Önderimiz, ‘’ahirette ki
huzurun garantisi dünyada ki düşünme eylemine bağlıdır’’ derler. Ahirette
düşünmek diye bir şey yoktur, orası ya huzurun ya da endişenin yeridir. Orada
ki en huzurlu kişi, burada ki en çok düşünen kişi olacaktır. Tabi bu düşünme bildiğimiz
anlamda düşünme değildir. Derin düşünmedir. Düşünmek, sarsıcı, sancılı,
ıstıraplı bir eylemdir. Binaenaleyh, bu âlemde düşünen insan için huzur kabil-i
mümkün değildir. Düşünmek, rahatsız olmak ve rahatsız etmektir. Düşünen insanın
rahatı kaçar, rahatı kaçınca da rahatları kaçırmaya başlar. Düşünmek aslında
bir sanattır ve sanatta acının ürünüdür. Zira düşünmek, acıdır. Çünkü gerçek
sanat, gerçek acının ürünüdür. Gerçek yaşamda acılarla doludur. Acısız ve
sancısız doğmuş bir sanat, asla sanat değildir. Acısız bir yaşamda, asla
yaşanmış değildir. Sonsuzluğu anlatan sanatı meydana getirenler ve sonsuzluğun
şarkısını yazanlar, ancak düşünenlerdir. Yalnızca insana bahşedilmiş seçme
yetisi ile düşünme yetisi, birbiriyle doğru orantılıdır. Düşünmeyenin seçebilmesi
kabil değildir. İnsanın da, seçmekten ve düşünmekten başkaca anlamı yoktur.
‘’İnsanı ahlakça zengin kılan ve insana asillik veren şey, evreni anlamaya
yönelik çabalarıdır’’ der Einstein. Ki, çok haklıdır. Zira insan, hayvan gibi
münhasıran otlamak için gelmemiştir fani aleme. İnsan, düşünerek ve seçerek,
yüceliğinin idrakine varabilir, değerini anlayabilir. ‘’Hayatta en büyük facia,
insanın kendinin farkında olmamasıdır’’ derken sonsuz haklıdır Tagore. Peki,
kendi kendinin farkına varamayışın nedeni nedir acaba? ‘’Soru sormayı
bıraktığınız zaman bittiniz demektir’’ der Krişnamurti. Peki, soruyu hangi kafa
sorar? Elbette ki düşünen kafaların işidir soru sormak. Çünkü düşüncesizin
soracağı hiçbir şey olamaz. Geçelim!
SÖZLER:
‘’’’Ve, savunulacak tarafı kalmaz insanın!’’’’
ÖZGÜR DENİZ
‘’’’Korkuyorum! Bir gün biri çıkıp: -Ey insanoğlu! Diyecek
ve kimse üstüne alınmayacak.’’’’
İLHAN BERK
‘’’’Birgün iyiler kazanacaklar ve dünyaya egemen olacaklar.
Kirlenen dünyayı temizleyecekler, çürüyen insanı yeniden gürbüzleştirecekler.
İşte o zaman savunulacak bir tarafı olacak insanın ve: -ey insanoğlu! Diye
seslenildiğinde birileri çıkıp: -benim diyecek. Bir gün mutlaka!’’’’
ÖZGÜR DENİZ
‘’’’Biz Müslümanız, öyle olmalıyız, öyle olmak zorundayız.
Adalet düşerse biz kaldırmalıyız. Ahlak bozulursa biz düzeltmeliyiz. Hürriyet
gasp edilirse biz geri vermeliyiz. Kardeşlik ölürse biz diriltmeliyiz. Barış
tükenirse biz çoğaltmalıyız. Çünkü bunu biz yapmazsak, yapamazsak, kimse yapmaz
ve yapamaz. Bilakis, insanlığın umudu tükenirse, insanlık bizden de umudunu
keserse varolmanın hiçbir anlamı kalmaz, zaten varolmak muhal olur. Biz,
varlığın vicdanıyız!"’’
ÖZGÜR DENİZ
""İslam’ın öldüğü vicdanın topraklarında, insanın
yaşamaya sebebi kalmaz! İslam’ın öldüğü bir yerde savunulacak bir şey
kalmamıştır, öyleyse her şeyi savunmak serbesttir! Ki ayrıca, yaşamayan, neyi
savunacak? Ve savunulacak bir tarafı kalmaz insanın! Yaşamak ve savunulmak
için, İslam’ı mutlaka yaşatmanız gerekiyor.’’"
ÖZGÜR DENİZ
‘’"Biz öldürürsek, başkaları kaldırırlar cenazeyi ve bu
çok acı olur!’’"
ÖZGÜR DENİZ
‘’"Kimsesizim, kimseyle kirlenmeye mecbur
değilim!’’"
