Bu Suriye Toprakları büyülü müdür, nedir? Yüzlerce kilometre sınırımız var. Mardin/Nusaybin’den Silopi’ye doğru giden İpek yolu, sınıra paralel olduğu için, Suriye topraklarına baktığınızda, petrol kuyularının çalıştığını görürsünüz, bir de, kendi toprağınıza bakarsınız, çorak dağlara haykırasınız gelir. Şu petrol denen nesne, hudutlara göre mi kendini ayarlıyor? Birden, aklıma Cudi dağının eteklerinde, vahşice öldürülen 5 petrol mühendisi gözümde canlanıyor.
Bir de, şöyle bir durumla karşı karşıyayız. O topraklarda çatışanlar, sıra bize gelince ortak olarak hareket edebiliyorlar. Bu nasıl bir iştir?... Kuzey Suriye topraklarında, “tavşana kaç tazıya tut!” politikası ile, Barzani’nin Akdeniz’e ulaşım yolu açılmaya çalışılıyor. Oyun bu!.. Aynı zamanda, Türkiye’nin Ortadoğu ile arasına, bir tampon İsrail dostu ve ikiz kardeş devletçik yaratılıyor. Fotoğrafı net ve büyük olarak görmek ve okumak gerekli. Gerisi, hepsi boş ve teferruattır. Bu iş için,PKK/ PYD ve IŞİD denen kukla güçler ortaya çıkartıldı, rollerini oynuyorlar. İşleri bitince, başka oyunlar sahneye konacak…
IŞİD ve PKK/PYD, bir birine iki düşman güç olarak dünyaya tanıtıldı. Gerçek olan, ikisi de kardeş ve fakat düşman kardeşlerdir. İkisinin ipi de, aynı gücün elinde. Yani işin özü, kuklacılık. Hani, Ramazan’larda kukla oynatılır ve çocuklar zevkle izler ya!.. Şimdi, aynı gücün eseri, iki gücü sahnede düşman gibi gösterip savaştırıyor. Biri kaçıyor, diğeri kovalıyor ve görevlerini yerine getiriyorlar. Söz konusu, Türkiye oldu mu, bu iki düşman güç, kardeş olduklarını hatırlıyor ve Türkiye’yi biri sağdan, biri soldan birlikte vurarak tuş etmeye çalışıyorlar akılları sıra. Bu ülkenin insanına, birileri bu gerçeği anlatmalıdır. Kilis, her gün IŞİD’in Katyuşa füzelerine hedef olmaktadır. Devletin valisi de, füzelerin düşüşünü yerçekimi örneğini vererek, halkın zekasıyla sanki dalga geçiyor. Şehirden, şu ana kadar 20.000 kişinin üzerinde göç yaşanmış ve devam etmektedir.
Bu Uluslararası güçte, bize dost görünüp, sırtımızı sıvazlayan kimler varsa hepsi var. PKK güçlerinin içinde, İNGİLİZ, ALMAN, AMERİKALI ve Başka bir çok ülkenin, askeri,ajanı, eğiticisi ve keskin nişancısı olduğunu, ancak çatışmalarda öldürülünce gerçekler ortaya çıkıyor. PYD/PKK olarak adlandırılan gücün içerisi ve eğiticileri de bundan farklı değildir. Hatta,ABD’nin bölgeye yaptıkları yardımlardan dolayı, Kobani denen bölgede,Obama’nın terörle mücadele temsilcisi Brett McGurk, sözde Rajova Ordu Komutanı PKK’lı Polat Can tarafından plaket ile ödüllendirilmedi mi?...Yani işin özü, durum Çanakklale’nin aynısı. Şairin dediği gibi, “Kimi yamyam, kimi Hindu, kimi bilmem ne bela!” demekle kirli savaşın, savaşçılarını, kuklalarını anlatmıştır. Bugün, Güneydoğu bundan farksızdır.
Devlet yönetimi ciddi iştir. Satranç ustaları 3-5 hamle ötesini görebildikleri için, usta olmuşlardır.Bizim ustalar satrancı bilmiyor bence(!).. Daha, birkaç ay önce, Kobani’ye “BİJİ OBAMA!” slagonları arasında, Barzani güçleri konvoylar halinde, yemek paraları da devletin valisi tarafından ödenerek Kobani’ye uğurlanmadı mı? Türk halkının gözlerinin içine baka baka, bunlar yaşanmadı mı?.. PYD’nin sözde lideri, Salih Müslim, Ankara’da devletin ilgilileri ile günlerce görüşmedi mi? Ondan sonra da, PYD ile PKK aynıdır. İkisi de terör örgütüdür derseniz, ne kadar inandırıcı olabilirsiniz? Uluslararası güçler, bu gelişmeleri adım adım izlemiyor mu? Ondan sonra, ABD’e, PYD’nin terörist örgüt olduğunu ispatlamaya çalışırsınız. Onlar zaten kuklacı. Neyi ispat etmeye çalışıyorsunuz? Çok yazık. Bu ülke, böyle bir yönetimi hak etmiyor.
Böyle bir politikayı çözebilen, anlayabilen, ülkenin menfaatine olduğunu düşünen, Türkiye’nin dünyadaki itibarının arttığını söyleyenleri, anlayan biri veya birileri varsa, beri gelsin!...
Hilmi ÇAKIR
5.5.2016