“Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara talih ve hayatlarını emanet eden insanlardan mürekkep bir kütleye, medeni bir millet nazariyle bakılabilir mi?” “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.” Mustafa Kemal Atatürk
Cemaat
olmuşlar kapalı kutu,
Müride kapıyı aralıyorlar.
Sorgulayan insan bunlarca kötü,
Saldırarak hemen paralıyorlar.
Atatürk’ten, çağdaşlıktan bizarlar,
Bunların eseri ‘Kanlı
Pazar’lar.
Saza, söze, özgürlüğe kızarlar,
Madımaklarda
çıralıyorlar.*
Kadın,
bunlar için bir eksik etek,
İtaat etmezse hakkıdır kötek.
Erkeğin hakkında genişler tek tek,
Kadın isteyince daralıyorlar.
Sözde
demokratlar, özde diktatör,
Adam kandırmada hepsi bir aktör.
Çocukları fabrikatör, armatör,
Engin denizlerde foralıyorlar*.
Biat
edenlere avanta verip,
Gönlü yapıyorlar vaatler serip.
Yalakayı övüp, çok makbul görüp,
Yiğidi yürekten yaralıyorlar.
Kentte
parsel parsel arsa kapatıp,
Plan bozuyorlar yalanlar atıp.
Rantı ayarlayıp camiler yapıp,
Altını üstünü kiralıyorlar.
Haramla
beslenen dindar oluyor,
Kendini Cennet’e
layık buluyor.
Zalim fetva ile sevap alıyor,
Mazluma günahı sıralıyorlar.
Halkı
yoksulluğa tutsak ederek,
Diyorlar ki, ‘sana sadaka gerek’.
Torpille, rüşvetle hacca giderek,
Millet kesesinden turalıyorlar.
İnsan
ayırırlar inanca bakıp,
Mezhebi, kökeni ederler takip.
Rakibi aç, zelil, susuz bırakıp,
Yandaşı bir güzel pereliyorlar*.
Emperyal
‘gâvur’la iyi refikler,
Müslüman içinde yapar tefrikler.
Allah’la
aldatan bu münafıklar,
Müminin aklını pireliyorlar*.
Paraya
tutsaklar, ak geçinirler,
Saraya tutsaklar, ak geçinirler,
Karaya tutsaklar, ak geçinirler,
Alnı ak olanı karalıyorlar.
Uydurma
hadisle akıl çelerler,
Hurafe üretip halkı bölerler.
Yalanı süsleyip gerçek silerler,
Doğruya bakınca kör oluyorlar.
Biliriz,
paraya taptıklarını,
Çıkar için yoldan saptıklarını.
Yalanla gizlerler yaptıklarını,
Gerçek kapısını koralıyorlar*.
Bunları
açığa çıkarmak haktır,
Bildikleri tek şey alçakça faktır*.
Liyakata saygı bunlarda yoktur,
İmamlara uyup huralıyorlar*.
Kimi
kalem bunlar için yazıyor,
Yalanları sözcüklerden sızıyor.
Biz yazınca trolleri azıyor,
Nevzat’ın sözünü tireliyorlar.
Halk Ozanı Karamanlı
Nevzat
*
Pirelemek: Suda pürüz, kabarcık
oluşturmak.
* Koralamak: Kilitlemek.
* Foralamak: Yelken açarak gitmek.
* Çıralamak: Tutuşturmak, yakmak.
* Perelemek: Sulamak, suya doyurmak.
* Fak: Tuzak, aldatmak.
* Hura: Hurra, bilinçsiz kalkışma.