YAŞAMAK, AĞRIDIR VE AĞIRDIR...7...

Özgür DENİZ - 03.07.2016

İnsançocukları dürüst değiller. Bitevi bahanelere sarılan lakayt varlıklar. Akılları olduğunu biliyorlar ama akletmiyorlar, kalpleri olduğunu biliyorlar ama merhamet etmiyorlar. Cahiller, zalimler, nankörler. Bile bile zulmeden varlıklar. Geçelim! İslam, Allah’ın, biz kulları için seçtiği ve biz kullarına gönderdiği ve biz kullarından kabul ettiği dindir. İnsanı ihata eden ve mukayyet kılan tek dindir. İnsanın gönlüne girdiği zaman spontane denetim altına alır insanı, zorlama yapmaz. Zaten insanda, gönlüne girdiği andan itibaren zorlanmaya gerek duymaz ve kendisi bile farkında olmadan ittiba eder. İşte İslam’ın asıl sırrı ve seçkinliği buradadır. İslam’da zorlama yoktur. İslam haricinde ki her düşüncenin teşekkülü insan elinin ürünü olduğu için ve kendisini insana ancak metazori ittihaz ettirdiği için esaslı bağlayıcılıkları yoktur. İslam’ın emirleri gönüllü ifa edilirken, harici düşünceler emirlerini dikte ederler. İslam, insana seçiminde hürriyet veriyor, çünkü İslam’da iki dünya var. İnsana bunu bildiriyor ve seçim senin diyor. İslam’ın hedefi yok, insana hedef tayin ediyor ve insanın o hedefine vasıl olması için kendisini insana hizmetkâr eyliyor. Harici düşüncelerin ise tek dünyası var ve o dünyayı ele geçirmek zorundalar, bu yüzden de zorlama ile işlerini yapmak zorundalar, insana seçim hakkı falan tanımazlar. Bunların kendi hedefleri var ve insanı kendi hedefleri için kurban ediyorlar. Bu düşüncelerin esaslı bir bağlayıcılıkları da yoktur ve insanın bunlara spontane ittiba etmesi gibi bir durumda sözkonusu değildir. Peki, insan neyi seviyor? Maalesef zorlanmayı, zorla yola sokulmayı, kendisine benzerleri tarafından buyurulmayı seviyor. Efendi olmayı değil, köle olmayı tercih ediyor. İşte insanı hayatta perişan eden şey, hayatın insicamını nakzeden şey budur. İnsançocukları ise zalim, cahil ve nankörler maalesef. İnsançocukları ise benzerlerinin ortaya koydukları düşünceye bizatihi karşı koyabilir ya da çok dikkate almazlar, çünkü o düşünceler her an tam karşılarında gördükleri, her gün karşılaştıkları, birlikte yiyip içtikleri bir insandır. Bu yüzden istedikleri hayatı yaşayabilirler, çünkü bağlı oldukları düşünce onların istediği şekilde dizayn edilmiştir. Birinde kanunu koyan Allah’tır diğerinde ise insandır, ikisinin arasında sonsuz bir farklılık vardır. İslam dışında isen dilediğince yaşayabilirsin. Ki bu normaldir de. Zira tam aksine inanmayan insan için muayyen bir hudut dâhilinde yaşamak anlaşılmayacak bir şeydir. İnanmayan insan dilediğince yaşayabilir. Gerçi muayyen bir hudut dâhilinde yine yaşamak zorunda kalıyor o da başka. Çünkü toplumsal normlar diye bir şey de var hayatta. Öyleyse benim suçlayacağım yer orası olamaz. Bu yüzden insanı yıkan en acı şey; Müslüman iddiasında olanların yaptıkları haksızlıklardır. Bir defa beşeri bir ideolojinin müntesibi zulüm yapabilir, haksızlık yapabilir, bu çok normaldir, bunun için ona kızmam ben. Zira bağlayıcı bir inancı yoktur. Dünya için vardır, çalışmaktadır, kavga vermektedir, onun için dünya tektir ve başka dünya da yoktur, olmayacaktır. Ama Müslüman asla böyle değildir ve yaptıkları da sırf bu yüzden sorgulanır, sorgulanmalıdır. Ve Müslüman için iki dünya vardır, bu yüzden sorumlu yaşamak zorundadır.

