğer ülkeler hedefmiş ya da diğer ülkelere karşı bulunduğu ülkelere destek oluyormuş gibi kendisini pazarlayabilir ya da vazgeçilmez bir şey olduğunu göstermek isteyebilir ama bu numaralara aldanılmamalıdır. Şeytan içimizdedir ve şeytana karşı teyakkuzda olmak şarttır. Sezgilerim, bu küresel cinayet şebekesinin adeta bir yılan vazifesi gördüğünü söylüyor. Türk Milletinin ve İslam Ümmetinin umutları yine kendileridirler. Şu büyük gerçeği, hiçbir komplekse, hiçbir hasede, hiçbir yanlış telakkiye, hiçbir yönlendirmeye mahal vermeden kesinkes bileceğiz ve asla unutmayacağız; küresel şeytanlar, namussuz gâvurlar, İslam Ümmetini, Türk Milletini, İslam Dinini ve Türkiye’yi asla ve kata zerre miskal sevmezler, bilakis adım adım yok etmek için çalışırlar, kıvranırlar, tezgâh üstüne tezgâh kurarlar. Küfür ehlinden bize dost olmaz! İki kere iki dörttür. Küfür ehli yani küresel şeytaniler bir verirken bin almak üzerine hesap yaparlar. Bu yüzden onlara karşı fasılasız uyanık kalmak ve onları fasılasız takip altında tutmak şarttır. Biz kendi içimizde birliği sağlamak zorundayız, başka çıkış yolumuz yoktur. Bu birlik ümmete sirayet ettirilmelidir. Ve yeryüzünde ümmetin büyük birliği tahakkuk ettirilmelidir. Nihayetinde de kendimize ait olanları kurmalıyız, oluşturmalıyız ve ancak bu şekilde bağımsız olabileceğimizi bilmeliyiz. Elbet yine bağımlılığımız olabilir ama bu durum bağımsızlığımıza gölge düşürmeyecek kadar olur. Yani dünya da bugünkü olanlar asla olmaz. Müslümanlar zulme maruz kalmazlar. Hiçbir küfür ehli Müslümana had bildirmeye cüret edemez, cevabını kat be kat fazlasıyla alır ve yerine oturur. Haddini aşanlara kan kusturulabilir. Yeryüzünün her köşesinde zulüm altında inleyen kardeşlerimiz rahat bir nefes alır hale gelir. Bizler umudu bizlerde aramalıyız. Asla şeytanilerden medet bekleme derdine düşmemeliyiz. Bakınız, bugün, küresel şeytani çetelere, zevahirde karşı gibi görünen niceleri asla karşı değildirler. Bilakis, bu çetelerin varlıklarından memnundurlar ama millete tersi bir durum yansıtmaktadırlar. Zira büyük ve kuşatıcı değerlere düşmanlık güdenler, yine aynı değerlere düşman olanlara asla düşman olmazlar. Feraset ve basiret sahibi olmalıyız. Tüm gâvurların nihai hedefleri, eninde sonunda küçük mikyasta Türk Milletini ve büyük mikyasta İslam Ümmetini atomize etmektir. Bağrımıza adeta zehirli bir hançer gibi saplanmış bulunan bu cinayet merkezinin görevi; Allah, Önder, Kur’an ve Türk-İslam Medeniyeti düşmanlarını, vahyin ve medeniyetimizin dostlarına karşı birleştirmek ve bu ülkeye egemen olmalarının yolunu açmak olacaktır. İç savaş çıkarmak için görev yapacaklardır, ki yapmaktalardır da. Millet topyekûn birlik olmalı ve bu ve benzeri cinayet üslerinin kaldırılmasını sağlamalı, şeytanın çocuklarını da topraklarımızdan def etmelidir, topraklarımızı kanlı postallarıyla kirletmelerine müsaade edilmemelidir.
LEŞ PEŞİNDE KOŞUYORUZ
Arasıra içinizden birinin hayıflandığını, şikayet ettiğini ve çok gülünç bir ağrıyı ifade edebilmek için feryat ettiğini görürsünüz. Onun bu ahmaklığına gülmemiz gerekir. Şayet gündelik hayatımızda arzuladığımız eşyanın veya kavuşmak istediğimiz nimetlerin ya da başkalarının elinde olupta imrendiğimiz şeylerin ve elde etmek için arkasından koştuklarımızın bir listesini yapsak ve bu listeyi bilinçle, dikkatle incelesek kendimizi kınar, varlığımızı çirkin bulur ve yaşamımızdan utanırdık.
Şehit Doktor Üstad Ali Şeriati
Bilinç ve Eşekleştirme
İNSAN OLMAK
İnsan, yeryüzünde, Allah'ın halifesi olduğunu, ilahi yönünü, izzetini, efendiliğini, kendisinin dışında hiçbir varlığa verilmeyen değerini ve kabiliyetlerini unuttu ve kendisini tüketmeye, arzusuna ulaşmak için kendi dışındakilere gösterdiği yalancı övgüyle bütün insani değerlerini kurban ettiğinin farkına varmadan kendisini başkalarına kul etmeye, zillet çektirmeye ve kolaylıkla yaranmaya başladı. Fakat başını başkasına eğen ve ona yaltaklanan birisi artık insan olamaz! O insan ki, başkasına yapmış olduğu ibadet ve itaat sonucunda kaybettiği şeyin değerini tahmin dahi edemez!
Şehit Doktor Üstad Ali Şeriati
Bilinç ve Eşekleştirme