KENDİ AKLINI KULLANMA CESARETİ GÖSTER!...12...

Özgür DENİZ - 18.02.2017

Okumadan, düşünmeden kurtulman muhaldir. Zor değil! Al eline kitabı ve başla okumaya. Niye başkalarının ağzına bakıyorsun ya da bakacaksın. Çünkü olguları ve olayları okumadan; anlaman, bilmen, tanıman, kavraman, hissetmen kabil değil. Okuyarak bu yetilere sahip olabilirsin ancak. Okumazsan da başkalarının ağzına bakar durursun. Yanlış olan bir şeye başkası doğru der, sen de inanırsın, çünkü o şeyi ölçüp tartacak kapasiten ve zekân yoktur, bilincin oluşmamıştır. Çok basit bir şey yanlıştır ama kendi kafanı kullanmayınca yanlış olduğunu bilemezsin, zira aklını teslim etmişsindir. Tamam, okumak çözüm değil gibi ama yine de okuman gerek. Saygı duyulmak, değer verilmek, danışılmak için okuma. Çünkü zaten okudun mu bunları kazanman kabil değil, bilakis hepten kaybedersin ama yine de oku. Okumak için diren! Cehaletin zincirleri kuşatır ve boğar aksi takdirde. Esarette, önüne gelenin oyuncağı yapar seni. Ve çürür gidersin böylece. Hür olmak, insan olmak, insan kalmak ve insanca yaşamak istiyor musun? Kitabı eline alacak ve zihnini, kalbini aktive edeceksin. Sürüden ayrılmayacaksın, sürüden ayrı olacaksın. Haysiyet, hassasiyet, hissiyat üçgeninde bir hayata adım atacaksın. Belki zordur ilk adımı atmak ama sair adımları atmakta bir o kadar zevklidir. Merak edeceksin, soracaksın, sorgulayacaksın. Cevaplar bulacaksın. Bulduğun cevapları da tahkik, tetkik, tahlil edeceksin. Kararını vereceksin. Seçimini yapacaksın. Kaderine hükmedeceksin.  İşte bu da sana okumanın bahşettiği en güzel hediye olacak ve sen okumaya alışacaksın, hayatında ki en zevkli eylem haline gelecek okumak, okudukça okumaya susayacaksın. Zira hakikate vasıl olmak, hürriyete mülaki olmak, insan olmak, insan kalmak ve insanca yaşamak, okumayı ve düşünmeyi önkoşul kılar. Tarihten basit bir misal verelim; Maraş Olaylarını hepimiz biliyoruz. Kahpe bir tezgâh neticesinde onlarca insan katledildi. Evet, katliam var biliyoruz ve lanetliyoruz. Katliam şüphesiz ki, bir katlediciyi koşul kılar. Demek ki, bir de katledici var. Böyle bir olay sadece bir cellâdın elinden çıkamaz. Demek ki, organize bir durum var. Organize bir durum varsa, ardın da devasa bir güç var demektir.  Ama bu katliamı sorgulamadan hareket etmek ahmaklıktan başka nedir? Yani ortalığı cehenneme çevirmeden, oturup düşünmek çok mu zor? Bu katliam nasıl oldu, niçin oldu, kimler eliyle gerçekleştirildi, kimler nasıl kullanıldı, tezgâhta eli olanlar nerede, en arkada ki devasa güç kimdir vb. soruları sormak ve namusluca cevap aramak çok mu zor? Sormadan etmeden meydana dökülüp, ileri geri bağırmayla elinize ne geçecek? Gerçeğin fark edilmesini daha da zorlaştırmaktan başka neye faydası olacak yaptıklarınızın? Maziyi yeniden hatırlatmaktan, ülkede gerilim yaratmaktan, milleti birbirine düşman etmekten hangi faydalar temin edilecek ya da bu faydalardan nemalanacak olanlar kimlerdir? Ya olaylarda eli olanların uzantıları aranızda ise ve sizi zımnen tahrik ediyorlarsa, o zaman ne yapacaksınız? Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Eee daha ne? Hangi faşizm? Ya gerçek faşistler, seni bu şekilde ahmakça bağırtanlar ise o zaman ne olacak? Seni o meydana koyun gibi sürenler, kim bilir sevgilisiyle nerelerde fink atıyordur. Evet, bulunduğun meydan da, mutlaka seninle birlikte, o fink atan namussuzun has adamları da vardır birkaç tane. Slogan atan, büyük kitleyi ajite eden ve yönlendiren. Ama bu durumu sezmek ve ona göre bir tavır ortaya koymak senin işindir. Hemen sürüye dâhil olmaktansa, temkinli ve teennili olmak daha namusluca değil midir? Önyargılı olmak mı yoksa düşünerek hareket etmek mi, aydın ve bilimsel beyine daha çok yakışır? Ya da hangi yol ve yöntem sana ve ideallerine kazandırır ya da kaybettirir? Bu tür şeyler her kesim için geçerli şeylerdir.

