Bu çorbada senin de tuzun olsun

Hüseyin ŞİNASİ - 18.08.2016

                      

 

        2016-2017 eğitim ve öğretim yılında üniversitelerin lisans, önlisans bölümlerine kayıt yaptıracak adaylar açıklandı. İstedikleri, hayal ettikleri okulları ve bölümleri kazananlar sevinirken, herhangi bir okula giremeyenler üzüldü, hayal kırıklığı yaşadı. Bir başka telaş ve heyecan TEOG sınavları sonuçlarına göre çeşitli okullara kayıt yaptırmaya hak kazanan öğrenciler ve velileri arasında yaşanıyor.

Bu vesile ile Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ve yabancı dil ağırlıklı Anadolu Liselerini, Mesleki Teknik Liseleri kazanan yavrularımızı, çeşitli üniversitelerin fakülte ve yüksek okullarına girmeye hak kazanan gençlerimizi kutlar, başarılarının devamını diliyorum. 

Gerek bu sene okullarını yeni kazanan, gerekse önceki yıllardan ailelerinden uzak kentlerde bir okulda veya bir üniversitede öğrenim görmekte olan öğrencileri yine çok zor ve ağır bir dönem bekliyor.

 Belki gelir düzeyi yüksek olan bir aile için çok önemli olmayan barınma ve yurt sorunu, alt gelir düzeyindekiler için önemli bir sorundur.

 Öğrenci okulunu kazandıktan sonra önce Kredi ve Yurtlar Kurumu’na başvuracak, maddi destek için Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakfı kapısına dayanacak, sonuç alamazsa başka kanallara yönelmek zorunda kalacak ve asıl sorun bundan sonra başlayacaktır.

Bunan beş sene önce, bugünlerde yayımlanan bir yazımızda bakın ne demişiz: “Türkiye genelindeki tüm üniversite ve yüksek okul çevrelerinde özel yurt veya öğrenci evi adıyla faaliyet gösteren çeşitli dernek ve vakıf yöneticileri, öğrencileri kendilerine çekmek için olmadık vaatlere ve taktiklere başvuracaklardır.

Yurtkur’un elinin uzanamadığı veya kasten ulaşmadığı yerlerde meydan özel dernek ve vakıf yurtlarına terk edilmiştir. Örneğin Anamur’da Meslek Yüksek Okulu 1995 yılından itibaren faaliyette olmasına rağmen bir devlet yurdunun açılması kimsenin aklına gelmemiş veya bu konu bilerek ihmal edilmiştir. (İki sene önce KYK’nin 300 öğrenci kapasiteli bir öğrenci yurdu yüksek okul yakınlarda hizmete girdi)

Bunun yanı sıra ilköğretim, lise ve yüksek okul öğrencilerinin barınma ve beslenme ihtiyaçları için cemaat ve tarikatlara ait özel yurtlar öğrenci kabul etmektedir. Bu yurtları tercih etmeyen öğrenciler ise, birkaç arkadaş bir araya gelerek ev tutmakta, barınmakta ve eğitimlerini sürdürmeye çalışmaktadır. Bu durum başka kentlerde de aynı şekildedir.

Anamur ve çevresi, sosyal kültürel ekonomik olumsuzluklara rağmen gelir seviyesi bir hayli yüksek olan yerlerden biridir. Bir bankacıdan aldığımız bilgiye göre Anamur’da yüzün üzerinde zengin varmış ve banka hesaplarındaki paranın miktarını bile bilmiyorlarmış. Elbette bu çevrede, çok sayıda yiyecek ekmeğe muhtaç fakir aileler de var.

Zenginler, hali vakti yerinde olanlar bir fon oluşturarak yardıma muhtaç durumdaki öğrencilere burs verebilir, vakıf ve dernekler aracılığı ile öğrencilere destek olabilir.

Ama bu konuda genel anlamda bir duyarsızlık söz konusu. Bu duyarsızlık ve adam sendecilik nedeniyle çocuklarımız, gençlerimiz bir takım karanlık odakların ağına düşmekte, onların görüş ve düşünceleri etrafında eğitilmekte ve elimizden bir kuş misali uçup gitmektedir. Bu gidişin sonu en yakınımız, çoluğumuz, çocuğumuz tarafından hiç ummadığımız sırada arkadan hançerlenmeyi, sahip olduğumuz değerlerimize ihaneti beraberinde getirebilir. İşte o zaman “sende mi?” demekten öte bir şey yapamayız. Çünkü artık iş işten geçmiş olacaktır.

Yeni öğretim yılı başlar, okullar açılırken çağrımız Anamur için kafa yoran, Anamurlu olmaktan gurur ve mutluluk duyan, sesimizi duyan veya duymayan herkesedir: Herkes, elinden ne geliyorsa, parası olan parasından, malı olan malından, muzu olan muzundan, çileği olan çileğinden, serası olan serasında yetişen ne varsa onlardan bir miktarını bu hayır işine ayırabilir, verebilirse bu iş biter. Bu güç, bu potansiyel var burada.

Zaman geçirilmeden bu iş için bir dernek mi, bir vakıf mı, yoksa başka bir şey kurulacaksa kurulsun ve gençlerimiz, öğrencilerimiz ele güne muhtaç olmaktan, başka kapılarda sürünmekten bir an önce kurtulsun. Gerekirse Anamur merkezli bir dernek kurularak başka kentlerde şubeleri olmalı, sıkıntıya düşen, darda kalan Anamur ve Bozyazılılara yardım elini uzatmalı, koruyup, kollamalı.

Gurbet ellerde yalnız ve çaresiz kalmış bir kimsenin ruh halini ancak bilenler bilir. Bilmeyenler de anlamalı, anlamaya çalışmalı. “

Başka söze gerek var mı, haydi Anamur bu çorbada senin de tuzun olsun.    

  

Tarih: 18.08.2016 Okunma: 818

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?