Öğrenilmiş çaresizlik üzerine bir ders…

Hüseyin ŞİNASİ - 16.10.2016

 

                      Öğrenilmiş çaresizlik üzerine bir ders…

 

Bugünkü yazımızın başlığı, öğrenilmiş çaresizlik üzerine bir ders. İlk başlarda, başarısızlık ve çaresizlik üzerine, diye bir başlık seçmiş ve sitelere o şekilde göndermeyi düşünmüştüm. Ama sonradan böyle bir başlığın iyi olacağına kanaat getirerek değiştirdik.

  Çarşıda, pazarda, sokakta, kahvede pek çok insanla karşılaşıyor, sohbet ediyoruz. Görüş ve düşüncelerine değer verdiğimiz dostların, çevremiz, ülkemiz ve dünyada olup bitenler hakkında ne düşündüklerini öğrenmeye, elde ettiğimiz bilgi kırıntılarını yazılarımıza yansıtmaya çalışıyoruz.

Belki sizler de farkınasınız. Son senelerde insanlarımız eskisi gibi farklı düşünce ve anlayışları asla kabul etmeyen, olaylara hep aynı pencereden bakan, tek taraflı değerlendirip, “tek doğru budur” diyen bir kafa yapısına sahip  anlayışın hakim olduğu bir ortamda yaşıyoruz.

Geçelim.

Toplumda bazı insanlar başarılı olurken, çoğu insan neden başarılı olamıyor? İnsanları bunca başarısız sonuçlara götüren şey nedir? Bu gibi soruların cevabını ülkelerde uygulanmakta olan eğitim-öğretim sistemleri içinde aramak gerekiyor.

Bu konuda hakkında araştırmalar yapan bilim adamları tarafından gerçekleştirilmiş bazı deneyler ve ortaya çıkan ilginç sonuçlar var. Bu deneylerden biri de “öğrenilmiş çaresizlik” üzerine yapılan deneydir. Kısaca aktaralım. 

Bilim adamları gözlemleri sırasında pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görür. Birkaçını toplayıp 30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar. Metal zemin ısıtılır. Sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışır. Ama başlarını tavandaki cama çarparak düşerler. Zemin de sıcak olduğu için tekrar zıplar, tekrar başlarını cama vururlar. Ne olduğunu bilmediklerinden ve kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çekerler. Defalarca kafalarını cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıplamamayı öğrenirler.  

Bilim adamları pirelerin hepsinin artık en fazla 30 cm zıpladığını görünce deneyin ikinci aşamasına geçerler. Cam fanusun tavanındaki camı kaldırırlar. Zemini tekrar ısıtırlar. Tüm pireler yine eşit yükseklikte ve ancak 30 cm zıplarlar.
           Deney sonucunda tavandaki cam engelinin kaldırılmış olması pirelerin daha yükseğe zıplamalarına imkân doğmasına rağmen pireler buna hiç cesaret edemezler. Çünkü kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu sınırlayıcı "hayat dersine sadık yaşamaya alışmışlardır artık.

Kaçma imkânları olduğu halde kaçmazlar, çünkü engel artık zihinlerindedir. Pireleri sınırlayan dış engel kalkmış olmasına karşın kafalarındaki iç engel varlığını sürdürmektedir.

Bu deney, canlıların neyi başaramayacaklarını nasıl öğrendiklerini bize gösteriyor. Buna "cam tavan sendromu" denir. Bir insanın gelebileceğine inandığı en üst nokta, onun cam tavanıdır. Cam tavanımız hayallerimizin tavan yüksekliğini gösterir.

Peki, yaptığı işlerde başarısız olmayı, kaybetmeyi, eylemsizliği ya da tembelliği nasıl öğreniriz? Bu sorunun cevabını da öğretilmiş çaresizlik deneyi vermektedir. Ancak bunu gelecek yazımızda ele alalım. Zira yaz uzadıkça okunması ve anlaşılması zorlaşıyor.

Tarih: 16.10.2016 Okunma: 836

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?