KÜÇÜK ŞEHİR-KÜÇÜK ADAM

Özgür DENİZ - 09.06.2008

             Düşünenlerin ve inananların, haysiyet ve kimlik sahibi büyük ruhların cehennemidir... Ahlak kanunlarının ve ahlak sahibi olanların celladıdır.. Bu fahişe fikirli soytarıların gürül gürül aktığı yazılı ve sözlü kanalizasyonlarda büyük fikirler canlı canlı kızartılır ve parçalanarak pişirilir. Burada yüce idealler barınmaz. Menfaat çarkının kesintisiz döndüğü ve soylu ruhların mütemadiyen öğütüldüğü bir ihtiras ve çıkar değirmenidir. Burada sözün namusundan sual olunmaz. Çünkü sözün namusu, düşüncenin yüceliği yoktur burada… Burada vatanı pahasına canını ortaya koyan ve her şeyini emniyeti, ordusu, milleti, devleti ve dini uğruna feda eden soylu Türk çocukları faşist damgası yer. Müslümanlığını samimane yaşamaya gayret eden dindar kesim dincilik yapanlarla (f... tipi güruh) birlikte tutulup karalanır ve bu yol üzerinden dine olan kin kusulur. Ve Türk ü Türk yapan bu yüce değerler manzumesi olan bütün hedefe oturtularak müntesipleri mürteci damgası yer.

            

               Burada mütemadiyen sarhoş kusmuklarının iğrenç kokusunu hisseder ve müptezel ahlaklıların çığlıklarını duyarsınız. Ama ekranlara çıkıp mütemadiyen reklâmını yaptıkları büyük vebaya karşı mücadele görüntüsü verirler. Ama olan uyuşturulmuş masum evlatlarımıza olur ve bunun üzerinden reyting yaparlar. Yani hem satarlar kazanırlar, hem ekranlara getirirler kazanırlar. Burası insan eti pazarlamacılığının yapıldığı devasa bir kapitalizm cehennemidir.  Burada bütün ulvi ve büyük duygular çürütülmeye bırakılır ve nihayet tefessüh etmiş duygular değerden düşerek talipli bulamaz… En netamelisi ve alçakçası da Mustafa Kemal’in topluma baskı unsuru olarak kullanılması ve yıllardır cumhuriyetin banisi gazi üzerinden büyük rantlar elde etmeleridir.

 

               Münhasıran kuru ve katı duygucuklar ve davulumsu düşünceler takırdar durur. Ruhların mezbahaları ile ruh fırınlarının kokusu ülkenin her köşesinden hissedilir… Ölü ruhların kokuları bütün ruy-i zemine yayılır böyle yerlerden... Haysiyetli, yüce ve büyük ruhlar kirli paçavralar gibi asılır burada… Onlar doyumsuz bir iştahla yok ettikleri ruhların paçavra haline gelmiş halinden gazete yaparlar ve soylu ruhları da kokutmak için bu gazete paçavralarını kanalizasyonlarının bekçiliğini yapanlarca dağıtırlar… Kokuşmuş ruhlar burada söz haline gelir. Sefil ve pespaye söz çöplüğü. Söz bulaşıklarından müteşekkil bir gazete isimli paçavra. Burada her türlü kötülük ve günah birikmiştir. Asil ve erdemli ruhları sarmıştır. Burada erdemlilerde bulunabilir ama yapmacık ve ruhu ölmeye bırakılmış erdemliler…

 

               Burası tut-i garbilerin biteviye taklitçilik oynadıkları bir tiyatrodur. Burada kan damarlarda kirli ve pis akar... Burada Büyük ve Yüce Türk Devleti’ne derin ve netameli ihanetlerin plan ve programları yapılır ve icra alanına sürülür. Burası doğmamış nesillerin haklarının ipotek edildiği, alın terlerinin çalındığı vesikalar deposudur.  Ey insan! Bir karmaşa ve kargaşalık içindeki bütün, süslü, sahte, yalancı, düzenbaz, haysiyetsiz ve pislik insanların içtima ettiği bu büyük görünen küçük şehre tükür!.. Ruhları ezilmiş, göğüsleri daralmış, elleri mikroplu, ağızları lağım çukurunu andıran, varlığı kanlıların temerküz ettiği bu büyük görünen küçük şehre tükür!.. Utanmazların, yapışkanların, kan emicilerin, d…zların, yazı dalaverecilerinin, azgın isteklilerin, maymun soyluların bu büyük görünen küçük şehrine tükür!..

