Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
AB Dağılmaz!
Çünkü İngiltere, Avrupa Birliği’nin, zaten, sonradan katılan, “gevşek” bir üyesiydi.
AB’nin kuruluşu, 1951’deki “Avrupa Kömür-Çelik Topluluğu”na (AKÇT) kadar gider. AKÇT’yi Belçika-Almaya-Fransa-İtalya-Lüksemburg ve Hollanda kurmuştur. AB’nin temeli ve çekirdeği bu 6 ülkedir.
Topluluk, 1957 Roma antlaşmasıyla, Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET), 1993 Maastricht antlaşmasıyla, Avrupa Birliği adını almıştır.
İngiltere, 1961 yılında AET’ye katılmak için başvurmuş ve müzakerelere başlamıştır. Bilhassa dönemin Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle’ün engellemeleriyle karşılaşmış ancak 1973’te, Danimarka ve İrlanda’yla birlikte AET üyesi olabilmiştir.
Bununla beraber, İngiltere, Avrupa’yla tam bir bütünleşmeye hep mesafeli durmuştur. Meselâ, 1997 Amsterdam antlaşmasıyla, “Avrupa vatandaşlığı” hukuku getirilmiş, AB üyesi ülkeler arasındaki seyahatlerde Schengen (Şengen) müktesebatıyla pasaport zorunluluğu kaldırılmış ama İngiltere buna katılmamıştır.
Yine AB, 2002’de avro ortak para birimine geçtiği halde, İngiltere buna da katılmamıştır.
Dolayısıyla, zaten kıt’a Avrupa’sıyla tam bütünleşmeyen ve birliğe sonradan dâhil olan İngiltere’nin AB’den çıkması, birliğin dağılmasına yol açmaz. Kaldı ki “ayrılma dilekçesi”ni dün (29 Mart 2017) veren İngiltere Başbakanı Teressa May, “AB’den ayrılıyoruz, Avrupa’dan değil” diyerek, Avrupa’nın değerlerini paylaşmaya devam edeceğini vurgulamıştır. Bu sözlerinin altında bir üzüntü yattığı da anlaşılıyor.
x x x
AB, TÜRKİYE’Yİ ALMALIYDI
Bu ayrılıkta AB’nin, 1990 sonrası, eski “Doğu Bloku” ülkelerini hızla içine alarak, plansız genişlemesinin payı büyük. Gerek demokrasileri, gerekse ekonomileri hiç de hazır olmayan kalabalık nüfuslu ülkelerin üye olmasıyla, işsiz nüfus zengin ülkelere akın etti. Bundan elbette İngiltere de payını aldı. Bu da İngilizleri tedirgin etti. Elbette olayın, İngiltere’nin Amerikan yanlısı olmak gibi siyasî boyutu da vardır. Ama karar halkoylamasıyla alındığına göre, halkın memnuniyetsizliği asıl etkendir.
Oysa AB, toplam nüfusları 100 milyonu geçen, eski Doğu Bloku ülkeleri yerine, 50 yıldır kapısında bekleyen Türkiye’ye öncelik verebilirdi. 40-50 yıl boyunca Türkiye’nin demokrasisini ve ekonomisini güçlendirebilecek yardım ve yatırımlar yapabilir ve zaten NATO müttefiki olan Türkiye’yi alabilirdi. NATO’da olduğu gibi, Türkiye çok daha sağlam ve sadık bir ortak olur, şimdi yaşanan problemler söz konusu bile olmazdı.
Bununla beraber, bazı sarsıntılar geçirse de AB’nin dağılması çok zayıf bir ihtimaldir. AB süreci, bir “barış” ve “tek devlet” olma projesidir. Yüzyıllardır birbirini yiyen ve sadece 20’nci asırda iki dünya savaşına sahne olan Avrupa’da, “Birlik” adımının atıldığı günden beri, Yugoslavya iç savaşı hariç, tek silah patlamadı. Refah yükseldi. Bunu gören, bunu bilen “akıllı” Avrupa bundan vazgeçer mi?
x x x
İZMİR’İ ALLAH KORUYOR
Biliyorsunuz, 2 Şubat 2017 günü, İzmir’i kana bulamak için teröristler Adliye binasına saldırı girişiminde bulunmuştu. Kahraman Polis Memuru Fethi Sekin’in uyanıklığı ve ataklığı sayesinde teröristler amaçlarına ulaşamadan ölü olarak ele geçirilmişti.
O zaman demiştik ki “İzmir’i büyük bir faciadan Allah korudu”.
İki gün önce, Allah, İzmir’i bir faciadan daha korudu.
Buca’da, Milliyet’in haberine göre, “çöp konteynerlerine bomba koymak”, (29.03.2017), bir yerel TV haberine göre ise, “polisleri hedef almak isteyen” teröristlerin bomba ellerinde patladı. İki teröristten biri öldü, diğeri ağır yaralandı.
Gelin de İzmir’i Allah’ın koruduğuna inanmayın!
x x x
KERKÜK: SIRTINDA YILLAR YÜK
Hiçbir iktidarın, hiçbir dönem, hiçbir şey yapamadığı ata yadigârı bir vatan parçası var: Kerkük! Bakın, şu mısralar en az yarım asırlık… Bugün söylenmiş gibi değil mi?
Geçerken kapılarından, kemerlerinden
Zaman denilen sarayın,
Arayın kuşlar, arayın;
Arayın bulutlar arayın:
Perdeleri örtük,
Lâmbaları sönük,
Sırtında yıllar yük,
Hatıraları kırık dökük
Bir yer olacak oarada…
Adı, “Kerkük”!
Arif Nihat ASYA (1904-1975)
x x x
Günün sözü, Facebook’tan…
Bu ibret verici sözü paylaşan, Kardeşim Ahmet Özdinçer'e teşekkür ederim.