YAZSAM DİYORUM- MÜSLÜMANIN GÖREVİ- İSLAMA MUHALİF OLMAK...

Özgür DENİZ - 09.09.2016

YAZSAM DİYORUM

 

Yazsam diyorum… Yatmasam uyumasam hiç, yemesem içmesem mesela, gitmesem gelmesem, hiçbir yaşamsal gereksinimim olmasa diyorum… Uzaklara dalıp gitmeden, kendine çağırmadan beni uzaklar, uzaklara gitmeden… Kalkmasam klavyenin başından hiç, yazsam diyorum… Mütemadiyen, fasılasız… Bendeki ben düzelinceye değin, insanlığa ulaşıncaya değin… İnsan, düzelinceye değin, düzeltebilecek duruma gelinceye değin, adalet ikame oluncaya değin… İnsan, ahlaka dönünceye değin, dünyaya barış egemen oluncaya değin… İnsan, insan oluncaya değin mesela… Yazsam diyorum… İnsan, hürriyetin ne demek olduğunu kavrayıncaya değin… İnsan, aklına inanıp, güvenip, soruncaya, sorgulayıncaya değin… Bir katkım olacaksa dünyanın düzelmesine, düzeltinceye değin dünyayı, dünya beni yutmadan, bozmadan… Yazsam diyorum… İnsan, insana saygı duymayı ve insanı sevmeyi öğreninceye değin… Kimsenin benden olması gerekmez ve böyle bir gereksinime ihtiyacı olmadan var olabilir bilincine erişinceye değin insan… Şiir okumayı, türkü dinlemeyi, acısını ucuza satmamayı, sevince kolay eriştiğini sanmamayı öğreninceye değin insan… Yazsam diyorum… İnsanın, insana yaşamı haram etmeyecek duruma gelmesine değin… İnsan, tabiatı, hayatı, yaratılışı, yaratıcıyı, varlığın tecessümlerini ve önce kendini okumasını öğreninceye değin… Yazsam diyorum… İnsan, insana güvenebilecek duruma gelinceye ve insan, güvenilebilecek düzeye erişinceye değin… İnsan, namuslu ve şerefli olmanın, namuslu ve şerefli olana saygı duymanın nasıl olacağını ve ne demek olduğunu idrak edinceye değin… Okuyuncaya, oku demenin en demek olduğunu anlayıncaya değin… Dalkavukla, haysiyetli olanın tefrikini yapabilecek bilince erişinceye değin… Hayının, çıyanın, fesatçısının, fırsatçının celladı oluncaya değin insan… Çalışmanın kutsallığına, çalışanın kutsalı eylemselleştirdiğine inanıncaya ve kutsalın karşısında eğilinceye değin… Yazsam diyorum… Kulun, kula kulluğu sona erinceye değin… Kula kulluğun bittiği yerde, paraya kulluğun başlamayacağının garantisini duyumsayıncaya değin… Yazsam diyorum…

 

MÜSLÜMAN'IN ASIL GÖREVİ

 

Şu fani dünyada Müslüman'ım diyenin tek bir görevi vardır: adaleti ikame etmektir. Mustazafları, müstekbirlerin cenderesinden kurtarmaktır. Yani ezilenleri, sömürülenleri, zaafa uğratılmışları, kanları, yaşları ve terleri emilenleri kurtarmaktır. Yeryüzünü, adalet yurdu yapmaktır. Müslüman, Küresel Şeytani Siyonist Haçlı Emperyalizmine karşı samimi, namuslu, dürüst ve amansızca kavga vermiyorsa, kağıt üzerinde Müslüman'dır. Müslüman, adil değilse onun Müslümanlığı hikayedir. İmanı şüphelidir. Ya da hakikaten iman sahibi midir? İnsanlık Önderleri olan Peygamber'ler hayatları boyunca bunun için kavga etmişlerdir. Yiyecek ekmeğin var mı? Daha çok kazanma derdin olamaz. Bir evin var mı? İkincisini alma derdin olamaz. Bir araban var mı? İkincisinin sevdasına düşemezsin. Senin tek derdin olmalıdır; zulme, sömürüye karşı mücadele etmek, adaveti yok edip uhuvveti perçinlemek, kazandığını paylaşmak ve paylaşım esası üzerine ekonomik sistem kurmak. Bireysel zenginleşme ve güçlenme sevdası, toplumsal zenginleşme ve güçlenme sevdasına dönüşmezse, mezellet ve meskenet içinde yaşamaya mahkûmsunuz demektir. Müslüman akılcıdır, vicdanlıdır, merhametlidir, yüreğinin sesini dinler, adil olur, ahlaki disiplinle hareket eder. Kardeşiyle kavgaya tutuşamaz, biteviye düşmanlarla kavga içindedir. Müslüman asla lakayt olamaz. Müslüman asla dünya bataklığında debelenemez. Sonsuz hassas ve duyarlı olur.