 

               Cılız, naif ve nahif, çürük, kokuşmuş, düşük ruhlu, yaralı ve karıştırıcıların toplandığı bu büyük görünen küçük şehre tükür!.. Ağzı köpüklü delilerin temerküz ettiği bir Siyonist tandanslı merkez burası. (((Siyonist, gördüğün düşmanın ardında duran, ama asla görmediğin en büyük ve gerçek düşmandır.))) Buradakilere Batı, maymunları gözüyle bakar. Fakat HALK, homurdanan d…zlar diktatoryası olarak görür ki, doğrusuda budur. Bunların bütün köpürmeleri ve homurdanmaları kin den ibarettir. Halka, Türk Ordusu ve Emniyetine, Tam Bağımsız Türkiye’ye ve Dine olan kinden. Kahir ekseriyetle kökten dinsizdirler. Ne bu şehrin ne de bu şehirdeki homurdanan d…zların ne düzeltilecek ne de daha fazla bozulacak bir yerleri yoktur. İşte halk yalnız bu delirmiş azgın d…zlardan değil, bu görüntüde büyük ama gerçekte küçük olan d…zlar diktotaryasının egemen olduğu şehirden de tiksiniyor ve batmasını istiyor...
                                               

 

 

                                                            KÜÇÜK ADAM

 

               Klasik bir vaka şu CHA. Haysiyetli insanlara çamur atmakta pek mahir bir haysiyet düşmanı haysiyetsiz. Akredite olmanın peşinde. Her türlü müptezelliği makul görüyor bu yolda. Siyonist lobisinin gözüne girmek için bütün namuslu insanlara çamur atmakta beis görmüyor. Toplumun kabullendiği, toplumda büyük beğeni kazanmış, isim yapmış, onurlu insanlara saygısızlıkta zirvede. Belli, bağımsız, bağlantısız yayın organlarına inadına salya akıtıyor. Çünkü bu yayın organları derin ve netameli mihrakların tekerine çomak soktuğu için bu organlar bazı çomarlara saldırı emri vererek saldırtıyor bu organlara. Ama temiz bir yüzeyde çamur belli olur ve fazla kalmaz. Yani leke sonsuza kadar kalmaz. Çünkü halk okuyor. (((bugün internette ki bir yazı 50 bin defa tıklıyor okuyucu tarafından))) Çünkü bu bağımsız basının ağzı halkın ağzıdır. Bunların konuşması kibar görünme heveslisi taklitçi züppelere ağır gelir. Söyledikleri sözler mürekkep hokkalarına ve kalem tilkilerine ağır gelir. Dolayısıyla çok coşkun akmaya yeltenen ve setleri izale edeceğini sanan CHA ya da ağır gelir. Bir defa aydınlanmacı kentinin dereleri coşkun akamaz. Çünkü oranın seviyesi bellidir. Gerçeği yazmak yürek ister. CHA haysiyetsiz olmak zorundadır orada. Çünkü malum şehrin üyesidir. Bu yüzden diyorum ki, sen evet sen CHA özgür düşünceli hür yürekli soylu halk adamlarının yazdığı yazının bir cümlesini dahi yazamazsın. Sen kimsin ki sen dümenci denilen zavallının elinin kirisin. Seni her an haysiyetli insanların üzerine salacak fino olarak görürler oradakiler. Adam ol aslanım. Gerçi onu çoktan kaybetmişsin. Sen değerleri olmayan değersiz birisin. Sende fikirde yok aslanım. Sen boş şeyler yazıyorsun. Kir akıyor kaleminden. Kirletiyorsun dünyayı. Sen var ya sen haysiyetli ve değerli ol orada bir dakika duramazsın. Ha bu arada şunu da kavramışsındır. Sen namuslu insanlara ve kurumlara pislik bulaştırdığın müddetçe varsın ve sayılırsın. Bundan vazgeçtiğin an nafakan kesilir. Dolayısıyla şerefli ve haysiyetli bir karakter olman muhal ender muhal... Bu arada şunu da unutma aslanım Türk İslam Güneşi seni kör eder fazla bakma ve salya akıtma.  İnsan olanlara, olabilenlere ve insanca yaşamaya sevdalı olanlara selam olsun gönülden. Hedef: Tam Bağımsız Türkiye…

 

                Bu arada şu hakikati de ifade edeyim ki perde kalksın. Dürüst bir sosyalist ve Mustafa Kemal sevgisi taşıyan dürüst bir insan sana ve senin gibilere zerre misal kıymet vermez yani yalakalık yapma. İslamcı ve milliyetçi eksende siyaset yapanlar zaten adam hesabına bile koymaz ki muhatap alsınlar.

