Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bu memleketten, bu milletten ümit kesilmez… Çünkü her şeye rağmen, bu memleketi ve bu milleti Allah’ın koruduğuna inanıyorum. “Sıksan şüheda fışkıracak” topraklarında yatan 50 milyon şehidin (ki her gün artıyor) yüzü suyu hürmetine olsa gerek!
Zifiri karanlık gecelere dönen günlerde, kapkara bulutların kapladığı dönemlerde birden güneşin açılıverdiğini görürsünüz…
Hukuk bitti, Anayasa ve yasalar ayaklar altında, yargıya güven sıfıra doğru gidiyor dediğimiz günlerde zirvelerde bir “hukuk şimşeği” çakar, haklının hakkı teslim edilir. Vicdanların kanadığı günlerde yüzleri güldürür… “Ankara’da hâkimler var” dersiniz. Moral bulur, istikbale güven duymaya başlarsınız.
Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar-Erdem Gül kararı böyle bir karardı.
Yargıtay’ın MHP Kongresi için dün (24 Mayıs 2016) verdiği karar böyle bir karar… Bazı yerel mahkemelerin karmaşaya çevirdiği, içinden çıkılamaz hale getirdiği “MHP kongresi bilmecesi”ni, haklının haklarını teslim ederek, kesin bir biçimde çözdü.
Kapkara bulutların çöktüğü memleketin üzerine pırıl pırıl bir güneş gibi doğdu. Ruhları, vicdanları, yürekleri ve zihinleri aydınlattı.
Haddizatında, başka türlü olması zaten “hukuken” mümkün olmayan ama bazı yerel mahkemelerin verdiği “anormal” kararları gördükten sonra, burada da bir anormallik olur mu sualleri beyinlerde kuyu açarken gelen bu hakkı teslim kararı, MHP’de ve ülkede önemli bir “dönüm noktası” olacaktır.
Birkere, karar sonrası MHP’de havanın yumuşadığı, genel merkezle muhaliflerin birbirine yaklaştıkları kesin. Yargıtay kararının, genel merkeze “hakikatleri” göstermiş olduğu anlaşılıyor. Yargıtay’ın “kongre yapılmalı” kararı daha belli olmadan konuşan Devlet Bahçeli’nin “Başkanlık ve Partili Cumhurbaşkanlığına karşı” kat’i tavır alması da gayet manidar. Bahçeli, o konuşmasıyla, AKP desteği istemediğini, MHP’nin kendi sorunlarını kendi içinde çözeceğinin mesajını vermiştir. Bu elbette çok sağlıklı bir yaklaşımdır.
x x x
Bundan sonra ne olur?
MHP Genel Merkezi, Yargıtay kararını eğip bükmeden kabullendiğini gösterdi. Her ne kadar, inisiyatif alma girişimiyle, “seçimli kongreye gidileceğini” açıkladıysa da hukuku fazla zorlamayacaklarını düşünüyorum.
Genel Merkez, aynı açıklamayla, “Bahçeli’nin de aday olacağını” duyurdu.
“Seçimli kongre” en az bir ay sonra yapılabilecek. Siyasette 24 saat bile “uzun” bir süredir.
Bendeniz, Bahçeli’de ve çevresinde bu bir aylık süre zarfında “akl-ı selim”in hâkim olacağını; olmayacak duaya âmin demek yerine, “onursal genel başkan” kalmayı tercih ederek, meydanı yeni adaylara, “demokratik bir yarış”ın önünü açmak üzere bırakacağını tahmin ediyorum.
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, twitter.com'dan...