İnsanın hukukunu koruyan, insanlığı yücelten tek sistem ve ideoloji İSLAMDIR. Ancak, kapitalizm sayesinde, insan onurunun yerini alan menfaat (çıkar), tanrının yerini alan (para), bugünkü insanın yapısını bozmuş, onu çıkarları için İslam’ı kullanır hale getirmiştir.
Kapitalizmin adamı, din çıkara hizmet ediyorsa, ben de varım der. Çok ve kolay hizmet sağlıyorsa, bütün benliğimle varım, der. Çıkarcıların birbirini tanıması ve destek olmalarına da yarıyorsa, kurban olayım o dine, der. Beş değil, on beş kılar, hatununa “kadın! Başını ört ki işimize bakalım” der. Acaba, filan cemaate girsek daha mı yararlı olurdu, diye düşünmekten kendini alamaz.
Kapitalizmin ülkelerdeki gücünü artırma ve düzenini korumak için, insan hayatını hiçe saydığı bir sır mıdır? Kapitalizmin, kapkara tarlalara ektiği, kapkara tohumlardan elde edilen mahsuller, karanlığa baş kaldıran zifiri karanlık değil midir? Kapitalizmin insanlığı kapsayan gücü, sayısız insan hayatını teknik bir biçimde sonlandırırken, IŞİD denen ilkel cinayet örgütüne (güya) güç yetirememekte. Bu kapitalizm destekli örgütün ayakta tutulması, bu vahşi cinayet ve din anlayışından kaçışın, kapitalizme sığınak yeri olmasını temin için, gene kapitalizmin bir oyunu olduğu nasıl akla gelmez?