Müslüman göçmenler Hıristiyanlaşır mı?

İsmail Hakkı CENGİZ - 18.04.2016

 Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Papa’nın, Yunanistan’ın Lesbos adasındaki sığınmacıları ziyareti esnasında Euronews ekranlarına bir görüntü yansıdı: Tel örgü gerisindeki göçmenlerden birinin elinde kocaman bir İncil vardı.(16.04.2016) Bu göçmenler Müslüman olduğu, çoğunun okuyacak durumu olmadığı halde, üstelik İncil, İngilizce “Bible” adıyla onların elinde ne geziyordu, acaba?

Kimsenin ne okuduğuna karışmak gibi bir niyetim yok… Hatta insanlar ne okursa okusun teşvik edilmesi, desteklenmesi taraftarıyım. İncil de okunmalıdır.

“Müslüman’ım” diyen herkesin Kur’an’ı, en az bir kere baştan sona anlayarak okuması gerektiğini düşünüyorum. Göçmen kamplarından yansıyan görüntülerde Kur’an taşıyana, okuyana hiç rastlamadık ama Müslüman bildiğimiz kitle içinde İncil’i gördük. Sıradan bir kitap değildi. Bir kitap kutusu gibiydi. İçinde 15-20 adet kitabın girebileceği büyüklükte bir “kitap”tı.

Misyonerliğin, “Hıristiyan’ın boynunun borcu” olduğunu biliyor muydunuz? Evet, dinini yaymak her Hıristiyan’ın boynunun borcudur ve bu borcu her şartta “eda” etmeye çalışır. Türkiye’de de buna sık sık rastlıyorum. Buna da bir itirazım yok. Aynı “borcu” Müslümanlar da duysun ve gereğini yapmaya çalışsın!

Haddizatında, başka bir dine “davet” tek başına pek etkili olabilecek bişey değil. Tâ doğuştan aşılanan bir dini değiştirmeye yetmez. Ta ki “din” mensubu, “din”ini sorgulayana dek!

Yerlerinden yurtlarından kopmak zorunda kalmış milyonlarca göçmen, mensup oldukları dini sorgular mı?

Geride bıraktıkları “devlet”lerini, inançlarını sorgulama ihtiyacı duyabilirler mi?

Tabii Türkiye’de kalanlar için böyle bir tehlike olmayabilir fakat Avrupa’ya adımını atmış olanlar için “din değiştirme” ihtimali yok mudur?

Avrupa kapılarında bekleyen yüz binlerce sığınmacıya, “Hıristiyanlık” teklifi veya teşviki yapılıyor mudur?

Bu sabah ajanslara bir haber düştü: “Çoğu Somali’li İtalya'ya ulaşmak isteyen göçmenleri taşıyan tekne battı. 400 göçmenin öldüğü tahmin ediliyor.” (Yeniçağ, 18/04)

“Bu ölüm pahasına Hıristiyan Avrupa’ya kaçış nedendir?” diye, Müslümanların kendilerini bir sorgulaması gerekmiyor mu?

Ölümü göze alıp Müslüman ülkelerden kaçanlar, önünde sonunda, “İslam bize ne verdi?” diye sormayacak mı? “İslam yurdu” dediğimiz yerin, “Allah’a teslim olanların yurdu… Barış, huzur ve esenlik yurdu” olması gerekmiyor mu? Böyle bir İslam yurdu var mı?

Olsa, Müslümanlar, Hıristiyan ülkelerine, canları pahasına kaçar mı?

Huzuru, barışı, işi, aşı, emniyeti, istikbali oralarda arar mı?

 

x   x   x

FELAKET

Emperyalizmin uşağı, uydusu… Kapitalistin en iğrenç olanı; Mezhepçi ve cahillik temsilcileri… Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket ve bela.

Depremler, seller, yanardağ patlamaları gibi doğal afetlere, insanları topluca ve ani olarak (beklenmedik anda) öldürdükleri için felaket deriz.

Başa gelen asıl felaket, insanları öldürmez. Aksine nüfusunu çoğaltır. İnsanları değil, yavaş yavaş insanlığı öldürür. Bu ülkelerde insanlar canlı iken gömülür. Kısırlaştırma beyinlere uygulanır. Ülkede insan yetişme şansı yok edilmiştir.

Ülke sırtlanları, geleceği düşünün, ümidin katilleri, geriliğin ve cehaletin sembolleri, şunu bilin ki; İlahi adalet, İSLAM ismini kullanmanın ne olduğunu, size gösterdiği zaman, gerçek felaket nedir öğreneceksiniz.

Anıl ONAT

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, Ortaokul kantincisi, 10 öğrenciye tacizden tutuklandı. Cumhuriyet, 18 Nisan 2016…



Tarih: 18.04.2016 Okunma: 800

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?