Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Kerkük’te ve genel olarak bütün Irak’ta yaşayan Türkmenlerin haklarına kavuşturulması için, Türkiye’nin eli Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar güçlü… Şartlar şimdiye dek olmadığı kadar müsait!
Dün yazdığım gibi, bölgeye tamamıyla hâkim bir otorite yok ve bölge karmakarışık.
Kerkük’teki “Meclis”in Kürt çoğunluğu ve KYB’li vali, “bağımsızlık referandumu” kararı aldığı halde,
Kerkük’e “Kürdistan flaması” çekildiği halde, Türkiye, bunları önleyecek ve tersine çevirebilecek kadar güçlü!
KDP’nin arkasında İsrail ve Amerika olduğu halde,
PKK’nın arkasında Amerika ve Rusya olduğu halde,
KYP’nin arkasında İran olduğu halde, Türkiye’nin eli her zamankinden daha güçlü…
“Büyük güçler” bölgeye yeni bir şekil vermeye çalışıyorlar ve hepsinin de Türkiye’ye ihtiyacı var. Türkiye’nin desteğini almadan bölgeye istedikleri şekli veremezler.
Bölgeye egemen olmak isteyen Kürt güçler ise hem kendi aralarında ihtilaflı, hem de dün yazdığım sebeplerle Türkiye’ye mahkûmlar.
Bu şartlar altında, Türkiye jeopolitik ve jeostratejik üstünlüğüne dayanarak, bölgeye, kendisi ve soydaşları için en büyük menfaatleri sağlayacak şeklin verilmesini sağlayabilir.
Tabii “menfaatler” deyince, bütün Kerkük’ün Türkmenlere verilmesi gibi bir “çözüm”den bahsetmiyorum. Kerkük’ün 2003’teki nüfus dağılımı esas alınarak varılacak bir çözümden bahsediyorum.
Türkmenlerin Kerkük’te ve bütün bölgede nüfusları oranında yönetimden ve iktisadî kaynaklardan pay alması gerektiğini söylüyorum.
Bölgesel ve merkezî yönetimlerde ne ayrıcalık, ne de ayrımcılığa maruz kalmamaları gerektiğini söylüyorum.
x x x
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN MENFAATİ
Son yıllarda, bilhassa 15 Temmuz’dan sonra beş vakit duyduğumuz bir kavram var: “Beka meselesi”!
Yani TC’nin yaşama meselesi... TC’nin yarınlarda güçlü bir biçimde var olabilme meselesi!
Beka meselesi ortaya atılırken, çok isabetli bir biçimde, “Türkiye’nin kuşatıldığı” dile getiriliyor.
Böyle bir kuşatmayı, sınırların çok ötesinden yarabilir, çok ötelerden kaldırabiliriz… Irak ve Suriye ortalarından…
Irak ve Suriye’de, güvenebileceğimiz ve bize güvenen kalelerimiz olmalı… Bunlar da en evvel ve her şeyden evvel, buralardaki Türk varlığıdır. Irak’ta, Suriye’deki Türkmenlerin menfaatini korumak, doğrudan doğruya Ankara’yı korumaktır.
Tabii bunu görebilmek, yapabilmek için, karar alıcıların damarlarında Türklük şuurunun alev alev yanması gerek!
x x x
BİR ŞEY ALABİLMEK İÇİN BİR ŞEY VERMEN LÂZIM
Bölgeye yeni bir şekil verilirken, ABD ve Rusya’nın, masaya, Türkiye’yi de hesaba katan çözümler koyma mecburiyeti var. Irak’ın, Suriye’nin ve “kuşatılmış İran”ın Türkiye’ye olan ihtiyaçları ise tartışma götürmez bir hakikat!
Lâkin aynı zamanda Türkiye’nin de bölge ülkelerine ve büyük güçlere muhtaç kaldığı noktalar vardır.
Siz onların istediği bir şeyi vereceksiniz ve onlardan bir şeyler alacaksınız.
Tabii büyük güçler karşısında, elimiz daha az güçlüdür. Fakat bu zafiyet bölge ülkeleriyle yakınlaşma ve işbirliğiyle giderilebilir.
Türkiye; İran’la, Irak’la, Suriye’yle ciddi yakınlaşmalar sağlayabilirse, misal, Suriye rejimiyle arasındaki buzları eritebilirse, İran’dan ve hatta Rusya’dan çok önemli tavizler koparabilir. Kerkük meselesinde her iki önemli “güç”ü yanına çekebilir.
x x x
Günün fotoğrafı, Twitter'dan...