Oy gizli, haber
kutsal, yorum hürdür.
Türkçe harikulade bir dil. Muhteşem bir anlam ve ifade zenginliğine sahip.
Alın başlıktaki kelimeyi kitap yazın. O kadar çok yönlü bir kavram.
Her Türk bu kelimeyi, Allah’ın günü yüzlerce defa kullanıyor. Çünkü birinci tekil şahsın, şimdiki zamanı gösteren her eyleminde bu kelime var. Okuyorum, gidiyorum, görmüyorum, duymuyorum, hissediyorum…vb.
Bizim
yazılarımızın tepesinde, sağ üst köşedeki sabit cümleyi görüyorsunuzdur,
herhalde. “Haber kutsal, Yorum hürdür.”
Haber, tamamıyla doğru ve gerçek olmalıdır; doğru ve gerçek, “kutsaldır.” Çünkü bilgi veriyorsunuz, yeni bir durum veya hadiseyi duyuruyorsunuz. Verdiğiniz bilgi gerçeği ve doğruyu tam olarak yansıtmalıdır. Bir noktada, haber evrenseldir, diyebiliriz.
Yorum ise kişiseldir. Meydana gelen bir hadisenin,
size ulaşan bir haberin çeşitli veçhelerini görmek, göstermek, sizde
uyandırdığı his ve görüşleri okuyucuyla paylaşmaktır.
Haberin gerçeği ve doğrusu tektir. Yorumu ise sayısız, hatta sonsuz olabilir.
Haberi yorumlarken rehberiniz vicdanınız ve
birikiminizdir. En azından benim rehberim bunlar.
Yorumunuz, parmak iziniz kadar sizin farklılığınızı, kimliğinizi yansıtır.
Tabii parmak izinden çok önemli bir farkı var. Parmak izimizin diğer parmak izlerinden farklı olması doğuştan geliyor ve hiç değişmiyor.
Hâlbuki yorumunuzdaki farkı kendiniz belirliyorsunuz. Doğduğunuz çevre, yetiştiğiniz aile ve yöre, aldığınız eğitim, kendinizi yetiştirme tarzınız, maziniz… vs. yorumlarınızda etkili oluyor. Yorumunuzun etkisi de bunlara bağlı olabiliyor.
Yorumunuz çoğunluğun yorumundan ne kadar ayrılıyorsa, ne kadar farklı görüşleri ileri sürüyorsanız, o kadar ilginç bir yazar sayılırsınız.
Çoğu zaman; herkesin yazdığından farklı yazayım, en ilginç yorumu ben yapayım, düşüncesi aklınıza gelmez. Gündemdeki hangi konu sizi en fazla etkilemişse, o konudaki kişisel görüşlerinizi, konu hakkında bildiğiniz farklı hususları okuyucuyla paylaşırsınız.
İnternet ortamında yazıyoruz ve teknoloji bizim görüşlerimizi okuyanların da yorumlarını anında yapmalarına imkân sağlıyor. Görüşlerime yorum yapanlara minnettarım. Çünkü bu sayede konu biraz daha açık ve anlaşılır hale gelebiliyor.
* * *
Perşembe gününden beri en çok üzerinde konuşulan mevzu, malûm Anayasa Mahkemesinin türbanla ilgili kararı… Karar her yönüyle didik didik ediliyor.
Kararın lehinde ve aleyhinde çok çeşitli görüşler ileri sürülüyor. Yorumlar yapılıyor.
Bazı yorumlar ise; kararın hem lehinde hem
aleyhindeki görüşleri içinde barındırabiliyor.
İşte
bunlardan biri: Anayasa Mahkemesinin
almış olduğu kararla; laikliğin ortadan kaldırması tehlikesi bertaraf
edilmiştir. Dolayısıyla AKP’ye karşı açılan kapatma davasının da gereği
kalmamıştır. Dava düşmelidir veya usulen görüşülmeli, Anayasa Mahkemesinin türbanla
ilgili almış olduğu karar, AKP’nin kapatılmaması sonucunu doğurmalıdır.
Bu yorum üzerine yorum olmaz, diye düşünüyorum.
Gayet yaratıcı bir yorum… Bu yorumu yapanların hayal güçlerini tebrik ediyorum. Bu kadar farklı yorumun dile getirilmesine çok büyük saygı duyuyorum.
* * *
Yorum, dediğiniz olgu, işte, böyle bir hadise. Hayal gücüne çok bağlı. Hayal gücünüz ne kadar gelişmişse ki, bu ufkunuzun da geniş olması demektir; o kadar farklı ve ilginç fikirler ileri sürebiliyorsunuz.
Cüzdanın değil de vicdanın ağır bastığı bütün yorumlar saygı duyulmaya lâyıktır.
* * *
Anketler:
Önceki anketimizin sonuçları:
Televizyonlardaki yarışma
programlarını seyrediyor musunuz?
- Daima, çok beğenerek seyrederim : 10
- Arada sırada seyrederim : 26
- Hemen hemen hiç seyretmem : 17
- Yarışma programlarına karşıyım : 24
Sol sütundaki yeni anketimize katılır mısınız?
* * *
Neyzen’den
GEÇERİM
Geçen gençlik günlerine yanmayan
Yok gibidir, bense bakar geçerim.
Yoğu vara, varı hiçe gömerek
Her solukta bir gam yakar geçerim.
Devrin siyaseti pek saçma sapan,
Pişirdiği pazarlıklar çok yavan,
Matbuatın ocağında kaynayan
Kazanlara bir kulp takar geçerim.
Araştırdım hakikat notlarında,
Yok bir manâ kürenin vur tutlarında,
Şiirimdeki duygu bulutlarında
Bir şimşeğim, hicran çakar geçerim.
Bulamazsın cevherimi bir kânda,
Gömülüyüm bir mukaddes nihanda,
Gönlümdeki ışığımla bir anda
Yüz bin Leyla sever, bıkar geçerim.
Neyzen Tevfik, 1919
-------------------------
Kân : Maden
Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya
tıklayın