Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Paris, Nice, Brüksel, Berlin, Londra saldırılarının failleri, istisnasız Müslüman(!) çıktı.
Dün (7 Nisan 2017) İsveç’in başkenti Stockholm’de, 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan kamyon saldırısı kimin işi olabilir?
Hadi, İngiltere-Almanya-Fransa saldırılarını anladık… Bu emperyalist ülkeler Müslümanlara çok zarar verdi. Niyetleri kötü… Peki, Müslümanların İsveç’le ne alıp-veremedikleri olabilir ki?
Tarih, İsveç’in Müslümanlarla savaştığına dair bir bişey yazıyor mu?
Yok böyle bir şey!
İsveç, bir “barış ve huzur” yurdu… O kadar ki İsveç polisi, normal şartlarda, ateşli silah bile taşımıyor.
İsveç, savaştan kaçanların sığınağı olmuş, “insanî değerler”in zirve yaptığı bir yer. Kendi ülkelerinde iç savaş yaşanan yüz binlerce Müslüman ailenin sığındığı bir ülke. Lâkin bu “insaniyetliği” İsveç’in başına dert olmuş: BBC Türkçe’nin haberine göre; “Memleketlerindeki savaştan kaçan anne-babalar İsveç’e minnet duyuyor fakat çocukları aynı hisleri duymuyor. Onlar içinde IŞİD’e katılma eğilimi güçlü olan ve örgüte katılan yüzlerce genç var.” (8 Ekim 2016)
IŞİD’e katılanlar, Suriye’ye gidip örgütün saflarında savaştılar. Bunların bir kısmı orada öldü, bir kısmı İsveç’e geri döndü. Kamyon terörü faili muhtemelen bunlardan birisi çıkacak!
Şimdi, bir Müslüman, Müslümanlarla hiçbir problemi olmayan, tam tersine, ülkelerinden kaçan Müslümanlara kucağını açan bir ülkede terör eylemi yaparsa, sonuç ne olur?
Bütün Avrupa, “Yahu, bu adamların niyeti bozuk, İsveç’e bile saldırıyorlar, Avrupa’nın huzurunu kaçırıyorlar” diye düşünmez mi? Artık, Müslümanlara kapıları kapatarak, içlerindeki Müslümanları bile kovalamaya kalkmazlar mı?
x x x
BAKIN, BİR TAŞLA KAÇ KUŞ VURUYORLAR?
Bir Müslüman, normal bir insansa, bir terör eyleminin İslam’a hiçbir faydası olmayacağını hesap eder. Hele içinde yaşadığı Avrupa devletlerinde yapacağı eylemlerin, en başta kendilerine zarar vereceğini bilir.
Demek ki eylem yaptırmak için Müslüman cemaat içinden “anormal” kişileri buluyorlar.
Kim buluyor?
İslam’a ve dünyadaki bütün Müslümanlara zarar vermek isteyen karanlık güçler, emperyalist ülkelerin gizli servisleri…
Dün akşam (7 Nisan 2017), CNN Türk’te, ABD’nin Suriye’ye saldırısını konuşan profesörlerden biri dikkat çekti: “Şu anda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK)’nin başkanı İsveçli bir diplomat… Bu diplomat, ABD’nin Suriye askerî üssüne yaptığı saldırının hukuksuz olduğunu dile getiriyor.”
İsveçli diplomat, sabah ABD’yi suçluyor, öğleden sonra ülkesinde kamyon terörü meydana geliyor. Tesadüfün iğne deliği!
Bir kamyonla hangi mesajlar veriliyor:
1. ABD, İsveç’e, “haddini bil, büyük devletlerin işine karışma yoksa patlatırlar enseni” mi diyor?
2. Esad’a karşı savaşan terörist örgütler, yine İsveç’e, “Suriye’yi savunmaya kalkma yoksa başını böyle belaya sokarsın” mı demek istiyor?
3. Fırsat bu fırsat, küresel İslam karşıtları da bütün Avrupa’ya, “Müslümanlar teröristtir, aranızda barındırmayın” mesajı mı veriyor?
Bir taşla en az üç kocaman kuş!
x x x
İNGİLİZ BÜYÜKELÇİ: ESAD DELİ DEĞİL, KİMYASAL SALDIRI KANITI YOK
İngiltere'nin eski Suriye Büyükelçisi Peter Ford, Suriye'nin kimyasal silah kullanarak bir saldırı gerçekleştirdiğine yönelik herhangi bir kanıt bulunmadığını söyledi. BBC'ye konuşan Ford, kitle imha silahlarına sahip olduğu iddiasıyla başlatılan İkinci Irak Savaşı'nı hatırlattı. Ford, şu ifadeleri kullandı:
"Patlamanın nedeninin söyledikleri şey olduğuna yönelik bir kanıt yok. Irak'ta olanları hatırlayın. Burada görgü tanıklarının 'havadan kimyasal silahla saldırı gerçekleştiği' yönünde ifadeleri var. Ama havadan atılan bir bombanın kimyasal silah olup olmadığını göremezsiniz. Bu ifadeler değersizdir. Bunun sonuçlarını da düşünmek lazım."
"Esad'ın kimyasal saldırı gerçekleştirmiş olması mantıklı gelmiyor. Kanıtları incelerken beynimizi devre dışı bırakmayalım. Böyle bir şey Esad'ın kendi yenilgisine yol açardı. Esad deli değil."
BBC Türkçe, 07 Nisan 2017
x x x
Günün fotoğrafı, Twitter'dan...
