SAYIN CUMHURBAŞKANINA AÇIK MEKTUP...

Özgür DENİZ - 30.07.2016

Sayın Cumhurbaşkanım! İlk evvelde zat-ı alinize saygılarımı arz ediyorum. Burada beyan edeceğim duygu ve düşüncelerimi naif kalbimde ki imandan mülhem izhar ve izah ediyorum. Müslümanlık hassasiyetim bu duygu ve düşüncelerimi zat-ı alinize iletmeye zorladı beni. Zat-ı alinizin manevi şahsında, küçük mikyasta aziz Türk Milletine ve büyük mikyasta aziz İslam Ümmetine akli, kalbi, ruhi ve derin geçmiş olsun dileklerimi buradan iletiyorum, melun kalkışmaya yiğitçe direnmeleri neticesinde şehit olan vatan evlatları için milletimin ve ailelerinin başları sağolsun diyorum ve şapkanızı alıp kaçmayarak gösterdiğiniz dik ve kararlı duruştan dolayı, bu toprakların, bu milletin, bu ümmetin bir evladı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletimin bir vatandaşı olarak zat-ı alinizi kalben ve aklen kutluyorum. Özelde şahsınıza, genelde milletimize ve ümmetimize matuf, asker elbisesi giymiş güya Müslüman Türk kimlikli Pensilvanya Şeytanının direktifiyle soysuzlar çetesinin piyonerlik ettiği melun kalkışma yekpare milletimizin dik, yiğit ve asil duruşuyla püskürtüldü ve tarihten kopartılmamız, yürüyüşümüzün akamete uğratılması, topraklarımızın ve devletimizin küresel şeytanlarca muhasara ve tarassut altına alınması önlendi. Varolma irademiz kırılmadı, elan devam etmekte olan hamlelerimiz akim kalmadı. Elbette çok ciddi neticeleri tevlit etti ama tamir etme irademiz ve kuvvetimiz de mevcuttur Elhamdülillah. Hiç kuşku yok ki melun kalkışmanın topluma sirayet eden yönü ve toplumu ilgilendiren neticeleri olacaktır. Ki, malumu ilama da lüzum yoktur haddizatında. Bendenizin haddim olmayarak naçizane söyleyeceğim hülasa olarak şudur; zat-ı alinizden istirhamımdır: melun kalkışmaya tavassut eden malum şeytani yapılanmayla merbutiyeti bulunanlar kuşku yok ki yargılanacaklardır. Bu meyanda şunu sarih ve beliğ olarak ifade edeyim; şeytanın hadimi olan bu menhus yapılanmada etki gücü olan, yönlendirme kabiliyeti bulunan, en üst mevkilerde yani devlet yönetimine tesirde bulunma mevkiine çöreklenmiş olan kişilerin yargılanması konusunda söyleyeceğim hiçbir şey olamaz, hatta tereddütsüz ve acımasız biçimde sigaya çekilmelidirler ve tecziyeleri de şehitlerin ruhunu muazzep kılmayacak şekilde olmalıdır. Hatta ve hatta can alanların, can alanlara bilinçli, şuurlu ve farkında olarak müzahir olanların canları alınmalıdır ki, bundan böyle can almaya yelteneceklere ibret olsun. Benim ifade etmek istediğim yargılama, en alt düzeydekilere matuf yargılamadır. Bu yargılama, İslam ahlakı, İslam adaleti, İslam sosyolojisi ve İslam psikolojisi temelinde yapılmalıdır ki, travmatik neticeleri intaç etmesin. Sonuçlar tüm tafsilatıyla ve her boyutuyla ele alınarak yargılama yapılmalıdır. Bunun olacağından kuşkum yok ama toplumda ki bazı tipler konusunda teennili olunmalıdır. Zira hepsini sallandıracaksın, bir kere dokunmuşsa kifayet eder devletten atılmasına gibisinden tehlikeli manipülasyon yapanlar çıkacaktır, ki buna teşne olanlarda bulunmaktadırlar. Hatta bu tipler bizatihi mezkur mehus şeytani yapılanmanın bünyesinde bulunanlar da olabilirler. Buda hainane bir manipülasyon olabilir ve hesapsızca atılmalar sağlanarak, büyük bir kitlenin mağdur edilmesiyle farklı amaçların kotarılması hedeflenebilir. Yani tuzak olabilir. Sonsuz teennili hareket edilmelidir. Bu büyük bir toplumsal travmaya sebebiyet verecektir. Zira Müslüman bir vicdan Allah ahlakı ve adaleti çerçevesinde hareket eder, yargılama yapar, karar verir. Aç kalmaya, her şeyden mahrum olmaya, bitevi suçlu muamelesi görüp her kapıdan çevrilmeye hiçbir gövde ve ruh dayanamaz. Hele görevden alınanlar bu şeytani şebekeyle hiçbir merbudiyeti olmayanlar ya da uzun zamandır merbudiyeti kalmamış olanlar olursa ciddi bir patolojik durum tezahür eder. Belki ıslah çalışmaları yapılabilir, birebir görüşmelerle ikna yöntemleri denenebilir, etkin pişmanlık dikkate alınabilir ve iktiza ediyorsa verilen sözler pratiğe dökülüyor mu, dökülmüyor mu istihbari takibat yapılabilir ama hesapsızca atılmalar olmayabilir. Gönlüm isterdi ki, elbette Allah herkese akıl vermişti ve aklı olanlar akıllarını kullansınlardı ve küresel şeytanların hadimi olmuş şeyh bozuntusuna inanmasalardı ama insanız ve hatalarla malulüz. Binaenaleyh, bu milletin nice evlatları şeytanın hadimi olan bu şeyh bozuntusuna inanmış olabilirler elbette. Velakin şunu da biliyoruz ki, inananların içinde niceleri melun kalkışmadan bihaberdirler muhakkak. Ya da uzun zamandır irtibatlarını kesmiş olanlar vardır. Nihayetinde melun kalkışmaya dâhil olmamışlardır, bilgi akışı sağlamamışlardır, bizatihi lojistik temin etmemişlerdir hatta ve hatta böyle bir kalkışmanın olacağından bile mutlak olarak bihaberdirler. Belki de artık bünyeden kopmuşlardır. Öyleyse bu durum dikkate alınmalıdır. Suçlu ve suçsuz tefriki çok iyi yapılmalıdır. Zira atılacak her bir ferdin aile boyutu da dikkate alınmalıdır diye telakki ediyorum naçizane. Elbette takdir devletindir!