ÖZGÜR DENİZ
‘’"İnsan sahip olur, sahip olduğunun kıymetini bilmez
hoyratça tüketir, bir gün elinin boş olduğunu görür, tükenen kendisidir ama o
sahip olduğunu tükettiğini sanır, oysa sahip olunan şey tükenmez, tükenen sahip
olandır!’’"
ÖZGÜR DENİZ
‘’"Kutsal kinler biriktirmeli insan, acılarını ucuza
satmamalı, sevinçlerin kolay kazanılmadığını bilmeli!’’"
ÖZGÜR DENİZ
‘’"Vicdanın yazısını Allah yazdıysa, o vicdandan kötü
sözde, eylemde tevlit etmez.’’"
ÖZGÜR DENİZ
‘’"Kafası ve kalbi çürümüşlere, derin ve ağır kitaplar,
düşünceler, türküler, şiirler yüktür. Zayıf bir bedene taşıyamayacağı yük
yüklenirse ne olur? Zamane gençliği bu değerlerden maalesef uzaktır. Onlar ucuz
lafların, basit kurnazlıkların insanları olmuşlardır ya da böyle bir şeyin
içine sürüklenmişlerdir. Neslimizi ucuzlukların, bayağılıkların, basitliklerin
tuzağından kurtarmalıyız.’’"
ÖZGÜR DENİZ
""Kur'an'ı bir kere anlamak için okusak, kafamıza
çıkarmak, kafamızdan kalbimize indirmek ve oradan da vicdan oluşturmak, eyleme
dökmek için okusak ölür müyüz? Zaten ölü olan nasıl ölecek? Ancak
dirilirsiniz!""
ÖZGÜR DENİZ
Ey Rahman, Rahim, Adil, Vedud, Kahhar, Müntakim, Celil olan
Allah'ım! Beni siyanetine al. Şu fani olan ölümlü dünya da, bana tek kalp
kırdırtma, tek kalbi gücendirtme, tek bir kalbin yaşama sevincini yok ettirtme.
Yaşadığım her anı, Sen'in belirlediğin yüce ve yüksek adalet kanunları
temelinde adalet bilinciyle yaşamamı nasip eyle. Yarattığın her şeyi, Sen
yarattığın için sevmemi nasip eyle. Amin.
ÖZGÜR DENİZ
Ey göklerin ve yerlerin Rabbi! Ayaklarımızı yere bağlamış,
hayallerimizi ve tasavvurlarımızı ufukların sonsuzluğuna yöneltmişsin. Ve
içimizdeki vicdan olmuşsun. Bu devasa evren de bir nokta kılmışsın bizi.
ÖZGÜR DENİZ
Beni tanıyan tüm dostlarıma ya da tanışıklığımız olan
insançocuklarına soruyorum: Benden size zerre kötülük yöneldi mi? Size karşı
şerefsizlik, namussuzluk, ihanet, hülasa; zerre ahlaksızlık, adaletsizlik
yaptım mı? Şu fani dünyada yaşayan ölümle nişanlı bir insanoğlu olarak benden
hiçbir dostuma ya da herhangi bir insançocuğuna bugüne kadar olmadığı gibi
bademada zerre kötülük, ahlaksızlık, adaletsizlik yönelmeyecek inşaAllah.
Düşüncelerim, duygularım bana aittir, yaşam felsefem ve tarzım nev-i şahsıma
münhasırdır, bunun da kimseye zararı yoktur ve olmamalıdır. Her daim kalemin,
kağıdın, mürekkebin gücüne inandım. Doğduğumda bir kavganın içinde buldum
kendimi. Bu kavgamda fikrim silahım oldu. Kuvvetle, varoluş kavgasına tevessül
etmeyecek kadar soylu doğmuşum. Hep kendim oldum, olduğum gibi göründüm. Bitevi
açık ve şeffaf yaşadım. Düşünen herkese saygı duydum. İnsanı sevdim. Kesif
duygulu, bitevi düşünceli yalnız bir insanoğluyum. İlanihaye aynı olacağım.
Kimse beni biçimlendiremez, benimde kimseyi biçimlendirme gibi bir derdim
olmadı hiçbir zaman. Kendi derdim bile fazla çünkü bana. Beni de kimseyle
tanımayın lütfen, kendiniz tanıyın. Tabi Allah'tan korkan ve Allah'ı seven ve
vicdanının emirlerine tabi olmuş temiz yürekli dostlarımla beni tanımanızda
sakınca yoktur. Bilakis her iki cihanda hakkımı helal etmiyorum. İnsanız işte,
kanatsız bir kuş misali bir gün uçup gideceğiz sessizce!
ÖZGÜR DENİZ
NOT: Saygıdeğer
Genelhaberler yönetiminden kalbi
istirhamımdır; yazılara yapılan yorumların en azından yorumların yapıldığı gün
içerisinde yayınlanması mümkünse sonsuz iyi olur naçizane düşünceme göre
inşaAllah. Saygılar.