Mesaj: #1 AHHH BE AH!... 20 yıldır yazıyoruz. Anlatıyoruz. Söylüyoruz. Konuşuyoruz. Bilenler bilir, bilmeyenler bilenlerden öğrenir. Elhamdülillahirabbülalemin samimiyetimizden zerre taviz vermedik. Yolumuzdan dönmedik. Dalkavukluğa hiçbir zaman dümen kırmadık. Her zaman şeffaf olduk, söyleyeceğimizi açık açık söyledik. Hiçbir anımızda emperyalizme çanak tutmadık, emperyalizme boyun eğmedik ve geçit vermedik. Milletin sesi, sözü, eylemi olduk, milli olmalı her şeyimiz dedik. Elbette söyleyemeyip aşikâr edemeyip içimizde bıraktıklarımızda oldu bu yirmi beş yıllık mücadele demlerinde, piyasada ortalıkta gezinip aklını kullanmayan, söylenileni anlamak gibi kabiliyetten behredar olmayan dalkavuk, alık, bön çakallar yüzünden. Sırf ihanete, iftiraya pisipisine kurban gitmemek için. Çünkü ahlakı olmayandan korkacaksın. Zira ahlakı olmayanın Allah’ı da yoktur. Kınayanın kınamasından korkmadık ama müfterinin iftirasından korktuk işte. İnsanız son tahlilde! Satılmadıkta emperyalizme. Yazarken, çizerken, anlatırken, söylerken, konuşurken; zannettiler ki dünyalık menfaatimiz var. Zannettiler ki şöhret peşindeyiz. Zannettiler ki dalkavukluk derdindeyiz. Zannettiler ki eşşek yüküyle sermayemiz var ve onu koruma derdindeyiz. Zannettiler ki güçlü bir çarkımız var döndürmeye çalıştığımız. Zannettiler ki kaybedecek masamız, boşalacak kasamız, terk edecek nisamız var. Fakat görüldü ki; ne dünyalık derdimiz var, ne de şöhret peşindeyiz ve dahi ne de masa, kasa, nisa diye bir dert yüklüyüz. Ki dünyalık derdi olan, şöhret peşinde koşan kitabı ne yapsındı, okumaya niçin gereksinim duysundu, toplumun sorunlarına niçin eğilsin ve bu yüzden niçin azap çeksindi, nesilleri niçin düşünsündü, niçin adalet ve ahlak diye haykırsındı her çağda, emperyalizmle niye kavga etsindi, niçin yazsındı, dilini niye eskitsindi, niye kutsal, kadim ve kök değerlere davet etsindi, niye ille dürüstlük yolunda gitsindi, gözlerini ne uğruna heba etsindi, gecelerini niçin gündüz yapsındı? Oysa tek bir derdimiz vardı; din, devlet, vatan, millet, ümmet. Gayemiz vatana hizmetti. Nesillerin korunmasıydı. Milletin vahdeti, ümmetin ittihadı idi. Devletin payidar kalmasıydı. Kutsal, kadim, kök değerlerin yaşatılmasıydı. Varolma kavgasıydı. Biz satmadık ama satıldık. Bize değer verilmedi ama değer verilenlerin her zaman sattıklarına şahit olduk. Ve yine şahit olacağız yaşadıkça bu dünya yurdunda. Çünkü değer verilen dalkavuk olduktan sonra, o dalkavuk her zaman dalkavukluğunu yapacak ve satacaktır. Hep ahlaka çağırdık. Hep adalet dedik. Münhasıran kuru söz yetmez, eylem gerek dedik. Samimiyet eylemde tezahür eder dedik. Din boğazımızda kalmamalı, yüreğimize inmeli diye haykırdık her daim. Kimliğimiz, karakterimizdir ve varoluşsal membaımızdır dedik. İnsanların kafasındakine değil hayatındakine bakmalıyız dedik. İnsanların her dediğimizi yapıp yapmayacağına değil, kadim ve kök değerlere ekstra ne katabileceğine bakmalıyız dedik. 25 yıldır dinletemedik. Çünkü dinlemek derdi olmadı hiç kimsenin. Zira dünya vardı karşımızda koskocaman haliyle duran ve nimetlerle lebalep olan. Dürüstlük kazandırmıyordu. Ahlakın hiçbir getirisi yoktu. Adalet aptallıktı. Din zavallılıktı. Şeref hiçti. Karakter piç olmuştu. Namuslunun, çalışanın, okuyanın hiçbir değeri olmadı hiçbir zaman. Liyakat, ehliyet, sadakat zerre değer görmedi bu topraklarda hiçbir devirde. Gerçekler acıydı. Söylemek kaybetmekti. Bu yüzden çekinildi her zamanda ve zeminde. Haklı olan bizdik ama kaybedende. Sadece biz kaybetmiyorduk, aynı zamanda vatanda, dinde, devlette, millette, ümmette kaybediyordu ama fark ve idrak edecek zekâmız yoktu. Ya da hissedip algılayacak vicdandan mahrumduk. Veyahut kendi kullandığımız bir akla malik değildik. Nice nesillerimizi heba ettik; kimisi 12 Eylüllerde, kimisi de Fetullah şeytanının ellerinde heder olup gittiler. Kayboluş kaderimiz oldu maalesef. Allah hepimizi ıslah etsin. Allah akıl, fikir versin, akledecek cesaret, feraset, basiret bahşetsin. Allah ahlaktan ve adaletten ayırmasın. Allah önce insan, sonra Müslüman olmayı nasip etsin. Amin, amin, amin. |
AHHH BE AH!...
Özgür DENİZ - 26.08.2016
Tarih: 26.08.2016
Okunma: 772
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.