Sayın Devletim! Malumdur ki, ülkemizin ilim-bilim merkezleri ve nesillerin yaratıcılıklarını geliştirmesi için bilim mabetleri olması iktiza eden üniversitelerimiz, kök ve kadim değerlerimize muhalefetten öte ihanet eden hainlerle lebaleptir. Bunu sarahaten müşahede etmekteyiz. Böylesi bir konjonktürde, bilim-ilim mabetlerini, nesnelliğini muhafaza eden, engin kültürel hamuleye sahip, nesilleri katletme değil diriltme ülküsüne adanmış, araştırmacı, sorgulayıcı kimliğe malik bilim insanlarının doldurması icap etmektedir. Bu bilim insanlarının da çok iyi intihap edilmeleri iktiza eder. Duayen bilim erbaplarından bir komisyon teşekkül ettirilmelidir. Bilim mabetlerine intihap edilecek genç bilim insanlarına bir konu verilmelidir ve konularını hazırlamaları için muayyen bir süre tanınmalıdır. Bu genç bilim insanları tez konularını hazırlayıp, bizatihi komisyon huzurunda sözlü olarak izah etmelidirler. Sunumunu sunan genç bilim insanı her buuttan değerlendirilmelidir. Konusunu araştırması boyutundan, araştırıcılığını tespit etmek için konusunu hangi derinlikte hazırladığı boyutundan, sunumu etkileyici bir şekilde yapabilme boyutundan vb. boyutlardan değerlendirilmelidir. Sınavı geçen genç bilim insanı bünyeye dâhil edilmelidir. İşte o zaman nesillerimizi daha muhkem temellerde ve daha yetenekli ellerce yetiştirebiliriz. İşte o zaman nesillerimizi, kabiliyetsiz, sığ, kültürsüz, ihanetin karanlık sokaklarında dolaşan, araştırmacılıktan ve sorgulayıcılıktan uzak, doğmaların ve klişelerin tutsağı olmuş boş beyinlerce katletmemiş oluruz.
İşte şimdi naçizane teklifimi sunuyorum Sayın Devletim! Asla kariyer için değil, dünyalık bir beklenti için değil, ücret için değil, münhasıran ülkem, devletim, milletim, dinim, ümmetim ve insanlık için istiyorum bunu. Bir konu verilsin. Gerek Toplum Sosyolojisi, gerek Eğitim Psikolojisi ya da herhangi bir alanda tez konusu verilebilir. Hazırlayayım. Komisyon huzurunda sunayım. Eğer hak ediyorsam, bünyeye gireyim. Tüm boyutlardan tetkik ve tahkik edileyim. Bunu nefsim için değil ulvi ideallerim için, neslimin dirilişine ufacıkta olsa bir katkıda bulunmak için istiyorum. Sayın Devletim! Sen de şekvalarında şayet ciddiyetli bir tutum içindeysen, bu teklifimi değerlendirmeni istirham ediyorum. Hayır haksızlık istemiyorum, torpil istemiyorum, kimsenin hakkını gasp etmek istemiyorum. Gayet adilane bir şekilde bünyeye dâhil olmak istiyorum. Çünkü haysiyetimle, namusumla, dürüst bir şekilde çalışmak istiyorum. Dünya için istemiyorum. Bu yüzden de adil bir değerlendirme sürecinden sonra eğer hak edersem böyle bir şeyi istiyorum. Takdir senindir Sayın Devletim!
Şayet böyle bir şeyi yaparsan ve bendeniz böyle bir şeye şerefimle hak kazanırsam, taleplerim şunlardır; herhangi bir bilim mabedinde yani üniversite de, kitaplarla lebalep bir oda, sade bir masa ve bir kalem. Yaşamsal gereksinimlerimi temin ettiğin takdirde öyle kallavi bir maaşa da gerek yoktur. Çünkü bu iş bir adanış işidir, bir rüya işidir, bir ülkü ve ideal işidir, bir dava işidir. Sadece budur istediğim. Bu kadar. Zira gayem, şan, şöhret, servet, güç, kariyer ya da herhangi bir dünyalık arzu değil. Talep ettiğim şeyde muvaffak olacağıma inanıyor muyum? İnşaAllah inancım tamdır. Elhamdülillahirabbülalemin kendime güveniyorum. Tecrübeme, kültürel hamuleme, araştırmacı kimliğime, kalemime, yüreğime ve kafama güveniyorum. Nesillerimizin dirilişine öncülük edebileceğime inanıyor ve güveniyorum. Karanlığı, aydınlığa tedvir eylemek adına en güzel ve etkili kavga kafayla ve kalemle verilen kavgadır ama fikrin namusuna halel getirmeden. Ve bendeniz bunu başarırım inşaAllah. Tercih ettim, teklifte bulundum, karar senindir Sayın Devletim!
Derin saygılarımla Sayın Devletim!