 

İNSAN OLMAK

 

Darağacını ömür boyu sırtında taşımak; işte insan olmak. Çünkü bu dünyada insan olmak, idamlık olmaktır.

 

DUA

 

Rabbim, bir evi varken nasıl bir ev daha alabilirim, bir arabası varken nasıl bir araba daha alabilirim diyen kullarından değil; benim karnım doydu, nasıl aç bir karını doyurabilirim diyen kullarından eylesin. Rabbim, doymayanları doyur, toklara, doymayanları doyurmaya yöneltecek vicdan, merhamet, duyarlılık nasip et. Âmin.

 

CEZA

 

Hayatın kusmuğu olan, toplum tarlasına yayılmış bulunan, ‘’eğitimli ve naif(!)’’ pislilere müebbet verin ki, bundan böyle ‘’eğitimsiz ve kaba(!)’’ olup kimsenin canına kastetmesinler bir daha. Bu pislikler eğer babaları sanatçı (!), bürokrat, vekil vs. diye taammüden adam öldürmekten ceza almazlarsa, o adaletin içine tüküreyim. Devlet, bu tür olaylara bakan hâkimlerin de, avukatlarında, savcıların da yanlarında olmalıdır ve bu şerefli görevi icra eden insanlara yönelecek herhangi bir olumsuzluğu zerre acıma duygusu taşımadan bertaraf etmelidir.

 

RAMAZAN BAYRAMI MESAJI

 

Ramazan Bayramınızı en içten, en samimi, en derin duygularımla tebrik ederim. İnşaallah birey, millet, devlet ve ümmet ekseninde huzurun, saadetin, sürurun, birliğin, dirliğin, iriliğin, beraberliğin, uhuvvetin altyapısı olacak mahiyette bir bayram olur. Kutsal canların alınmadığı, ağızların tatlarının ve yuvaların huzurlarının bozulmadığı, yoksulların ve gariplerin ağız dolusu gülebildiği, nefretin yok olup sevginin etkili ve belirleyici olduğu bir bayram olur inşaallah. Dinimizin ve kimliğimizin farkında ve bilincinde olarak yaşayacağımız bir hayata merhaba demenin başlangıcı olacak bir bayram olur inşaallah. Terörün can verdiği, canların can bulduğu, coğrafyalarımızda kanın akmadığı, sevgi çiçeklerinin filizlendiği bir bayram olur inşaallah. Yeryüzünün her köşesinde küfrün tasallutu altında kan kusan soydaş ve dindaşlarımız için bir diriliş ateşinin yeniden yüreklerde tutuştuğu bayram olur inşaallah. Yekpare ümmet için uyanışın, dirilişin belirmesine, bir hissetme ve düşünme sürecinin başlamasına vesile olan bir bayram olur inşaallah. Millet olarak yeniden dirildiğimiz ve zihnen, ruhen yenilendiğimiz, kutsal ahlakı ve adalet bilincini kuşandığımız bir bayram olur inşaallah. Hakikatleri yeniden idrak ettiğimiz, değerlerimizin değerini anladığımız bir bayram olur inşaallah. Aynı yolda buluştuğumuz, buluşacağımız ve yürüme iradesi gösterdiğimiz, göstereceğimiz dönemlerin başlamasına vesile olan bayram olur inşaallah. Bütün İslam Ülkelerinin uyanışına, dirilişine, direnişine ve büyük birliği gerçek kılışına vesile olan bayram olur inşaallah. Küçük mikyasta Türk Milletinin ve büyük mikyasta Ümmet-i Muhammedin mübarek Ramazan Bayramlarını canı gönülden tebrik ederim. Hayırlara vesile olması umuduyla inşaallah. Yüce Rabbim, umudu yüreklerinizden, merhameti vicdanlarınızdan, huzuru, saadeti ve süruru yuvalarınızdan, sevgiyi gönüllerinizden, sevinci gözlerinizden, samimiyeti kalplerinizden, bereketi sofralarınızdan, kolaylığı işlerinizden, duayı dillerinizden, yardımı ellerinizden, dermanı dizlerinizden, tevhidi beyinlerinizden, uhuvveti ve vahdeti âleminizden uzak kılmasın. Âmin.

 

 

Tarih: 03.07.2016 Okunma: 807

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?