DEVRİMİ, ÖNCE KAFANDA YAP BEBEĞİM!...34...

Özgür DENİZ - 11.04.2016

Ey zerreden zerrata tüm mevcudatın yegâne maliki olan yüce Rabbim! Biz kullarına uyanıklık nasip et. Bilinç, feraset, basiret nasip et. Zihin berraklığı, kalp temizliği, irade sağlamlığı nasip et. Derin sabır lütfet, gözlerimizin nurundan mahrum etme. Sefer vakti gelip çattığı dem, ayaklarımızı sabit kıl ve kaydırma. Biz kullarını düşman karşısında diz çökerek yaşayanlardan değil; dik durarak, şereflice, yiğitçe vuruşarak ve gerekiyorsa şehit olarak, arka kalanları yaşatanlardan eyle. Biz biliriz ki, şehit, hakikatte ölen değildir, kalanları yaşatandır, çünkü yaşatmak için toprağa düşmüştür, fakat ruhu bizlerin arasında dolaşmaktadır ve bizlere kuvvet vermektedir. Bizleri, Önderine, tarihine ve ceddine layık olanlardan eyle. Bizleri kaçanlardan değil duranlardan eyle. Bu coğrafyayı ve tüm coğrafyalarımızı hürriyetlerine kavuşturmak, bu milleti ve ümmeti şanlı, şerefli mazisiyle buluşturmak, nesillerimizi istikbalin aydınlığına ulaştırmak adına bizlere yardım et, bizleri sıyanetine al. Şehadete ermiş tüm şehitlerimize ve şehit olmayı bekleyen tüm yitiklerimize rahmetini yağmur gibi yağdır. Âmin. Milletle bir ve beraber olunacak. Çünkü kuvvet buradadır. İstimdat milletten umulacak. Çünkü inanç buradadır. Küresel şeytanların önünde eğilinmeyecek ve onlardan medet beklenmeyecek. Çünkü izzet buradadır. Küresel şeytanlarla teşrik-i mesai yapan içimizde ki şeytanlar tespit edilip millete ifşa edilecek. Çünkü diriliş buradadır. Milletin hürriyetine, devletin istiklaline kavuşması için gereken ne ise yapılacak. Çünkü hedef buradadır. Zalimlere merhamet edilerek mazlumlara zulmedilmeyecek. Çünkü merhamet, adalet, ahlak buradadır. Tek bir insanoğlunun gönlü incitilmeyecek. Çünkü vicdan buradadır. Kaybedilecek tek bir kardeşimizin olmadığı bilinecek. Çünkü umut buradadır. Milli birlik ve beraberlik temin edilecek. Çünkü büyük birlik buradadır. İçimizde ki cinayet şebekelerinin sökülüp atılması için gereken ne ise yapılacak, gerek gizli gerek açık yoldan. Çünkü uyanış buradadır. Küfrün tezgâhları bir bir parçalanacak. Çünkü bağımsızlık buradadır. Küfrün taşeronluğunu yapan örgütlere karşı gerekiyorsa onlardan daha zalim olunacak, ki olmayan yüreklerine korku salınıp, her an o korkuyla yaşamaları sağlanacak ve yaşadıkları her cehennem kılınacak. Çünkü üstünlük buradadır.

 

