DİN VE ORDU, Anıl ONAT

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 18.08.2016

DİN VE ORDU, Anıl ONAT

Orduya girmiş dini bir cemaatin darbe teşebbüsü, bizleri hem dini hem orduyu sorgular hale getirmiştir ki, bu olumlu bir gelişmedir. Ancak (gavura kızıp oruç bozma) misali, yanlışlıkların düzeltilmesi işlemlerinin, yeni hatalar içermemesi önemlidir.

Din insan, ordu millet için olmazsa olmazdır. Bu hayati kavramlar, doğru kriterler üzerinde durmak zorundadır. Olaylardan ders alarak aşağıdaki kriterlerin hatırlanmasını arzularız.

Din konusunda:

Diyanet teşkilatının, 1400 senelik enkazın altından kalkabilecek bir güce sahip olmadığı görülmelidir. Başımıza bu işleri açan kişi için “sahte mehdi” açıklaması yapılmıştır. Gerçeği varmış gibi. Bu kurum değil yaşayan kutsanmış kişilerle uğraşmak, bunların ölülerine bile halkın tapınmasını önleyememektedir.

Dini eğitimimizin de, Kuran esaslı olmayıp, rivayet (söylenti ) esasına dayalı olmasının, Emperyalizmin de desteklediği bir durum olduğu, anlaşılmak zorundadır. “Doğru yoldaki ve kurtulacak tek fırka Ehli Sünnettir” yalanına son verip, Allah’ın isimlendirdiği (İslam ve Müslüman) dışındaki tanımların Kuran’ın reddettiği fitne ve tefrikaya girdiği bilinmelidir. Musiki zevkimize uysa da, tasavvuf destekli Mevlevi ayinlerine resmi katılım ile, bu dönme merasimlerine meşruluk kazandırılmamalıdır. Toplanılan yerlerde bir ağızdan (Tekbir, Allahu Ekber) gibi şovu andıran seslenişlerin, gösterişin olmadığı ve Allah’ın kalbe baktığı dinimizdeki yeri iyi düşünülmedir.

Müslüman sanılanların, Müslüman sanılmayanları bu nidalar eşliğinde kestikleri hatırlanmalıdır. Dini amaçlı para veya bağış toplanmasına izin verilmemeli, camiler bu konuda kötü örnek olmamalıdır.

Ordu konusunda:

Mensupları, seçkinler sınıfından alınmadığından, milletin özelliğini taşır. Bir ordu, eğer onuru, şerefi, haysiyeti varsa vardır. Tıpkı millet gibi. Şerefli bir düşman komutanı, yendiği ordunun onuruna saldırmaz. Yani dikkate değer en hassas konunun bu olduğu bilinmelidir. Osmanlı,13-15 yaşlarındaki düşman çocuklarını eğiterek devlete hizmet ettiriyordu. Bu çağda, lise öğrencisi olan bu çocukların, potansiyel terörist olarak görülmesi, okullarının kapatılıp, askeri öğrenciliklerinin sonlandırılması kolay anlaşılır mı? Hele, binalarının bile suç işlemiş gibi, okulluktan çıkarılmasını anlamak nasıl olacak?

2010 yılındaki sınavda hile yapan on binden fazla örgüt üyesi bulunup, gereken yapılırken, bir ay önceki suçlu ve suçsuz öğrencinin ayrılması ne kadar zordur? Teknolojide bağımlı ve ileri teknolojiye sahip olmayan ülkelerin asker sayısını düşürmesi iyi düşünülmelidir. Kulağa hoş gelen her şey doğru olmayabilir.

Ölen her canlının, Allah’ın örtüsü kıldığı toprak, kimseden esirgenemez. Bu konuda affedilmez ayıp işlenmiş ve Diyanet varlığını göstermiştir.

Lütfen dini kullananın (dinci) yaptığının bedelini, dindara ve orduya ödetmeyelim.

Tarih: 18.08.2016 Okunma: 850

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?