 

               NOT: Artık tarihin tekerleği normal seyrinde dönmeye başladı. Artık Türk milleti uyanmalıdır, bir daha uyumamak üzere. Artık bu vatan sathında millet kendi mukadderatını kendi ellerine almalıdır. (hatırlarsanız bu ibare Kurtuluş Destanı yapılırken Mustafa Kemal yönetiminde yapılan bir kongrenin de en önemli ve öncelikli maddesidir.) Hani bu mukaddes toprakların şerefli ve gerçek bir aydını ((((vatan haininden aydın olmaz. Cemil Meriç))) olan Nurettin Topçu ne diyordu: ’’’’’’’kurban veren Anadolu’nun hür yaşamaya da, çocuklarını hür yaşatmaya da hakkı vardır.’’’’’’ Ve yine ne diyordu: ’’’’’’kendi mukadderatını kendi ellerine almayan bir millet yok olmaya mahkûmdur.’’’’’’’

 

               Evet, artık topyekûn bilinçlenme, şuurlanma ve saf gerçeği görme zamanıdır zaman… Şu intihalcilikleriyle ve değerlere küfürleriyle meşhur olmuş dördüncü sınıf beyinlere verilen mümeyyiz vasıflara da acıyorum. Yazık hiç yakışmıyorlar o sıfatlara. Zira çok karanlık saçıyorlar… Milli olmayan her nevi unsurla bu vatanın öz sahibi ve Tam Bağımsız Türkiye yolunun şaşmaz bir yolcusu özgür bir birey olarak bu vatan sathında öz be öz Müslüman-Türk çocukları hâkim olasıya dek her türlü handikaba rağmen onurlu, şanlı ve meşru müdafaamız sürecektir ilelebet. Uyuma uyan ey Müslüman – Türkoğlu!!!

                   

                İman ettiğimiz yolda yürürken, kem talihin gadrine uğrarsak şehit olarak can vereceğiz, bunun bilincindeyiz ve bu soylu sona hazırız. Şayet kalırsak, en güzel hür ve aydınlık istikbal bizleri bekliyor. Kalbimiz, tarifsiz bir huzurla kaplı. Kalanlar müsterih olsunlar. Biz bugünler için doğduk ve bu kutlu sefere muhteşem bir iştiyakla çıktık.

                    

                Asırlarca hür yaşamış aziz bir milletin, köleleştirilmeye çalışıldığı ve esaret zincirleriyle kuşatıldığı menhus bir çağa tanıklık yapıyoruz. Şimdi, hür limanlardan, esir adalarına sürüklenmeye çalışılan ve müstekbirler ve en azılı müstevliler karşısında mazlum hale gelen bir milletin hürriyetini iade etmekle memuruz… Pusulamız: milli mücadele pratikleri, Kuvay-ı Milliye Ruhu ve Yüce İslam Dinin den süzülüp gelen yüce değerler ve büyük ahlaktır. (((Türk ün tabiatına en uygun din İslam dır. M.K. Atatürk ))) ne hükümet sahibi olanlar ve ne de oyun sahası haricinde olanlar Yüce Türk Milletinin yarınlarını görmezlikten ve düşünmezlikten gelemez ve gelmemelidir. Hedef: Tam Bağımsız TürkiyeEy Türk Oğlu sana malum mihraklarca düşman diye gösterilenler senin gerçek dostlarındır ve sana yabancı diye tanıtılan değerler seni sen yapan öz be öz değerlerindir asla unutma… Mutlaka bol bol oku Dündar Taşer, Erol Güngör, Ali Şeraiti, Peyami Safa, İsmet Özel, Remzi Oğuz Arık, Necip Fazıl, Nurettin Topçu, Cemil Meriç, Osman Yüksel Serdengeçti ve Nutuk, vs vs… Sevgiyle, selamla, muhabbetle, dostlukla, umutla, inançla… Atılan adımlardan asla ve kata geri adım atılmamalıdır yoksa kaybedilecek olan devasa bir ormandır… ‘’’’’halka ve hakka dayanmayan her şey yıkılmaya, yok olmaya, çürümeye, türap olmaya, tükenmeye mahkûmdur.’’’’’’ Birlik-özgürlük-adalet olmadan asla olmaz… Asla unutmayalım: Necatımız (kurtuluşumuz) ve hayatımız (var olmamız) ittihad-ı milletle (milletin birliği ve bütünlüğü ile) kaimdir (mümkündür, ebedidir, ayaktadır)…

 

              Kitap-ahlak-devrim-tevhit-adalet-özgürlük-emek-vatan-bağımsızlık

Tarih: 09.06.2008 Okunma: 835

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?