Uyanmalıyız artık ey asil ve soylu milletin necip evlatları! Halen ağır bir uykunun kıskacındayız. Uyurken boğmaya tevessül ediyorlar bizi. Bir bilinç yitiminin neticesi olan hasarları yaşıyoruz. Zaman uyuma zamanı değildir. Böyle bir dünyada uyumak utançtır, haramdır sana. Zaman, milletimize, ümmetimize, insanlığa asırlardır kan kusturan ve tüm insanlık değerlerini tarumar eden vandal, barbar İngiliz-Yahudi Medeniyetinin küresel düzlemde mücadele kod adı olan Siyonist emperyalizmden hesap sorma zamanıdır. Zaman, vahşice, köpekçe, kahpece, alçakça, bitevi kanımızı akıtan soysuzlara kan kusturma ve o soysuzları tam susturma zamanıdır. Ümmetin yetimleri bizi beklemektedir. Hesap vaktini beklemektedir. Tarihin kesintiye uğradığı demden beri ümmete kan kusturan zalimlerden hesap sormak boynumuza borçtur. Bugün bizim neslimizi havai şeylerle oyalıyorlar, dirençlerini kırıyorlar, dirilmelerinin önüne geçiyorlar, düşünmelerini engelliyorlar ama kendileri ise arka perdeden kirli, kanlı ve karanlık planlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Belki göremiyoruz ama dipten dibe ülkemizi oymaya gayret ediyorlar, milletimizin boynuna fark ettirmeden zincir geçiriyorlar. Kardeşlerimizi dinden ari kılarak hem kendilerine yabancılaştırıyorlar hem de bize düşman ediyorlar. Bir kardeş katliamı hazırlığı yapıyorlar. Bunlar farazi şeyler değil, inanın becerebilseler bunu gerçekleştirmekten yana zerre tereddüt etmezler. Küresel küfür ehli ile bağrımızda barındırdığımız küfür ehli görünmez bir ittifak içindedirler. Ümmetin çocukları katledilmekte, yurtları işgal edilmekte, aşiyanları viraneye çevrilmekte, kaynakları yağmalanmaktadır. Yarın da bizim ülkemiz üzerinde aynı oyunları oynayacaklardır, ki elan oynamaktalardır da. Küresel katil, gelmiş ve tam orta yerimize oturmuştur. Yarın kadim kardeşlerin bağrında bir hançer olacaktır ve kanımızı akıtacaktır. Bir yılan olup zehrini boşaltacaktır bu coğrafyaya. Bu küresel muhasaraya nihayet vermeliyiz. Senlik, benlik kavgasını bırakmalıyız artık. Ağız kavgası ile enerjimizi tüketmemeliyiz. İdeolojik kavgalarla, mezhep ve parti kavgalarıyla değil, kadim bir milletin dirilişi ve kuşatılan bir coğrafyanın bağımsızlığına kavuşması kavgasıyla hemhal olmalıyız. Ülkemiz bir deniz, bizler birer balık olmalıyız ve ülkemizin her köşe bucağında yüzmeliyiz. Her bir kardeşimize ulaşmalıyız. Sevgimizi, ekmeğimizi, bilgimizi, türkülerimizi, acılarımızı ve dertlerimizi paylaşmalıyız. Yoksullarımızı kazanmalı, gariplerimizi güldürmeliyiz, kimsesizlerin kimsesi olmalıyız. Coğrafyamızda görkemli bir uyanışı, dirilişi ve direnişi başlatmalıyız. Dilimizde, dinimizde, kimliğimizde, tarihimizde dirilmeliyiz. Mazimize layık bir şekilde mücadele vermeliyiz. Artık üzerimizde ki lüzumsuz yükleri atmalıyız. Bilakis, ezilmekten, sömürülmekten ve en kötüsü tarih sahnesinden çekilmekten kurtulamayacağız. Artık, akletmeli ve isticalen beden ve ruh tamirine yönelmeliyiz, mücadele meydanına atılmadan önce!

 

