Hayatımız spor olsa

Nazmi HİSARLI - 15.06.2016

Doktor Osman Müftüoğlu’nun, bilhassa 50’sini geçmiş olanlara üç hayatî uyarısı var:

1. Düşmeyeceğiz,

2. Üşütmeyeceğiz,

3. Durmayacağız.

Bu üç öğüt genç-yaşlı herkes için önemli. Dert girdi mi çıkmak bilmiyor. İlk ikisine zaten azamî dikkat etmek lâzım da ben özellikle üçüncüsü üzerinde durmak istiyorum. “Durmayacağız” demek, “hareket edeceğiz” demektir.

Hareket ne?

Spor!

Çalışanı-emeklisi, genci-yaşlısı, kadını-erkeği herkes spor yapabilir. “Spor yapmak” kavramını gözlerde büyütmemek lâzım; yürüyüşten dağlara tırmanmaya kadar her türlü hareket “spor” kavramının içine girer. Hepimize uygun sporlar vardır. Maksat hareket etmek, “durmamak”!

Kendim yaptığım ve yakından takip ettiğim için tenis üzerinde durmak istiyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Bornova ve Bayraklı'da en üç tane ücretsiz tenis kortu, bir de çalışma duvarı var. İki kısa direk ve bir fileden oluşan tenis kortlarını  bütün belediyeler inşa edebilir, halkın kullanımına sunabilirler. Tenise hayır diyecek bir çocuk, hatta yetişkinin olacağını sanmıyorum. Bornova'da tenis kortunda tanıştıklarım arasında esnaflar, emekliler, üniversite öğrencileri, memurlar, hatta ilkokul öğrencileri var.

Tenis, 4 yaşından 104 yaşına kadar yapılabilen bir spor. Her şeyi merkezî yönetimden beklemeden yerel yönetimler, bilhassa  Belediye Başkanlıkları konuya el atarak, beldelerini; çocukların, gençlerin ve bütün ahalinin oynayabileceği tenis kortlarına kavuşturmalıdır. Neden 10 yıl sonrasının Federer’i, Serena’sı bir Ayşe, bir Ahmet olmasın?

x   x   x

“Hayatımız spor olsa” derken, ilgi alanımızın spor olmasından, haber bültenlerinin kanlı saldırı haberleri yerine spor haberleriyle dolmasından da bahsediyorum. Terör örgütlerinin spor kulüplerine dönüşebilmesini hayal etmek istiyorum. Daha doğrusu terör örgütlerinin bittiği bir dünya hayal ediyorum. Devletler arasında düşmanlıkların olmadığı, kozların spor sahalarında paylaşıldığı, rekabetin kortlarda, salonlarda doruğa çıktığı bir küre hayal ediyorum. Silah fabrikalarının, spor ürünleri üreten fabrikalara dönüştüğü bir dünya talep ediyorum. Çocukların, gençlerin elinde silahların değil, topların, raketlerin olduğu bir dünya öneriyorum.

x   x   x

Bugünlerde, Avrupa ve Amerika Futbol Turnuvaları var. Bunları TV’ler veriyor, günde Avrupa’dan en az iki, bazen 3 maç naklen yayınlanıyor. Aynı günlerde, yine Avrupa’dan, her gün 5-6 tenis maçı canlı olarak veriliyor. Ayrıca, basketbol ve voleybol maçları, Erzurum’da yapılan atletizm şampiyonaları var. Bu dallardan en az biriyle ilgiliyseniz, televizyon karşısında “hayatınız spor” gibi hissedebilirsiniz.

Bu müsabakalar bütün yıla yayılmalı, Türkiye hepsine katılabilecek bir başarı gösterebilmeli, daha önce başlayan hamlelerini genişletmeli, artırmalı. Her dalda söz sahibi olmalıyız.

Asıl önemlisi, vatandaş, sadece seyretmekle kalmamalı, en az bir dalda düzenli spor yapabilmeli.

Hayatı boyunca... “Düşmeden”, “üşütmeden” durmadan”!

Tarih: 15.06.2016 Okunma: 939

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?