 

Düşüneceksin bebeğim! Akıl, kiraya ver diye değil, kendin kullan ve cüzi iradenle kaderini tayin et diye verildi. Ne İslamcıya kiraya vereceksin aklını. Ne Milliyetçiye kiraya vereceksin aklını. Ne de Solcuya kiraya vereceksin aklını. Kendi kendine kiraya vereceksin! Aklını başkasına kiraya vermen demek, tüm hayatından vazgeçmen demektir. Çünkü başka akıllar başka hayatların istikametlerini kendilerine göre çizerler. Zira aklın kirada olduğu zaman beden coğrafyanda senin hükmün geçmez, herkesin tasallutuna maruz kalırsın. Herkes istediği şekilde tasarruf eder, bir tek sen edemezsin. Coğrafya senindir ama senin egemenliğinde değildir. Ve sen hayatın içinde bir asalak gibi yaşarsın. Yoksundur ama varolduğunu sanırsın. Çürür gidersin tedricen. Düşüneceksin bebeğim! Aklının sende kalmamasından kimler neler kotarmaktadır, kimler kimlerin arzularına köprü olmaktadır fark edeceksin. Güneş üzerine doğuyor ve sen karanlıkta kalmışsın! Ama sen kafana güvenmiyorsun ki! Aydınlık diyorsun, çağ diyorsun, akıl diyorsun, ilim, bilim diyorsun ama kafan, aklını kafanda tutmaya yetmiyor, basmıyor. Eylemlerini bile kontrol edemiyorsun. Niye? Çünkü aklın kafanda değil, başkalarının cebinde. Deli koyun gibi dönüp duruyorsun fasılasız. Eylemlerinle, ya celladının arzularını yerine getiriyorsan ne olur bilir misin? Nerden bileceksin! Seni sahaya sürenler ya gerçek cellatlarsa ne olacak? Hani sorgu, soru? Hani araştırma, cesaret? Sahi bağırmaktan başka bir şey bilmez misin sen? Yoksa bağırmakla sarhoş olup, gerçeğin verdiği acıları mı unutuyorsun? Ya sana yalanlar gerçek diye yutturuluyorsa ne olacak? Hayatını yalanlar üzerine mi kuracaksın? Yalan üzerine kurulan bir hayata alışınca, sonra da gerçekler karşına çıkınca, nasıl kurtulacaksın? Boşsun ama doluyum diye övünürsün. Kapkaranlıksın, sektersin. Çünkü güneş üzerine doğmuş, sen güneşle arana gölgelik koymuşsun. Karanlığa alışmışsın bebeğim! Akıl gidince karanlık geliyor doğal olarak, öyle değil mi? Vallahi de, billahi de, tallahi de safkan yobazsın. Yobazlığın tarafı yoktur bilir misin? Her tarafın yobazı vardır sadece, o kadar. Çünkü güneş herkesin üzerine doğar ama herkesin içerisinde ki bir kesim güneşin değerini bilir. Yani bir olguyu münhasıran tümüyle bir yere teksif edemezsin. Nasıl ilerici her yerde olabilirse, gerici de her yerde olabilir mesela. Sadece aklını kullanman gerek, bunun farkına varabilmen için, biraz da yürek. Bunu ihsas edebilseydik, sömürülür müydük kompradorlarca? Hayır, bize egemen olamazlardı. Çünkü onlar bizim farkındalığımızı yok ettiler. Farkındalığımız gidince aynı yerden aynı noktaya odaklandık ve öylece kaldık, kaldığımız yerde donduk, aklımız gitti alıklığımız kaldı bize.

