YASALAR, Anıl ONAT

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 02.05.2016

 

Bu ülkede, yasa anlayışını anlamak zordur. Uyulmaması normal karşılanabilir bir yasayı çıkaran millet olur mu? Sokaktaki vatandaşların, kanun çıkarması, kanunu geçersiz sayması hatta yargılayıp cezalandırması, pek de şaşırılacak şeylerden değildir. Bırakın normal yasayı, anayasa için bile, ülkenin başbakanı olan kişi “bir defa delinirse ne olur?” diyebilmiştir.

 

Gelelim dini yasa anlayışımıza. Aynı yasa için, manasını bilmediğimiz “şeriat” elden gidiyor diye isyan da edebiliriz, hiç yokmuş gibi (haşa) iplemeye de biliriz. Avrupa istiyor diye, zinayı suç sayan kanunları kaldırmadık mı? Allah’ın verdiği beynimizdeki tek hücreyi bile çalıştırmayarak, ilahi kanunların çağdaş yorum ve tatbikini düşünmeyi, zaten dinden çıkma olarak görmüyor muyuz?

 

Bin yılı aşkın süredir devam eden uykudan uyanmak niyetimiz olsa; Emevi, Osmanlı ve saltanat anlayışlarımızın, dinden uzaklığını öğrenirdik. Atalar dini diyebileceğimiz Ehli sünnet mezhebinin ve saraydan beslenen ulemasının (alimlerinin), İslam’ı temsil etmediğini kavrardık. Medrese ve İmam Hatip programlarının, bu mezhebin hizmetinde olduğunu anlardık. Hilafetin din yaldızlı saltanat, onun da diktatörlük olduğunu görürdük.

 

İlahi yasada güç, insanlığın ve adaletin korunması için kullanılır. Saltanatlar gücü, koltuklarının devamı için ve zulümden kaçınmayarak kullanırlar.

 

Tüccarın laiklikle ne ilgisi var? Tüccarın işi dinle ise, yani din tüccarı ise, laiklik onun ticaretine mani olmayacak biçimde olmalıdır. Zaten öyle değil mi? Meseleyi büyütmeyeceğiz. Alan ve veren razı.

 

Bizler de alışacağız.

 

 

 

Tarih: 02.05.2016 Okunma: 781

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?