Ey büyük mikyasta İslam Ümmetinin ve küçük mikyasta Türk Milletinin evlatları! Uyanmalıyız, dirilmeliyiz, direnmeliyiz! Bir Hüseyin olup behemehâl zalimin zulmüne direnmeliyiz. Bir Şeyh Şamil olup dağları inletmeli ve ayılara kan kusturabilmeliyiz. Bir Ömer Muhtar olup çölleri yarmalı ve düşmana diz çöktürebilmeliyiz. Bir Yavuz olup ömrümüzü icap ediyorsa seferde büyük ve kutsal zaferlere mülaki olmak için at sırtında geçirebilmeliyiz. Bir Alpaslan olup tek başımıza küffara hücum etmeye cesaret edebilmeliyiz. Bir Kanuni olup Viyana’ya dayanmalı ve yekpare küffarın cılız yüreklerine cehennem korkusu salabilmeliyiz. Bir Fatih olup İstanbul’u yeniden fethetmeli, yeni bir çağı başlatmalı ve yepyeni görkemli bir destan yazabilmeliyiz. Bir Kürşad olup düşmanın sarayını birkaç çerimizle basacak kadar büyük ve deli yürekli olabilmeliyiz. Atlarımız rüzgârlaşmalı, topraklar atlarımızın nallarıyla toza dumana karışmalı, yiğitlerimizin kılıç şakırtıları ve Allahüekber nidaları göklerde yankılanmalıdır. Bir coşkun sel olup taşmalı, bütün engelleri aşmalı ve kutsal ülkülerimize kavuşmalıyız. Melekler, bizleri izlemelidirler hayranlıkla. Kuşlar, şarkılarımızı dinlemelidirler. Dağlar, heybetimizi kıskanmalıdırlar. Bulutlar, bize gölge olmalıdırlar. Denizler, bizim coşkun sel olup aktığımızı görmeli ve utancından çekilmelidirler. Tarihin, ismiyle anıldığı bir milletin aziz ve asil evlatları yeniden bir tarih yapmaya koyulmalıdırlar. Münevverlerimiz, âlimlerimiz, ozanlarımız tüm yurt sath-ı mailinde bir uyanış ve diriliş harekâtı başlatmalıdırlar. Hesapsız, umarsız, çıkarsız, beklentisiz bir harekât olmalıdır bu. Mütekabiliyet esasına dayanmamalıdır. Bir uyanış, uyandırış, tazeleniş, diriliş ve direniş harekâtı özelliği taşımalıdır bu harekât. Vahiy ve töre temelli, Önder’in izinde bir şahlanış harekâtı olmalıdır. Eğer bu vatanı karşılıksız sevdik ise, eğer bir ülküye gönül verdik ise, eğer bu milletin istikbaline ve istiklaline bir baş koyduk ise, eğer ümmetin kurtuluşuna bir can vaat ettik ise bu kutsal hamleyi başlatmak pazarlık konusu bile yapılmamalıdır asla. Bu kutsal harekât hamlesi, ruy-i zeminin her bir köşesinde ki soydaşlarımız ve dindaşlarımız arasında da başlatılmalıdır. Sadece biz değil tüm ümmet uyanmalıdır, dirilmelidir ve direnişe geçmelidir. Bulunduğumuz halden utanmamız gerekir, başımızı nasıl kaldırıpta insanlığa karşı bakabiliyoruz? Meleklerin bakışından utanmalıyız. Güneşin üzerimize doğuşundan utanmalıyız. Bastığımız topraklardan utanmalıyız. Bu toprakların ruhu olan şehitlerden utanmalıyız. Artık aydınım diye ortalıkta gezinip duran, laf salatasından başka bir şey bilmeyen beyinsiz ve ahmak sürüsüne bir şekilde ulaşıp uyarmalıyız. Onlara hadlerini ve hududlarını hatırlatmalıyız. Partilere karşı isyan ahlakıyla direnmeliyiz ve onları uyarmalıyız. Âlimlik iddiasında olanlara da hesap sorabilmeliyiz. Bunlar asla zor ve olamayacak şeyler değildir. Yürek ve cesaret isteyen şeylerdir, başarılabilir istendikten sonra. Vallahi, billahi, tallahi başarılabilir. Onlardan bir şey istemeyeceğiz, onlardan çıkar ummayacağız, onlardan istimdat beklemeyeceğiz, onlara ne yaptıklarını ve ne yapmaya çalıştıklarını soracağız ve uyanmalarını haykıracağız suratlarına. Sorumluluklarını ve yapmaları gereken şeyleri hatırlatacağız. Şirketlerin, bankaların tasallutundan kurtulmak ve milli kalkınma hamlelerini başlatmak görevimizdir. Dış borçlardan isticalen kurtulmalıyız, gerekirse millet olarak el ele vermeliyiz, bu borç bataklığından kurtulmak için. Bundan bu toprakların çocuğu olupta imtina edecek tek bir kişi bile çıkmayacaktır. Bütün kaynaklarımız millileştirilmeli ve yabancı ellere teslim edilmiş yerlerimiz geri alınmalıdır eğer iktiza ediyorsa. Bunun üzerinde derince düşünülmelidir. Ülkeler arası ilişkilerimiz, ahlak ve adalet temelinde olmalıdır. Kendi kazancını düşünüp, bizi ezmeye çalışan kansız köpeklere yüz vermemeliyiz. Duruşumuzdan, ilkelerimizden, kimliğimizden, dinimizden ve değerlerimizden kesinlikle taviz vermemeliyiz. Bilakis, mahvız!

