Sayın Cumhurbaşkanım! İlk evvelde zat-ı alinize saygılarımı
arz ediyorum. Burada beyan edeceğim duygu ve düşüncelerimi naif kalbimde ki
imandan mülhem izhar ve izah ediyorum. Müslümanlık hassasiyetim bu duygu ve
düşüncelerimi zat-ı alinize iletmeye zorladı beni. Zat-ı alinizin manevi
şahsında, küçük mikyasta aziz Türk Milletine ve büyük mikyasta aziz İslam
Ümmetine akli, kalbi, ruhi ve derin geçmiş olsun dileklerimi buradan
iletiyorum, melun kalkışmaya yiğitçe direnmeleri neticesinde şehit olan vatan
evlatları için milletimin ve ailelerinin başları sağolsun diyorum ve şapkanızı
alıp kaçmayarak gösterdiğiniz dik ve kararlı duruştan dolayı, bu toprakların,
bu milletin, bu ümmetin bir evladı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletimin bir
vatandaşı olarak zat-ı alinizi kalben ve aklen kutluyorum. Özelde şahsınıza,
genelde milletimize ve ümmetimize matuf, asker elbisesi giymiş güya Müslüman
Türk kimlikli Pensilvanya Şeytanının direktifiyle soysuzlar çetesinin
piyonerlik ettiği melun kalkışma yekpare milletimizin dik, yiğit ve asil
duruşuyla püskürtüldü ve tarihten kopartılmamız, yürüyüşümüzün akamete
uğratılması, topraklarımızın ve devletimizin küresel şeytanlarca muhasara ve
tarassut altına alınması önlendi. Varolma irademiz kırılmadı, elan devam
etmekte olan hamlelerimiz akim kalmadı. Elbette çok ciddi neticeleri tevlit
etti ama tamir etme irademiz ve kuvvetimiz de mevcuttur Elhamdülillah. Hiç
kuşku yok ki melun kalkışmanın topluma sirayet eden yönü ve toplumu
ilgilendiren neticeleri olacaktır. Ki, malumu ilama da lüzum yoktur
haddizatında. Bendenizin haddim olmayarak naçizane söyleyeceğim hülasa olarak
şudur; zat-ı alinizden istirhamımdır: melun kalkışmaya tavassut eden malum
şeytani yapılanmayla merbutiyeti bulunanlar kuşku yok ki yargılanacaklardır. Bu
meyanda şunu sarih ve beliğ olarak ifade edeyim; şeytanın hadimi olan bu menhus
yapılanmada etki gücü olan, yönlendirme kabiliyeti bulunan, en üst mevkilerde
yani devlet yönetimine tesirde bulunma mevkiine çöreklenmiş olan kişilerin
yargılanması konusunda söyleyeceğim hiçbir şey olamaz, hatta tereddütsüz ve
acımasız biçimde sigaya çekilmelidirler ve tecziyeleri de şehitlerin ruhunu
muazzep kılmayacak şekilde olmalıdır. Hatta ve hatta can alanların, can
alanlara bilinçli, şuurlu ve farkında olarak müzahir olanların canları alınmalıdır
ki, bundan böyle can almaya yelteneceklere ibret olsun. Benim ifade etmek
istediğim yargılama, en alt düzeydekilere matuf yargılamadır. Bu yargılama,
İslam ahlakı, İslam adaleti, İslam sosyolojisi ve İslam psikolojisi temelinde
yapılmalıdır ki, travmatik neticeleri intaç etmesin. Sonuçlar tüm tafsilatıyla
ve her boyutuyla ele alınarak yargılama yapılmalıdır. Bunun olacağından kuşkum
yok ama toplumda ki bazı tipler konusunda teennili olunmalıdır. Zira hepsini
sallandıracaksın, bir kere dokunmuşsa kifayet eder devletten atılmasına
gibisinden tehlikeli manipülasyon yapanlar çıkacaktır, ki buna teşne olanlarda
bulunmaktadırlar. Hatta bu tipler bizatihi mezkur mehus şeytani yapılanmanın
bünyesinde bulunanlar da olabilirler. Buda hainane bir manipülasyon olabilir ve
hesapsızca atılmalar sağlanarak, büyük bir kitlenin mağdur edilmesiyle farklı
amaçların kotarılması hedeflenebilir. Yani tuzak olabilir. Sonsuz teennili
hareket edilmelidir. Bu büyük bir toplumsal travmaya sebebiyet verecektir. Zira
Müslüman bir vicdan Allah ahlakı ve adaleti çerçevesinde hareket eder,
yargılama yapar, karar verir. Aç kalmaya, her şeyden mahrum olmaya, bitevi
suçlu muamelesi görüp her kapıdan çevrilmeye hiçbir gövde ve ruh dayanamaz.
