Köktenci terörün kaynağı Vahhabilik-selefilik mi?

İsmail Hakkı CENGİZ - 23.02.2017

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


“Vahhabilik” veya “selefilik”, Suudi Arabistan’ın din yorumu ve dinî uygulamaları…

 “Selefi”, önceki, ilk önce gibi anlamlara geliyor. Suudilere göre, kendileri “selefi” olmakla Müslümanlığın ilk halini, hiç değişmeyen halini uyguladıkları iddiasındalar.

Vahhabi veya selefi anlayışla diğerleri arasında çok temel farklar var:

EN ÖNEMLİ FARKLARDAN BİRİ “MEZARLAR” KONUSUNDA

Türkiye’de olduğu gibi, pek çok İslam ülkesinde mezarlara önem veriliyor, kabirler hatta türbeler yapılıyor. Oysa Suudi Arabistan’da mezar diye bir şey yok. Geçen yıl ölen Suudi Kralı hatırlarsınız… Türkiye’de de yas ilan edilmişti. Cenazesi, Suudi Arabistan’da  devlet töreniyle kaldırıldı ve “biyere” defnedildi. Defnedildiği yere, bırakın “kabir” yapılmasını, mezarına işaret bile konmadı. Çünkü yerinin belli olmaması, hatta kaybolması isteniyor. Orada, bütün ölülere yapılan muamele bu…

Vahhabi anlayış, mezar ve türbe yapılmasına, buraların ziyaretine, oralarda Kur’an okunmasına karşı. Hele türbelerden dilekte bulunulmasına hiç tahammülleri yok.

Vahhabiler, bütün İslam ülkelerinde kendi anlayış ve uygulamalarının geçerli olması için İslam alemine yayılmaya çalışıyorlar.

İngiliz The Guardian gazetesinde, konuyla ilgili olarak, “Pakistan'da hoşgörülü İslami sesler susturuldu” başlıklı, William Dalrymple imzalı bir yazı yayımlandı. Yazıda, birkaç gün önce, 90 kişinin ölümüne sebep olan “türbe” saldırısı için, “ülkede taban bulan Suudi kaynaklı köktendinciliğin bir sonucudur” deniyor. (21 Şubat 2017)

Guardian yazarına göre; “1970'lerden bu yana, Suudi petrol zenginlikleri, bu hoşgörüsüz inançları dünyaya yaymak için kullanıldı.”

Dalrympe, bu kapsamda şu bilgileri veriyor:

“Vahhabi köktendinciliği, Pakistan'da hızla ilerledi çünkü Suudiler, devlet eğitiminin çökmesinin yol açtığı boşluğu birçok medrese yapımını finanse ederek doldurdular.

Birkaç yıl önce Pakistan’ı ziyaretimde görüştüğüm, bir medreseyi yöneten Salemullah, ‘Mezar ibadetinden hoşlanmıyoruz. Kuran bu konuda oldukça açıktır. Ölü insanlara dua etmemeliyiz, onlardan, hatta evliyalardan bile bir şey istemeyelim.’ dedi

Rolünü ‘putperestçe ibadet edenleri, küfürden, şeriatın gerçek yoluna geri getirmek’ olarak görüyordu.

Salemullah, ‘çoğu kişi hilafete dönüş istiyor ve hilafet geldiğinde buradan başlayarak tüm mezarların ve türbelerin yıkılması bizim görevimiz olacak’ dedi.

Salemullah'ın içinde bulunduğu organizasyon tarafından Pakistan'da 5 bin ve Sindh'de 1.500 medrese açıldı. Bir araştırmaya göre, ülkede 8000'den fazla medrese bulunuyor.

Dini anlayışın radikalleşmesi sonucu; 2010 yılında Lahore'daki Data Darbar tapınağı ve geçen yaz suikasta uğrayan saygıdeğer ilahî okuyucusu Amjad Sabri de dahil olmak üzere pek çok mekan ve kişi saldırıya uğradı.”

Aslında, mezarların putlaştırılmaması ve türbelerden istekte bulunulmaması dinin özünde var. Fakat mezarların tahrip edilmesi, hele mezar ve türbe ziyaretçilerine bombayla, silahla saldırılması İslam’la bağdaşır mı?

Düpedüz terörizm… Cinayet… Katliam!

 

x   x   x

BİLİN

 

İnmemiştir hele Kur’an

Bunu hakkıyla bilin

Ne mezarlıkta okumak

Ne de fal bakmak için.

 

Mehmet Akif ERSOY

 

x   x   x

   Günün çizgisi, Twitter’dan…


  
Tarih: 23.02.2017 Okunma: 828

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?