 

 

İHANET

 

Vatana ihaneti tescillenen karaktersiz, şerefsiz, adi ve aşağılık yaratıkları idam edin ki, bir daha böylesi bir müptezelliğe, pespayeliğe yeltenen olmasın ve bu yol, yol olmasın. Ayrıca hanilerle bir şekilde kontak kurmuş OLANLARI da asla boş bırakmayın, takipte olun. Bunlar, hainleri gizleyenler olsalarda, deşifre edenler olsalarda. Keza bundan böyle mühim bir vazife tevdi edilecek şahıslarda sonsuz teenni ile intihap edilmelidir.

 

 

ALİ ŞERİATİ diyor ki:

 

Biz, hakikate göre eleştirmekten, sormaktan, nefsimizi hesaba çekmekten, hatta konuşmaktan, herhangi küçük bir işi bile başarmaya güç yetirebileceğimizi düşünmekten aciziz. Evet, bu zayıflık ve güvensizlik düzeyine ulaştık! Şüphesiz kendi kendisini küçük gören bir neslin kendisi de alçak olur.

 

YAŞAMAK

 

Doğru yaşa ve razı ol. Ki, senden de razı olunsun. Hayat yolunda bir yolcusun, bir yolcunun taşıyabileceği yükten fazla yük yüklenme. Taşıyamayacağın yük yüklenmedi sana, sende taşıyamayacağın yükü yüklenme, yüklendiğin yükü de adam gibi taşı. Yükün kadar hür ya da esirsin. Hakikatte ısrar et, dünyadan feragat et. Hayatın verdiğine şımarma, aldığından nedamet duyma. Hayatın, bedelsiz birşey vereceğini sanma. Mahzunlarla birlikte ol, yoldaşın garipler olsun. Her daim gariplerin yanında ol, onları zalimlere teslim etme. Sofranı muttakilere aç. Eşyanın hakikatine yönelt bakışını. İsteme, verilsin. İnfak et bereketlensin. İnfak etmediğin mal zehirli ateştir. Ateşten kork ve sakın. Kader sırdır ve her sır açılmaz. Haddini aşma. Helal ve harama dikkat et. Alıklarla birlikte olma. Nefsini bitevi murakabe ve muhasebe et. Asla kalp incitme. Unutma ki, bir tabutu dört kişi taşımak zorundadır en az. Mütemadi tefekkür ve dua halinde ol. Son anın haşyeti seni kuşatmadan Allah'a yönel. Her yön O'na aittir, niyetin O'na yönelmek olsun ki, kurtuluşa er.

 

UYARIYORUM!

 

Eğer, şerefli, haysiyetli, namuslu, vatanperver, milliyetperver, dindar, adil, ahlaklı, helali haramı bilen bir nesil yetiştirme rüyamız varsa, nesillerimizi diriltmek arzusundaysak, kararlı, cesur, mesuliyetli, hassasiyetli, hissiyatlı, haysiyetli olmak zorundayız. Peki, ne yapabiliriz? Müşahhas örnekler vereceğim. Nesillere lağım akan kanal-izasyonları izlemeyin diyemezsiniz. Kadın eti pazarlayan paçavraları almayıver diyemezsiniz. Bu kolaycılıktır, sorumluluktan kaçmaktır. Korkaklıktır. Hatta daha ötesi ihanettir. Burada Üstad Nurettin Topçu’dan bir iktibas yapmamız iktiza ediyor. Şöyle diyor Üstad; ‘’siz her yere kadın eti pazarlayan paçavraları çamaşır gibi, kasabın kancalara et astığı gibi asınız, sonra da Türk çocuğu bakmasın, almasın deyiniz, bu en hafif tabirle aymazlıktır. Devlet buna müdahale etmelidir.’’ Geçelim!

