On dört asırdır duran cehaletin, Kuran kursu seviyesindeki dini okullar ve destekçisi din ulemasının, zor günleri başlamıştır. Sıradan nsanların elindeki bilgisayarlarla, istenen her konuda, Kuran’ın ne dediği, 30-40 farklı tercüme yani mukayese imkanı ile öğrenilmekte ve bu insanın birkaç dakikasını almaktadır.
Yahudi orijinli ve destekli, aklı dışlayan, bilginin yerini kalbe gelen ilham ve sezginin aldığı, kadını aşağılayan, biat (teslimiyet) kültürü kaynağı, hakkı ve adaleti belirleme yetkisinin Allah’ın güç verdiğinde olduğu yani hakkın değil gücün yanında durma inancına sahip, (haşa) Allah’ın yerini alan (kutsal kullar) dini olan tasavvuf ve bu tasavvufun abidesi, ağası sayılan 8 asırlık efsane, Mevlana.
Devlete (güce) bağlılıkları sebebi ile Osmanlı da bu tarikata kucak açmayı uygun buldu. Mevlana’nın, farsça 25.600 kadar beyitlerini içeren eseri Mesnevi’ deki cinsel hikayelerin neler olduğunu bilgisayardan okuyabilirsiniz.
Her sene devlet kademesinin bile katılmak ihtiyacı duyduğu, meczuplar gibi dönme törenleri, İslam’a nasıl yakıştırılır.
Bırakın dini, Moğol zulmüne karşı onlarla anlaşıp, Ahilere ve Türkmenlere yani Türklere yapılan düşmanlık ile tanınan bir lider ve tarikatını, tarih yazmıyor mu?
8 asırdır dünyaya İslam’ı yayan, sevdiren kişi diye övünülen, bu yüzden de Türk olduğunu iddia etmek garabetini, bilgisayarlar sonlandırmıştır. Güzel laf cambazlıkları, hatta (haşa) Mesnevi için; Kuranın Farsçası, diyenlerin inancı devam etse de, öğrenilen gerçekler, bu tarikatın ufkunu karartmaktadır.
Dinde tek önder Elçi ve onun bizlere bıraktığı sadece (ve her şey olan) KURANDIR.