Hele görevden alınanlar bu şeytani şebekeyle hiçbir merbudiyeti olmayanlar ya
da uzun zamandır merbudiyeti kalmamış olanlar olursa ciddi bir patolojik durum
tezahür eder. Belki ıslah çalışmaları yapılabilir, birebir görüşmelerle ikna
yöntemleri denenebilir, etkin pişmanlık dikkate alınabilir ve iktiza ediyorsa
verilen sözler pratiğe dökülüyor mu, dökülmüyor mu istihbari takibat
yapılabilir ama hesapsızca atılmalar olmayabilir. Gönlüm isterdi ki, elbette
Allah herkese akıl vermişti ve aklı olanlar akıllarını kullansınlardı ve
küresel şeytanların hadimi olmuş şeyh bozuntusuna inanmasalardı ama insanız ve
hatalarla malulüz. Binaenaleyh, bu milletin nice evlatları şeytanın hadimi olan
bu şeyh bozuntusuna inanmış olabilirler elbette. Velakin şunu da biliyoruz ki,
inananların içinde niceleri melun kalkışmadan bihaberdirler muhakkak. Ya da
uzun zamandır irtibatlarını kesmiş olanlar vardır. Nihayetinde melun kalkışmaya
dâhil olmamışlardır, bilgi akışı sağlamamışlardır, bizatihi lojistik temin
etmemişlerdir hatta ve hatta böyle bir kalkışmanın olacağından bile mutlak
olarak bihaberdirler. Belki de artık bünyeden kopmuşlardır. Öyleyse bu durum
dikkate alınmalıdır. Suçlu ve suçsuz tefriki çok iyi yapılmalıdır. Zira
atılacak her bir ferdin aile boyutu da dikkate alınmalıdır diye telakki
ediyorum naçizane. Elbette takdir devletindir!
Sayın Cumhurbaşkanım! Muhakkak izhar etmek istediğim bir
diğer hususta, devlet kurumlarında görev tevdi edilenlerle ilgilidir. Bu
şeytani yapılanma kadar muzır olmasa da, yine de muzır addedilebilecek bir
durum vardır ki, o da şudur; malumdur ki, siyasete, binaenaleyh ülke yönetimine
hâkim olan hükümetler ülkenin idaresinde görevlendirmeler yapmaktadırlar. Bu
görevlendirmelerde muayyen umdeler ve kıstaslar olmalıdır. Ki, bu alan siyasete
olumlu ya da olumsuz etkide bulunan bir alandır. Binaenaleyh, zat-ı alinizde
takdir edersiniz ki, burada ki intihaplar çok iyi tahliller neticesinde
yapılmalıdır. Zira görevlendirilen kifayetsiz ve kalitesiz tiplerin, kasıtlı,
bilinçli, ahmaklık ve cahilliklerinden mütevellit hareketler yüzünden, onları o
mevkilere getirenler itham edilmekte ve cezasını da onlar çekmektedirler. Ki,
haddizatında yaşadığımız durum biraz da budur. Artık devletin itibarını
yükseltecek, düşüncesi ne olursa olsun devlet, vatan, millet ve milli irade söz
konusu ise düşüncesini kenara bırakabilecek şahsiyetler intihap edilmelidirler.
Bu yüzden görevlendirmelerde sonsuz teennili olunmalıdır diye düşünüyorum
naçizane fikrimce. Kaliteli ve kifayetli, karakter ve kişilik olarak
olgunlaşmış, küçük ve ucuz düşüncelerle hareket etmeyen, münhasıran yüce ve
yüksek ideallere odaklanmış, nefsi hareketlerde boğulmayan, adalet ve ahlak
umdelerinden şaşmayan, milli iradeye saygı duyan, işini namusluca ifa eden,
devletine sadakatli olan kişilikler intihap edilmelidirler. Bu durum zat-ı
alinize aktarmak istediğim en önemli hususlardandı. Çünkü bugün, zat-ı alinize
matuf gücenmeler varsa, ithamlar oluyorsa inanın ki en büyük sebeplerinden biri
budur. Nice insanlar mezkûr tiplerin ahmaklıklarından dolayı, onları hükümet
atadığı için ve kontrol de edilmedikleri için ithamlar direkt olarak sizlere
tevcih edilmektedir. Çünkü bu tiplerin sizlerden aldıkları güçle kendilerine
güç vehmederek nefislerini mutmain kılmak için yaptıkları kasıtlı hareketler
insanları bezdirmektedir ve burada öfkenin hedefi bunlar değil bunlara vazife
tevdi edenler olmaktadırlar yani bunların yüzünden bunları atayanlar itham
edilmektedirler. Bu durumda tevlit edecek netice de malumdur. Bu duruma
isticalen müdahale edilmelidir bendenize göre. Görev verilenler otokontrole
tabi tutulmalıdırlar, iktiza ediyorsa sigaya çekilmelidirler, hatta
yönettikleri insanlardan kendilerine dair bilgiler edinilmelidir. Elbette bu
konuda sizlere bizatihi ulaşma imkânım olursa gönlümdekileri tafsilatlı olarak
ileteceğim inşaAllah. İnşaAllah haddimi aşmamışımdır. Zira gönlümde ki samimi
duygularımı mutlak samimiyetle izah ve izhar etme derdinde oldum. Duygu ve
düşüncelerimi gayet vazıh şekilde ifade ettim ama İnşaAllah anlaşılırım.
Tekrar saygılarımı arz ediyorum ve başarılar diliyorum Sayın
Cumhurbaşkanım!