Bu dünyada herkese yer var.
“IŞİD’in ipleri ABD’nin elinde”, diyorlar...
Bu çok ciddi bir iddia!
Son olarak, ABD’nin Cumhuriyetçi Parti Başkan adayı Donald Trump, şimdiki Başkan Obama ve Demokrat Parti adayı Hilary Clinton’u, IŞİD’i besleyip büyütmekle ve onunla yeteri kadar mücadele etmemekle suçladı.
Odatv’de, 19 Ağustos 2016 tarihli, “Bu yazı okunmadan IŞİD-ABD bağlantısı anlaşılamaz” başlıklı bir yazı var. Hüseyin Vodinalı’nın kaleme aldığı yazıda, şahit ve belgeleriyle, IŞİD-ABD ilişkisi tarihî bir perspektifte veriliyor. Yazıdaki veriler çok çarpıcı; daha yazının başında, Rusya’ya sığınan CIA’nın eski ajanı Edvard Snovden’in, “IŞİD’in arkasında ABD, İngiltere ve İsrail istihbaratının bulunduğu”nu söylediği bildiriliyor. Bu iddia, başka bir sürü şahit ve belgeyle kuvvetlendiriliyor ve nihayet yukarıdaki, IŞİD lideri El Bağdadî ile ABD’li senatör John Mc Cain’in aynı karede gözüktüğü fotoğraflar ortaya konuyor.
Söz konusu yazıda ve ilgili başka pek çok analizde, ABD’nin IŞİD’i kendi amaçları için yönlendirdiği söyleniyor. Meselâ, ABD, Kürtlere vermek istediği bölgeleri önce IŞİD’e işgal ettiriyor, sonra Kürtler IŞİD’e saldırarak o bölgeleri ondan kurtarıyor!
Böylece, ABD ve Kürtler bir taşla iki kuş vuruyor: Bir yandan, kelle kesen, dünyanın en vahşi örgütüyle savaşan Kürtler kamuoyunda sempati ve destek kazanıyor, öte yandan IŞİD’in boşalttığı yerlere sahip oluyorlar. Odatv’deki yazıda, buna örnek olarak, söz konusu tezgâhla Kerkük’ün denetiminin Barzani’ye geçmesi gösteriliyor.
Benzer bir durum Suriye’de yaşanıyor. Bildiğiniz gibi, Kobani’yi IŞİD işgal etmişti. Barzani güçleri Türkiye üzerinden, PKK’nın Suriye kolu YPG’ye desteğe gelmişler ve Kobani’yi IŞİD’den kurtarıvermişlerdi. Tabii şimdi o bölge YPG/PYD’nin elinde.
Bu “tezgâh” devam ediyor… Suriye’nin kuzeyindeki IŞİD’in elinde bulunan her yere ABD, “kara gücüm” dediği YPG ile birlikte hücum ediyor ve oraları IŞİD’den kurtarıyor, kontrol YPG’ye geçiyor. Bunun son örneği Menbic oldu. IŞİD için gayet stratejik bir bölge olan Menbic, IŞİD’den temizlendi, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adı altında Kürtlerin, daha doğrusu, YPG’nin eline geçti.
Buraya kadar bakıldığında, ABD’nin IŞİD tezgâhı mükemmel işliyor! ABD, ipleri kendi elinde olan örgütlerden IŞİD’e “kaç”, YPG’ye “tut” diyor. Her iki örgüt de rollerini son derece başarıyla oynuyor!
Lâkin Gaziantep’e baktığımızda, bu iddialarda ve planda bir aksama var gibi gözüküyor… Şöyle: Gaziantep saldırısı konusundaki en yaygın kanaat; “IŞİD’in, Menbic’i ele geçiren Kürtlerden intikam almak için o saldırıyı gerçekleştirdiği” şeklinde!
Peki, madem Suriye ve Irak’ta bir oyun oynanıyor, IŞİD’le YPG arasında danışıklı bir dövüş var; hele hele, IŞİD’in ipleri ABD’nin elindeyse, ABD, koruduğu, ortak harekât yaptığı Kürtlerin üzerine IŞİD canlı bombasını neden göndersin? Çoluk-çocuk sivil Kürtlerin ölmesini neden istesin?
IŞİD, bir “muamma” olarak kalmaya devam ediyor!