 

Hadi korkma düşünmekten! Düşünmeye zorla kendini. Biraz daha fazla zorla. Hadi geliyor aklın, gelecek ve arının çiçeğe konduğu gibi kafana konacak. Kendini düşünmeye zorlaman, aklını geri çağırman demektir. Çevrende ki şeytanın çocuklarını dağıtman demektir. Hadi cesaret, biraz daha cesaret, kurtuluşun kendi ellerinde. Aklın, aydınlığındır! Karanlığın bulutları dağılacak aklın kendi göklerine geri dönünce. Şüphelerin artacak, aklın kendine dönüce. Korkma şüphe etmekten. Çünkü gerçek kolay gelmeyecek. Gerçeğin güneşini, şüphe bulutları doğuracak! Şüphe bulutlarını, soruların, sorguların dağıtacak. Toprağın bereketlenecek o zaman. Coğrafyana bahar gelecek. Toprağında rengârenk çiçekler açacaklar. Baharı beklemiyor musun? Hiç beklenmez mi bahar? Bahar gelince çiçekler açar. Bahar gelince karakış sona erer. Hayır, kış kara değildir haddizatında. Beyazdır ama aklın olmadığı için karanlık gelir sana. Aklın geldiğinde her şey güzel olacak. Her mevsimin kendine münhasır güzelliğini hissedeceksin o zaman. Güneş doğacak beyninin göklerinde. Coğrafyan kan çiçekleri değil, sevginin çiçeklerini büyütecekler toprağında. Karlar altında kardeleneler yatar bilir misin? Nedir kardelen? Direnişin ve her baharda yeniden dirilişin adıdır. Cesaretin var mı direnmeye ve her zorlukların altından kalkıp yeniden dirilmeye? Bırak şu sırtında kambur gibi taşıdığın zehirli libasları. O libaslar ki, onlarda aklın tutukludur.  Sen zannedersin ki, onlarla özgürüm. Hayır, bu tatlı yalanlarla oylanma artık. Özgürlük her yerdedir. Özgürlük senin içindedir, dışında değil. Seni aldattılar! Seni kendinden koparmak için, seni hep dışarıya bakmaya zorladılar zımnen. Sen dışarı dikince gözlerini, aklın uçtu gitti göklerinden. Aklın gidince bakışını da kaybettin. Tezgâhtı bu, fark edemedin. Hadi bir kez olsun yeniden içine dön, kendine dön, yüreğinin sesini dinle. Niye korkarsın ki düşünmekten? Tüm bunları, düşünmek bahşedecek sana. Bildiklerini unutacak, yeniden bilmeye başlayacaksın. Yeniden bilmek ne demektir bilir misin? Çevreni saran karanlığın perdesini yırtıp atmandır. Güneşle arana giren gölgeyi kovmandır. Düşünmek, başlangıçtır!

 

SÖZLER:

 

‘’’’Dostu Allah olan için dünyada korku diye bir şey yoktur.’’’’

 

Hakikat

 

""Suç işleyen kızım Fatıma'da olsa cezasını veririm.""

 

Adalet

 

""Dürüstlük ağır bir yüktür. Kaldıramayan altında ezilir.""

 

Hakikat

 

""Kapitalizmin ürettiği özel günlerde kokladığınız her çiçek, adalet arayan birine sıkılmış bir kurşundur.""

 

Ali Şeriati

 

""Bir Müslüman’a ömrünün sonuna kadar anlamadan Kur'an okumak yakışmaz!""

 

Mehmet Okuyan  

 

""Her acının kendi öğretisi vardır.""

 

Balzac

 

‘’’’Uçmak istiyorsan, seni aşağı çeken her şeyi bırak.’’’’

 

Toni Morrison

 

""Bir yağmur bekliyorum, kuruyanı ıslatsın.

Bir yağmur bekliyorum, tohumlara can katsın.

Bir yağmur bekliyorum, silsin kirlerimizi.

Bir yağmur bekliyorum, bizi bize anlatsın. ""

 

Abdurrahim Karakoç

 

""Kimim ben? Hayatını, Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis fikir işçisi.""

 

Cemil Meriç

 

""Kurban veren Anadolu'nun hür yaşamaya ve çocuklarını hür yaşatmaya hakkı vardır.""

 

Nurettin Topçu

 

""Bizim, ne yaptığını, niçin yaptığını ve kim için yaptığını bilen insanlara ihtiyacımız var.""

 

Nurettin Topçu

 

""Beni evhamlı sanıyorlardı. Hayır! Ben sadece gafil değildim, o kadar.""

 

Sultan Abdülhamit Han

 

""Kitap binlerce yılın ötesinden gelen ve binlerce yıl öteye taşan ses...

Kitap, zekâ çeşmesi...

Kitap, kâinata açılan kapı...

Kitap, mağaramıza akseden ışık...

Ruh, yazının icadından sonra ölümsüzleşti.""

 

Cemil Meriç

Tarih: 18.02.2017 Okunma: 802

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?