Tarihin derinliklerine indiğimizde, her türlü cinsel sapıklığın yaşandığı Lut Kavmi için, Yüce Yaradan’ın gönderdiği Lut peygamberin bile, ıslah edemediğini ve sonunda bu kavmin helak edildiğini biliyoruz…
Baltacı Mehmet Paşa, bir Katerina uğruna, koskoca Rus imparatorluğunun esaretini bağışlamıştır. Rivayetlere göre, böyle bir durum vardır. Savaş hali bu, ne yaşandı? Nasıl yaşandı,? O günü, şu an yargılamamız doğru olmaz ama, bir paşanın uçkuru yüzünden, böyle rivayet günümüze kadar ulaşmıştır.
Elde somut veriler olmamasına rağmen, son beş yılda evlendirilen çocuk gelin sayısı, 230.000 civarında olduğu ifade ediliyor. Bu olay vahimdir. Ülkenin, her geçen gün karanlığa gidişinin, açık göstergesidir. Sapıklığın resmileştirilmesidir. Ülkede, yaşayan her fert bu gidişattan sorumludur. Ne için? Sonumuz Lut Kavmine benzememesi için!...
Ülke, bu kadar ciddi sorunlarla canı pahasına uğraşırken, ülkeyi yönetmeleri için seçtiğimiz, 6 vekil, sırf seçim çalışmaları esnasında, oy devşirebilmek için, verdikleri sözle bir kanun tasarısı hazırlayarak, ülkeyi gerçek gündeminden koparmışlardır. Cinsel istismar ve tecavüzle ilgili verdikleri kanun teklifinde, evlilik söz konusu olduğunda, tecavüzcü hapisten yırtacak ve müebbet, yani bir ömür boyu tecavüze devam edecek vs. Bu meclis, binlerce vatandaşın mağdur edildiği, İnşaat projelerini yapan Müteahhitlere ve piyasada eline anahtar alan kişinin, emlakçı olduğu bir ülkede, bunlar için bir yasa çıkartamazken!..
“Ben harama uçkur çözmem!” diyenler, bir şekilde yoluna yordamına uydurup, adına “MUTA” dedikleri, sınırlı süreli nikahlarla, biyolojik isteklerini karşılıyorlar ve Allah huzurunda da günah işlememiş oluyorlarmış(!)... Her geçen gün, bu tür ilişkilerin yaygınlaştığını basından öğreniyoruz. TBMM’de bile, bu cinsel ilişki yüzünden, başı derde giren, parti genel başkanları ve genel başkan yardımcılarının kaset operasyonu ile, Meclis dışı kaldıkları veya görevlerinden olduğuna hepimiz yakın tarihte tanık olduk.
Örneklerle ve yaşanan acı olaylarla, Karaman’da, bir vakfın yurdunda yaşanan cinsel istismarları, değişik gerekçelerle evlendirilen, binlerce çocuk gelin, bu ülkenin acı gerçekleridir. Yaşını başını almış, azgın teke rolünde aramızda dolaşan bu cinsel sapıklar için, TBMM’de gizli bir af niteliğinde, gündeme getirilen bu yasa tasarısı, vicdanı olan herkesi yaralamıştır. Tecavüzün aması maması yoktur. Tecavüz eden, bunun cezasına katlanmalıdır. Hatta, bana göre bir yerlerinden idam edilmelidir, bu sapıklar. Bu çocukların, günahı vebali bütün toplumundur. Kimse bana ne diyemez. Adı üstünde çocuk bunlar çocuk!..Bu konuyu anlamak için, hukukçu olmaya değil, vicdanı olmaya gerek vardır!..
Erkek egemen toplumda, her şey erkeğe göre dizayn edilmeye çalışılıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu topluma aydınlanma çağını getirdi. Fakat, ömrü kifayet etmeyince, bu çağı kapatmak için, bütün şer güçler, bir an önce, kadınlara verilen bu hak ve hukukları ellerinden almak için, aç kurt gibi fırsat kollamaktadırlar. Her gün, bu ülkede bir veya birkaç kadın cinayete kurban edilmektedir. Kadınlar, elde ettikleri hakkın savunucuları olmak zorundadırlar. Yarın geç olabilir. Baksınlar İran’a, Suudi Arabistan’a ve diğerlerine!..
TBMM, gündeminden bu yasa tasarısını bir daha gündeme gelmemek üzere çıkartmalıdır. Toplumun, ne böyle bir talebi vardır ne de önceliği. Ülkenin bunca sorunu varken, uçkuruna sahip çıkamayanlar, hak ettikleri cezalarını çekeceklerdir. Keçinin hikayesi gibi; “Yaprağı yerken gımıt-gımıt, sapına gelince, meee!” yok öyle!…Hazır, idam midam gündeme gelmişken, bu sapıkların da bu listeye eklemesini yaparlarsa, toplumun vicdanını da rahatlatmış olurlar. Yaparlar mı sizce, böyle hayırlı bir işi?... Atalarımızdan biz çok şey öğrendik. Bunlardan biri de; “Eline, beline, diline sahip ol!” demişlerdi. Bu yasa tasarısını TBMM’e getirenler, öncelikle bu sapıklara, bunu öğretsinler.
Hilmi ÇAKIR
20.11.2016