 

İSLAM NEDİR VE İSLAM’A DÜŞMANLIĞIN ARKA PLANINDA NE VARDIR?

 

Bu topraklar, insanlığın beşiğidir. Medeniyetlerin havuzudur. Kardeşliğin yatağıdır. Altı şehitlerle dolu olduğu kadar, üstü kahramanlarla doludur. Nice destanlar yazılmıştır bu topraklar üzerinde. Kaderi acıyla yoğrulmuştur bu toprakların. Bu toprağın çocukları, acının, ıstırabın, yokluğun ve yoksulluğun çocuklarıdırlar. Bir o kadar asil, cesur ve yüreklidirler. Merhametten, şefkatten, vicdandan, adaletten behredardırlar. İşte bu toprakların kutsal haysiyetini müdafaa etmenin adıdır İslam. Din, bir yaşam tarzının adıdır evet ama bir yaşam tarzı olmaktan daha ötede, fert ve millet düzeyinde verilecek hürriyet kavgasının temel dinamiğidir İslam. Devlet dediğimiz, millet işleyişini kontrol mevkiinde bulunan mekanizmayı ve millet dediğimiz, mücerret bir olgu olan devleti müşahhas hale getiren ana gövdeyi, tevhid, adalet ve hürriyet umdeleriyle yeniden var edebilmenin, öz benliğine döndürebilmenin itici gücüdür İslam. Şehitlerin kutsal kanlarıyla yoğrulmuş bu toprakların bağrında varolma mücadelesi veren, kendi dünyasında yaşama tutunmaya çalışan, hem bu toprakların asıl sahipleri hem de bu toprakların asıl sahiplerinin misafirleri için, ortak varoluş kavgasının ve bir arada varkalma davasının yegâne sigortasıdır İslam. Küresel şeytani siyonist batıcı işgal kuvvetlerinin, kök düşünce olarak İngiliz-Yahudi Medeniyeti yörüngesine dâhil olanların, Yüce İslam Dinine karşı aşırı mesabede muhalif ve düşman olmalarının mutlak nedeni budur işte. İslam’ı bu toprakların bağrından söküp alamadıkları müddetçe, bu toprakları asla işgal edemeyeceklerini çok iyi biliyorlar. Son tahlilde; Türk Milleti olarak, mevcudiyetimizin, istiklalimizin ve istikbalimizin müşahhas olarak tehdit ve tehlikeye maruz kaldığı zaman dilimlerine ve en son yaşadığımız batında bir haçlı istilası hüviyetine haiz olan kalkışmaya baktığımızda bu derin hakikati sarih ve beliğ olarak müşahede ederiz. Bu kutsal topraklar üzerinde verdiğimiz her kurtuluş mücadelesine camisinden namaz kılanından, meyhanesinde içenine kadar iştirak etmişlerdir. İnsanlar en zor zamanlarda toparlanıp gitmemişlerdir, Allah Allah nidalarıyla meydanlara inmişler ve küfür ordularını, Haçlı artıklarını durdurmuşlardır. İşte kadim Türk Milletinin gövdesinden ve bu kutsal toprakların bağrından metazori olarak sökülüp çekilmek istenen ruh bu ruhtur. Bu ruhun tam, öz ve net adı; İslam’dır. Bu ruh gittiği zaman, Türk Milletinin, içi boş odun kütüğünden hiçbir farkı kalmayacaktır. Böyle zelil bir hale düşen Türk Milletinin evlatları da, çok kolay ve ucuz şekilde yakılacak, kül olup savrulup gidecektir. İnsanoğlu, insan olmaklığı hasebiyle illaki akıl sahibidir, akıl sahibi olması hasebiyle illaki düşünür, düşünmesi hasebiyle illaki bir düşünceye sahiptir, bir düşünceye sahip olması hasebiyle illaki sistemleşmiş bir düşüncenin müntesibidir. Ve kendisini bir kulvarda konumlandırır, konumlandırdığı kulvara göre de tanımlar. Hangi düşünceye intisap ederse etsin, tanımlaması ne şekilde olursa olsun, yerli olduğunun yani bu vatanın öz be öz evladı olduğunun farkında, idrakinde ve bilincinde olan her bir vatan evladının, Yüce İslam Dinini bir kez daha tetkik, tahkik ve tahlil etmesi, İslam’ı kutsal haysiyetini muhafaza etmede bir koruma silahı, insanlığın varoluş kavgasında nöbet tutma direnci, vatan, adalet ve hürriyet supabı, insan olarak varolmanın, varkalmanın, insanca yaşamakta direnmenin garantisi ve sigortası babında yeniden ve yeniden okuması, anlaması, kavraması iktiza ediyor.

 

Tarih: 09.09.2016 Okunma: 680

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?