Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bu üç küresel güç, “Cumhurbaşkanlığı sistemi”ni destekliyor mu yoksa karşı mı çıkıyor?
Tek tek bakmak lâzım!
Rusya, Türkiye’de “başkanlık” ister mi?
İlk bakışta, “ister” gibi gözüküyor…
Neden ister?
“Başkanlık” rejiminin, büyük güney komşusunda bir “otoriterleşme”ye yol açacağını düşünür. Eh, kendisi de otoriter bir rejim… Böylece iki ülkenin daha da yakınlaşacağını hesap eder ve bizdeki değişiklikleri destekler!
x x x
“Başkanlık rejimi”ni Amerika, haydi haydi destekler…
Çünkü bütün karar mekanizmasının bir kişide toplanması çok hoşuna gider, böylece “1 Mart 2003”teki gibi kazaların bir daha yaşanmayacağını düşünebilir. Türkiye üzerinde daha fazla etkiye sahip olacaklarını hesap eder.
Demek ki “Anayasa değişiklikleri”nin geçmesi Rusya’nın da ABD’nin de istediği bir şey!
O vakit, insanın aklına bir sual daha geliyor:
Amerika’nın istediğini Rusya, Rusya’nın istediğini Amerika ister mi?
Bu suali sorunca, kafam ciddi manada karışıyor?
Bu değişiklikler birinden birinin işine gelmez diye düşünüyorum! Sonra, aklıma her iki devletin de terör örgütü YPG konusunda hemfikir olduğu geliyor… Demek bazen, aynı noktada menfaat birliği edebiliyorlar.
Her iki “büyük devlet” de 16 Nisan’a yönelik açık bir tavır ortaya koymadılar. Lâkin Putin yönetimine yakın Rus haber sitesi Sputnik’in, AKP ve hatta Bahçeli haberlerine ağırlık verdiği göze çarpıyor. Buradan anlayın artık, Rusya ne istiyor!
Amerika’nın ise, “başkanlığa” geçelim diye yanıp tutuştuğunu rahatlıkla tahmin edebiliriz.
m.tr.aliexpress.com'dan...
x x x
AVRUPA’YA GELİNCE
Avrupa’nın, özelde Avrupa Birliği’nin, sadece Türkiye’de değil, dünyanın hiçbir yerindeki otoriterleşme eğilimlerine destek vermesi söz konusu olamaz.
Çok yüksek sesle olmasa da bazı AB sözcüleri 16 Nisan’da oylanacak değişikliklerin Türkiye’yi Avrupa’dan uzaklaştıracağını söylediler.
Gerçi, “AB’den uzaklaşmak” Türkiye’deki kimi iktidar yanlılarının canlarına minnet... Anayasa değişikliklerine AB’nin karşı çıkan görüntüsü çok hoşlarına gidiyor, oylarını artırdıklarını hesap ediyorlar.
Peki, “küresel güçler”in 16 Nisan’a dönük bir çabası-çalışması var mı?
Hiçbir “emare” gözükmüyor!
Türk Milleti, kendi kararını kendisi verecek!
x x x
Günün fotoğrafı, Facebook’tan…
Mehmet Torunlar kardeşim’e teşekkürlerimle…