CEMAATLERE AÇIK MEKTUP- DEVLET NASIL VAR OLUR- AKLINI KULLANMAK...

Özgür DENİZ - 30.08.2016

CEMAATLERE AÇIK MEKTUP

 

Lütfen Allah'ın rızasını gözeterek hareket ediniz. Münhasıran Allah'ın davasına hizmet ediniz. Dünyevi hesaplarla istikamet belirlemeyiniz. Müntesiplerinize adalet duygusu aşılayınız. Her ne sebeple olursa olsun adaletten şaşmamalarını nasihat ediniz. Onlara ahlaki disiplin kazandırınız. Toplumsal düzlemde ahlak temelli iletişim ve ilişki kurmaları yönünde öğüt veriniz. Akıllarını kullanmalarını, Kur'an ve Sünnet'ten başka mutlak doğru kaynak tanımamalarını deklare ediniz. Malum şeytani yapılanma gibi politik, ekonomik, bürokratik tezgahlara ortak olmamalarını, aracılık etmemelerini açıkça söyleyiniz. Müntesiplerinizin istikballerini tehlikeye atmayınız. Asla haramla yaşatmayınız onları. Sınav soruları çalmalarına müsade etmeyiniz. Kimsenin hayatını, kendilerinden değil diye zindan etmemelerini tavsiye ediniz. Güçlerini asla zulüm için kullanmamalarını izah ediniz. Sürekli Kur'an ve Hadis okumalarını ama tertil, tedebbür, taakkul ile okumalarını teşvik ediniz. Onlara pozitif ilimlerde talim ettiriniz. Onlara edep, irfan öğretiniz. Kinden uzak, sevgiyle yaşamalarını öğütleyiniz. Onları, din, devlet, vatan, millet aşkıyla yoğurunuz.

 

Bir cemaat üyesi eğer ki, fesat ve fitne ile iştigal ediyorsa; bir cemaat üyesi eğer ki, kıskançlık edip güzelliklerin yok olmasına vesile oluyorsa; bir cemaat üyesi eğer ki, bile bile iftira atıyorsa; bir cemaat üyesi eğer ki, farkında olarak birinin hakkını gaspa yelteniyorsa; ve üstelik bunları yapan üyeler, üyeleri oldukları cemaatçe taltif edilen tipler ise; bu müptezel tiplerin, üyesi oldukları cemaat ne menem bir cemaattir sorgularım kardeşim. Sorgulanmaktan imtina ediyorsanız, haysiyetli, erdemli, edepli, karakterli insanlar, Müslümanlar yetiştireceksiniz. Böyle insan yetiştiripte, her insanın kusuru vardır, insan günah işler gibi şeylere sığınamazsınız. Bu sözlerim, malum cemaat maskeli şeytani yapılanma için değildir. Onların artık ne oldukları ayan ve aşikar olmuştur. Bize laf değil eylem lazım bebeğim! Müslüman; insandır, adam gibi adamdır. Müslüman; haysiyetsiz, müptezel, pespaye, namussuz, mürai, sahtekar, müfteri, hasid, fasid olamaz kardeşim.

 

İnsanlar değişir dostum! Sen yürüyen Kur'an oldun mu?

 

Harekette birlik olmazsa, fikirde birlik faydasızdır. Muhammed İkbal

 

DEVLET NASIL VAROLUR

 

Devlet, tek teker üzerinde dönmez. Devletin tekerleri tek tek biçimlidir, tümden bakılınca biçimsizdir ve ancak tümden bakılınca devlet olarak görünür. Bu yüzden devlete birleşik olarak bakmak gerekir, basit olarak bakılınca devlet, devlet olmaz. Devletin varolması için her tekerin dönmesi elzemdir. Bu yüzden devlet her tekerini sağlam tutar. Her tekerinde ayrıca vidalar bulunur. Vidalarla tekerin mevcudiyeti, tekerlerle devletin mevcudiyeti payidardır. Zira tek vida ile teker yürümez, tek teker ile de devlet yürümez. Devlet, kalın bakınca renklidir, ince bakınca renksizdir. Bize renkli görünmesinin ardında renksizlik barındırır. Bizim gördüğümüz şey, görmememiz gereken şey içindir. Devletin aklı tekil çalışmaz, çoğul çalışır ama bu çoğulluk içinde tekillik gizlidir. Varolmak kolay değildir, herkesin algılayabileceği gibi basitte değildir. Binaenaleyh, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, genç görünümünün ardında derin tecrübeli bir ihtiyarlık barındırır. Devletinize güvenin! Devlet bazen zalim gibi algılanır ama bu bizim algımızdır, aslında devlet merhametlidir.

 

AKLINI KULLANMAK

 

Bu hayatta kesinlikle ve kesinlikle ilk önce aklımızı kullanmasını öğreneceğiz. Aklımızı kullanmasını öğrenmediğimiz takdirde, öğrenebileceğimiz hiçbir şey yoktur. Bilakis her şey boştur. Aldatılıp, kandırılan, düdükle yönlendirilen sürüye döneriz. Ot gibi, odun gibi, mal gibi yaşar gideriz, tabi böylesi yaşamak sayılırsa. Ayrıca her şeye komplo diye yüz çevirip, göz kapatmayacağız. İsmet Özel üstad'ın deyimiyle; komploya inanmayanların kendileri bizatihi komplonun parçalarından biridirler. Bu yüzden garip karşılamayacağız hiçbir bilgiyi ve aktaranı lanetleyip yok etmeye çalışmayacağız. Düşüneceğiz, düşüneceğiz, düşüneceğiz, bitevi düşüneceğiz. Bize felaket gibi gelebilir bazı şeyler, bilgiler ve inanmayız. Fakat ya doğru çıkarsa ne olur? En kötüye göre hareket edeceğiz ama en iyiyi umacağız ve o yönde eyleme yöneleceğiz. Bir bilgiyi, bir şeyi ilk önce olumsuz tarafıyla değerlendireceğiz. Çünkü bu bizi uyanık kılar. Eğer olumlu tarafıyla değerlendirirsek, bu bizi gevşetir ve yeniden uyutur. Bir şeyin bize yansıtılan ve yansıtılmayan yüzleri de önemlidir. Biz yansıtılmayan yüzüne odaklanacağız. Yansıtılan yüzü zaten göz önünde olandır. Çünkü bu yöntemde zımni bir sömürü yöntemidir. Zevahir sadece bir işarettir, bu işaret çıkış noktasıdır. Zevahirden yola çıkarak batına ulaşacağız, ulaşmak zorundayız. Ulaşacağımız bir karanlık arka perde yoksa yine karlı olan biz oluruz. Çünkü inancımız sağlamlaşır ve üstelik tetkik ve tahkik etmiş olarak iç huzuruna kavuşuruz, gerçeğe bizatihi şahit oluruz. Aklımız kaostan kurtulur. Ama görünenin ardındaki görünmeyeni bilmediğimiz zaman görünmeyen şey bizim felaketimiz olabilir. Fakat bizde garip bir huy var; çok çabuk inanıyoruz. Bu da bizim aklımızı kullanmadığımızın sarih delaletidir. Soru, sorgu diye bir şey bilmiyoruz. Bunu da marifet olarak telakki ediyoruz. Sorusu olanı ve sorgulayanı tehlike ve tehdit olarak algılıyoruz. Sonra da aklımızı kullandığımızı sanıyoruz. Maalesef biraz alığız, bönüz. Oysa Rabbimizin kutsal ve yüce emridir: HİÇ AKLETMİYOR MUSUNUZ?

Tarih: 30.08.2016 Okunma: 710

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?