Bu dünyada herkese yer var.
Yılbaşından bu yana tam 70 siyah vatandaş polis kurşunuyla öldürülmüş.
Geçen hafta, Minnesota’da arabasını durduran polisler, Philando Castile adlı vatandaşı, ehliyetine uzanırken vurdu. Ondan bir gün önce de Louisiana’da Alton Sterling adlı bir siyahî vatandaş, 2 polis tarafından vurularak öldürülmüştü. (Euronews, 08.07.16)
Bu hadiseleri protesto etmek için siyahların yaptığı gösteride ise polisler saldırıya uğradı. Bir “keskin nişancı” 5 polisi öldürdü, 7 polis ve 2 sivili de yaraladı.
x x x
Amerikan nüfusunun %13 ‘ü siyah. Bu da 320 milyon nüfuslu ülkede 40-45 milyonluk bir nüfus demek. Ülkenin her yerine yayılmış siyahî Amerikalılardan, bizde olduğu gibi terör örgütlerinin çıkması, devleti on yıllarca uğraştırması beklenmiyor. Ama yine de bütün toplumu huzursuz edebilecek olayların tırmanmasından endişe ediliyor.
Kendisi de siyahî olan ve İngiliz The Guardian’da yazan Gary Younge, 09 Temmuz tarihli yazısına, “Katillere hak ettikleri ceza verilsin ama siyah vatandaşları öldürenlere de…” cümlesiyle başlıyor.
“Yarı otomatik bir silah almanın, sağlık hizmeti almaktan daha kolay olduğu bir memlekette, hastalıklı bir zihin, kırılgan kültür üzerinde büyük hasarlara yol açabilir” diye uyarıyor.
Younge, saldırılarla ilgili olarak üç hususa dikkat çekiyor:
İlki, bu saldırıların, “bir siyah-beyaz savaşı, siyahların beyaz polisleri vurduğu şeklinde anlaşılmaması ve öyle algılanmasına göz yumulmaması gerektiği”!
İkincisi, “Adalet bazılarına uygulanır, bazılarına uygulanmazsa bu ayrıcalığa ve adaletsizliğe yol açar. Bu korkunç suikastlar, polis cinayetleri meselesinin önemini azaltmaz ve Siyah Toplumsal Hareketinin zayıflatılmasına gerekçe olamaz.”
Younge, son olarak, insanların kolayca silahlanabilmesini teşvik eden “gevşek silah yasası”na dikkat çekiyor. “Çok silah demek daha çok insanın ölme-öldürülme ihtimali demektir” diye uyarıyor. Silahların özendirici olmamasını ve kişisel silahlanmanın zorlaştırılması gerektiğini savunuyor.
Biz de her fırsatta, silahın “bela” olduğunu söylüyoruz. Resmî güvenlik kuvvetlerinden başka kimsede silah olmaması gerektiğini yazıyoruz.
Neredeyse, her hafta bir katliam sahne olan Amerikan halkı, kolay silahlanmanın tehlikesini hâlâ göremediyse, Allah akıl-fikir versin! Bu katliamlardan daha açık bir ikaz olabilir mi?
Herkes bir noktaya gelmeli, devletten en önemli beklenti şu olmalı: Vatandaşı koruması gereken devlettir. Devlet, her hâl ve şartta vatandaşı korumakla yükümlüdür. Öte yandan, vatandaşı koruması gereken görevli, yanlışlıkla da olsa vatandaşı vurmuşsa hak ettiği cezaya çarptırılmalı. Ki vatandaş, polise topyekûn düşmanlık etmesin!