 

Sayın Cumhurbaşkanım! Muhakkak izhar etmek istediğim bir diğer hususta, devlet kurumlarında görev tevdi edilenlerle ilgilidir. Bu şeytani yapılanma kadar muzır olmasa da, yine de muzır addedilebilecek bir durum vardır ki, o da şudur; malumdur ki, siyasete, binaenaleyh ülke yönetimine hâkim olan hükümetler ülkenin idaresinde görevlendirmeler yapmaktadırlar. Bu görevlendirmelerde muayyen umdeler ve kıstaslar olmalıdır. Ki, bu alan siyasete olumlu ya da olumsuz etkide bulunan bir alandır. Binaenaleyh, zat-ı alinizde takdir edersiniz ki, burada ki intihaplar çok iyi tahliller neticesinde yapılmalıdır. Zira görevlendirilen kifayetsiz ve kalitesiz tiplerin, kasıtlı, bilinçli, ahmaklık ve cahilliklerinden mütevellit hareketler yüzünden, onları o mevkilere getirenler itham edilmekte ve cezasını da onlar çekmektedirler. Ki, haddizatında yaşadığımız durum biraz da budur. Artık devletin itibarını yükseltecek, düşüncesi ne olursa olsun devlet, vatan, millet ve milli irade söz konusu ise düşüncesini kenara bırakabilecek şahsiyetler intihap edilmelidirler. Bu yüzden görevlendirmelerde sonsuz teennili olunmalıdır diye düşünüyorum naçizane fikrimce. Kaliteli ve kifayetli, karakter ve kişilik olarak olgunlaşmış, küçük ve ucuz düşüncelerle hareket etmeyen, münhasıran yüce ve yüksek ideallere odaklanmış, nefsi hareketlerde boğulmayan, adalet ve ahlak umdelerinden şaşmayan, milli iradeye saygı duyan, işini namusluca ifa eden, devletine sadakatli olan kişilikler intihap edilmelidirler. Bu durum zat-ı alinize aktarmak istediğim en önemli hususlardandı. Çünkü bugün, zat-ı alinize matuf gücenmeler varsa, ithamlar oluyorsa inanın ki en büyük sebeplerinden biri budur. Nice insanlar mezkûr tiplerin ahmaklıklarından dolayı, onları hükümet atadığı için ve kontrol de edilmedikleri için ithamlar direkt olarak sizlere tevcih edilmektedir. Çünkü bu tiplerin sizlerden aldıkları güçle kendilerine güç vehmederek nefislerini mutmain kılmak için yaptıkları kasıtlı hareketler insanları bezdirmektedir ve burada öfkenin hedefi bunlar değil bunlara vazife tevdi edenler olmaktadırlar yani bunların yüzünden bunları atayanlar itham edilmektedirler. Bu durumda tevlit edecek netice de malumdur. Bu duruma isticalen müdahale edilmelidir bendenize göre. Görev verilenler otokontrole tabi tutulmalıdırlar, iktiza ediyorsa sigaya çekilmelidirler, hatta yönettikleri insanlardan kendilerine dair bilgiler edinilmelidir. Elbette bu konuda sizlere bizatihi ulaşma imkânım olursa gönlümdekileri tafsilatlı olarak ileteceğim inşaAllah. İnşaAllah haddimi aşmamışımdır. Zira gönlümde ki samimi duygularımı mutlak samimiyetle izah ve izhar etme derdinde oldum. Duygu ve düşüncelerimi gayet vazıh şekilde ifade ettim ama İnşaAllah anlaşılırım.

 

Tekrar saygılarımı arz ediyorum ve başarılar diliyorum Sayın Cumhurbaşkanım! 

Tarih: 30.07.2016 Okunma: 875

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?