 

1- ATV isimli kanalın dizilerine bir bakın. Bu kadar söylüyorum. Şöyle gösterip böyle vuruyor. Bu kanalın nice programı nesilleri sapıklaştıracak düzeydedir. Tedbir alınmalıdır. Uyarılmalıdır, uyarı dikkate alınmazsa neşter vurulmalıdır. Maalesef göz göre göre nesillerimizi perişan ediyoruz.

 

 

2- BEYAZ TV isimli kanalın bazı programları ahlaksızlık yaymaktadır. Şöyle gösterip böyle vurmaktadır. Nesilleri dalalete sürüklemektedir. Tedbir alınmalıdır. Uyarılmalıdır, uyarı dikkate alınmazsa neşter vurulmalıdır. Maalesef göz göre göre nesillerimizi perişan ediyoruz.

 

 

3- EVLİLİK PROGRAMLARI isticalen ref edilmelidir. Burada tereddütte mahal yoktur. Kim ne derse desin, kim kimi araya sokarsa soksun acımadan neşter vurulmalıdır. Ağlamalara, sızlamalara feda edecek neslimiz yoktur. Aşüfteler ceplerini doldursunlar diye nesillerimizi göz göre göre feda edemeyiz. Tedbir alınmalıdır. Uyarılmalıdır, uyarı dikkate alınmazsa neşter vurulmalıdır. Maalesef göz göre göre nesillerimizi perişan ediyoruz.

 

 

4- İNTERNETHABER isimli bir site var. Şöyle gösterip böyle vuruyor. Hürriyetten, Milliyetten zerre farkları yok. Resmen kadın eti pazarlıyor. Nesilleri zımnen dalalete sürüklüyor, sapkınlaştırıyor. Tedbir alınmalıdır. Uyarılmalıdır, uyarı dikkate alınmazsa neşter vurulmalıdır. Maalesef göz göre göre nesillerimizi perişan ediyoruz.

 

 

5- ENSONHABER isimli sitenin de bir öncekinden zerre farkı yok. Şöyle gösterip böyle vuruyor. Habercilik adı altında şerefimle temin ederim ki ahlaksızlık zerk ediyor temiz, taze ve genç dimağlara. Tedbir alınmalıdır. Uyarılmalıdır, uyarı dikkate alınmazsa neşter vurulmalıdır. Maalesef göz göre göre nesillerimizi perişan ediyoruz.

 

6- DİZİLER resmen ve alenen ahlaksızlık yayıyor. Nesli sapkınlığa sürüklüyor. Her türlü pisliğe bulaşmalarına aracılık ediyor adeta. Tedbir alınmalıdır. Uyarılmalıdır, uyarı dikkate alınmazsa neşter vurulmalıdır. Maalesef göz göre göre nesillerimizi perişan ediyoruz.

 

7- EĞLENCE VE ŞOV PROGRAMLARI diğerlerinde olduğu gibi burada da nesil ahlaksızlık bataklığına itiliyor, sapkınlaştırılıyor. Her türlü güzellikten soyuluyor ve pislik çukuruna atılıveriyor. Tedbir alınmalıdır. Uyarılmalıdır, uyarı dikkate alınmazsa neşter vurulmalıdır. Maalesef göz göre göre nesillerimizi perişan ediyoruz.

 

8- DİĞERLERİNE yani malum yazılı ve sözlü yapılara değinmiyorum çünkü onlar verilen görevi yapıyorlar. Onların görevi bozmak, çürütmek, yıkmak.

 

9- Başka tedbirlerde alınmalıdır. İşler ehline verilmelidir. Rüyası olanlar menfaat uğruna harcanmamalıdır. Müslüman bugünü değil yarını düşünür. Müslüman küçük değil büyük düşünür.

Tarih: 11.04.2016 Okunma: 789

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?