SERT HAKİKAT VE SESSİZ İSYAN!...

Özgür DENİZ - 25.10.2016

Kapitalizmi ne kadar kabul etmesekte kapitalistçe yaşıyoruz. Materyalizmi ne kadar kabul etmesekte materyalistçe yaşıyoruz. Faşizmi ne kadar kabul etmesekte faşistçe yaşıyoruz. Liberalizmi ne kadar kabul etmesekte liberalistçe yaşıyoruz. Demokrasizmi ne kadar kabul etmesekte demokrasistçe yaşıyoruz. İslam’ı ne kadar kabul etsekte İslam’ca yaşamıyoruz, yaşayamıyoruz. Maalesef bizim hayatımızda ki en büyük ve derin paradoks budur. Maateessüf bunlar kahreden hakikatlerdir. Yalansam tüm insanlık yüzüme tükürsün. Yüreğimi her an acıya gark eden ıstırapla konuşuyorum. Laf olsun diye konuşmuyorum. Cerbeze yapmıyorum. Yüce Rabbimin yüce emri olan emri bil maruf, nehyi anil münker kutsal vazifem icabınca konuşuyorum. Ama kuvvetle muhtemel yine kötüyüm. Çünkü insanlık tarihi boyunca katı ve sert hakikatleri pervasızca haykıranlar daima kötü olmuşlar, kötülenmişlerdir. Dinimizin ve kimliğimizin bizi kurtaracağını sanıyoruz. Servetimizin, şöhretimizin, kudretimizin bizi kurtaracağını sanıyoruz. Ümmeti mahveden, perişan eden, naçar bırakan budur, bu yanlış telakkidir. Hayır demeyin lütfen! Hayatlarınızı kontrol edin. Kafalarınızı ve kalplerinizi kontrol edin. Samimiyetinizi ve niyetlerinizi kontrol edin. Allah’ın davasına bağlılık derecenizi kontrol edin. İslam’ın hayatlarınızda nerede olduğunu ve ne kadar yer aldığını kontrol edin. Allah aşkına İslam’a ne kadar bağlıyız ve İslam’ı hangi derecede yaşıyoruz? Servete ve kudrete tapıyoruz. Servet ve kudret elde ettikçe şımarıyoruz ve bunu toplum üzerinde tahakküm kurma fırsatı olarak görüyoruz. Haklı haksız demiyoruz. Haram helal demiyoruz. Zalim mazlum ayrımı yapmıyoruz. Her Müslüman kendi dünyasını murakabe altına alsın ve şöyle hayatının kıyısından kendi hayatını müşahede etsin bakalım ne görecek. Söyleyin böyle bir yaşam Müslümanca bir yaşam mıdır? Hakikati yüreklice ifşa edebiliyor muyuz? Hakikati ifşa edene saygı duyuyor muyuz? Komprador pezevenk olsa da saygı duyuyoruz. Yoksul pezevenklik yapıyorsa lanetliyoruz. Şerefli ama yoksul bir Müslüman istimdatta bulunsa öteliyoruz, şerefsiz ama komprador bir kâfir istimdatta bulunsa herkes en önde koşmaya gayret ediyor. Yoksul haklı da olsa işini göremiyor, komprador haksız olsa da işini anında kotarıyor. Nerede burada İslam? Ya da bu İslam hangi İslam? İşte bu yüzden de Allah basiretimizi bağlıyor. İçimizde ki düşmanları göstermiyor bize ve biz, bizce vuruluyoruz. Allah, benim davama sahip çıkana, tüm mevcudatı hizmetkâr eylerim diyor. Peki, tüm mevcudat bize niçin hizmetkâr olmuyor? Niçin bize dost görünen düşmanları ihsas edemiyoruz? Niçin problemlerimizi halledecek çözüm yolları bulamıyoruz? Niçin ümmet arasında vahdeti tahakkuk ettiremiyoruz? Niçin coğrafyalarımız kan revan içinde kalıyor? Niçin bir avuç şeytanı tükürüğümüzle boğacakken, şeytanlarca boğuluyoruz? Niçin çalışana değer vermiyoruz? Niçin namusluyu el üstünde tutmuyoruz? Niçin okuyana saygı duymuyoruz? Niçin şerefiyle yaşayana değilde, şerefini beş paralık edene yol veriyoruz? Değer üreteni değil, değerleri çürüteni onore ediyoruz niçin? Nerede tevhidi düşünce, anlayış ve ideal? Nerede Muhammedi olan? Nerede vahdet için çırpınış? Nerede kötülüklere isyan? Niçin, büyük insanlık ülküsü adına, nesil yetiştirme, değer üretme, değerleri koruma ve yaşatma adına, ahlakıyla, haysiyetiyle münhasıran kendi dünyasında kendi işini yapma derdinde ve gayretinde olanı değilde, daha çok dalkavukluk yapanı, değerleri çürüteni, nesli düşünmeyeni, münhasıran menfaatine odaklananı muhafaza ediyor ve el üstünde tutuyoruz? Niçin, niçin, niçin? Lütfen soralım, sorgulayalım, hesaba çekelim nefsimizi? Kimiz biz? Nereden geldik? Neredeyiz? Niçin varız? Nereye

gidiyoruz?

 

 

""İnsan için en zor olan şey, her gün insan kalmaktır.""

 

Cengiz Aytmatov

 

""Her şeyi yeniden tanımlamak zorundayız, insan olmak ne demektirden başlayarak.""

 

Slavoj Zızek

 

""İnsanı savunuyorum. Çünkü düştüğünü gördüm.""

 

Albert Camus

 

""Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. İnsan olmaktan korkuyoruz.""

 

Oğuz Atay

 

""Topraktan rızkını ve mezarını al, kendisini alma!""

 

Muhammed İkbal

 

""Benim mirasım, kitap, yokluk ve özgürlüktür.""

 

Ali Şeriati

 

""Dünyada yüzlerce milliyet, dil, din, mezhep olabilir; ama sadece iki çeşit insan var. Vicdanı olan ve

vicdanı olmayan.""

 

Farid Farjad

 

""Biz, sakalları şiirle karışık, yüreği Allah'la barışık adamları sevdik.""

 

Cahit Zarifoğlu

 

""Düşünceye hürriyet, sonsuz hürriyet. Kitaptan değil kitapsızlıktan korkmalıyız.""

 

Cemil Meriç

 

""Bütün düşüncenin en yüksek düşüncesi, düşünemeyeceği bir şey bulma çabasıdır.""

 

Soren Kierkegaard

 

""Çocuklara yalnızca okumayı öğretmek marifet değildir. Asıl meziyet çocuklara sorgulamayı ve düşünmeyi öğretmektir.""

 

George Carlin

 

""Çocuklarınızı kuzu gibi büyütmeyiniz ki, ileride koyun gibi güdülmesinler.""

 

Sadi Şirazi

 

""Dünyada iki farklı insan türü vardır: Bilmek isteyenler ve inanmak isteyenler.""

 

Friedrich Nietzsche

 

""Bir etki yarattınız mı bir düşman kazandınız demektir. Sevilmek için sıradan biri olmak gerek.""

 

Oscar Wilde

Tarih: 25.10.2016 Okunma: 761

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?