RUHUN SIZISI
Hayatım boyunca, kendi
çapımda, aklımın yettiğince, elimden geldiğince, naçizane, Kur’an-ı Kerim-i
tertil, tedebbür, taakkul ile okumaya, anlamaya, idrak etmeye ve mümkün mertebe
yaşamaya çalışmış bir insan olarak Allah’ın adaletine inandım. Bu yüzden de
adalet dendiğinde akan sular durur, içim bir garip olur, gözlerim buğulanır.
İnsanlara bakışımda da kıstasım her daim adalet olmuştur. Adaletin her şey
olduğuna inanırım. Adaletsizlik yapıldığında tüm yeryüzünün sarsıldığını
hissederim. Allah, zerreden zerrata tüm mevcudiyeti adaletle yoğurmuştur ve her
şey adalet ile kaimdir. Malum küresel emperyalizm tandanslı şeytani bir tertip
tahakkuk etti. Ve kendi gülen ama insanları ağlatan, emperyalizmin kuklası
şeytanın kurbanları olanlar oldu. Bu kurbanların içerisinde bizatihi bildiğim
ve gerçekten masum olduklarına inandığım ve gerçekten de masum olan
onlarcasının elan acı çektiklerinin şahidiyim. Onlar masum değillerse her türlü
bedeli ödemeye şahsen hazırım. Bu topraklara, insani değerlere pozitif anlamda
zerre katkıları olmayan sefihlerin devr-i âlem yaptıkları, dem sürdükleri,
eğlenip, hoplayıp, zıpladıkları, kusasıya yiyip içtikleri şu dar-ı dünyada,
analarının bu topraklara ve kadim değerlere hizmet etmesi için süt emdirdiği,
hayatları elem, ıstırap, yokluk dolu vatan çocuklarının acı çekmesi vicdanımı
sızlatıyor ve bu duruma isticalen bir nihayet verilmesi iktiza ediyor. Bunun
zor olmadığına da inancım tamdır. İsmi herkesçe bilinen, bu devlette hem vekil,
hem de bakan düzeyinde çalışmış ve üstelik şeytani teşkilatla da merbutiyeti
bulunduğu herkesçe ifade edilen, en azından bu özelliğe sahip olan ve çok
bilinen birinin, ellerini kollarını sallayarak dolaştığı yerde, masumların
ekmeklerinden, yaşama sevinçlerinden mahrum edilmesi azim bir adaletsizliktir.
Masumlardan olan birinden, ismini vermeden, daha önceden bahsetmiştim, birini
de bir kadim dostum vesilesiyle öğrenmiştim ve yine burada mevzu bahis
etmiştim, diğerlerinin isimleri de bende mahfuzdur. Doktoru, hukukçusu,
emniyetçisi vs. Dövün, vurun, kızın, öldürün, acı çektirin ama yüreğimde ki
sızımı dışarıya sızdırmama da müsaade edin ve gece başınızı yastığınıza
koyduğunuzda vicdanınızın sesini duyumsayın, hissedin, bakalım vicdanınız ne
diyecek? Emperyalizmin hizmetkârı olan melun şeytanı güldürmeyin artık, vatanın
onurlu çocuklarını da kadim değerlerinden soğutmayın lütfen! Bu sözlerimde, bu
mevzuda son sözlerimdir bundan böyle. Ve bu sözleri söyleyenin, hiçbir ama
hiçbir gurupla, yapıyla iltisakı olmayan, sevabıyla, günahıyla sadece ama sadece
Allah’a bağlı olan birinin sözleri olarak alın, dinleyin, anlayın ve gereğini
yapın. Zira adalet gecikmemelidir!
BİR SORU SORAN KARDEŞİME CEVABIMDIR!
İlk evvelde kelimelerimi
yadırgama güzelinsan. Zira zat-ı aline matuf hiçbir şey yok, lütfen inan ve her
şeyi doğallığıma ve namuslu duruşuma ver inşaAllah. Bendeniz iki kelimeyi
kullanmıyorum güzelinsan. Kullananlara da elbette saygı duyuyorum. Zira
kimsenin kararı sorgulanamaz, çünkü sebeplerini bilemeyiz. Hiç kuşkusuz
soranlar oluyor ve elan da sormaya devam ediyorlar. Velakin cevap vermek gereği
duymuyorum, zorunda da değilim. Bu sözlerimden de bir çıkarımda bulunmak
haksızlıktır. Sorundan dolayı sana tavır yapmıyorum lütfen yanlış telakki etme
sözlerimi ve senide gönülden sevdiğimi bil güzelinsan. Önyargılı olmak ve
çıkarımda bulunmak bir yanılgı olur. Politikadan tiksinirim. Kahir ekseriyetle
de fikirler üzerinde mülahazalarımı serdederim. Politikaya müteallik şeyler
söyleyeceksem de bunu fikri plan dâhilinde dile getirmeyi tercih ederim. Zira
bu evrende politikanın hayatın insicamını nakzettiğine inanırım. Herkes kendi
kaderini çizer ve yaşar, bu minvalde de muayyen kararlar alır, tercihler yapar
ve bu tamamen o şahsın takdiridir, kimseyi de ırgalamaz. Bendeniz malum durumla
ilgili sorulan sorulara sadece sükûtla cevap vermekle iktifa ediyorum. Ama
bitevi adaletin tarafında oldum, hayatımı adalet kavgasına adadım ve bunu da
sizler dâhil tüm dostlar bilirler, eğer hakkaniyete iman etmişlerse de eyvallah
çekeceklerdir. Bendeniz yersiz ve zamansız adalete inanırım. Adaletin bir
zamanı olduğuna asla inanmam. Şimdi, söyle de, böylede, bilmem neyde gibi
teraneler bendeniz için sefilane ve absürt terennümlerdir. Şu olmazsa bu
olurda, bu olmazsa şu olurda, bu tür şeyler ucuz şeylerdir. Zira hayatımız
boyunca bu tür şeyleri dinledik, ki eminim hepimiz için geçerlidir bu. Bendeniz
şuna buna bakmam, ben olana bakarım. İnsanlar mütemadiyen bu tür sudan
taktiklerle aldatılırlar, ezilirler, sömürülürler, yani emperyalist bir
taktiktir bu ve insani değildir. Ki, bu yöntemlerle bendeniz tarih boyunca ne
kazandım, ne kaybettim ona bakarım. Kazandığım hiçbir şey olmadı ama
kaybettiğim çok şey oldu. Hatta handiyse insanlığımızı bile kaybettik sayılır.
Zira hakikatin olmadığı, yalanın rüzgâr gibi savrulduğu yerde insanlıktan eser
kalmaz. Kazananlarsa malumdur; kompradorlardır, zer-zor-tezvir şebekesidir.
Bendenizin mutlak ölçütüm; Vahiy ve Töredir. Bendeniz hayata bu açıdan bakarım.
Napayım bendeniz de böyle biriyim işte. Kadim değerlerimi hiçbir zaman dünyaya
değişmem, alet etmem ve asla da kadim değerlerimle sömürülmeme geçit vermem. Bu
konuda kesinlikle duygusal davranmam. Bendenizi nasıl, ne şekilde, hangi yolla,
ne tür argümanlarla aldatmaya çalıştıklarını çok iyi ihsas ederim ve böyle bir
şeyden de tiksinirim. Zira değerlerle aldatmayı haysiyetsizce, kahpece bir
davranış olarak telakki ederim. Bir komprador varken, ikinci bir komprador
olsun istemem yani kompradorların çoğalmasından hazzetmem. Kutsal kavgam hep bu
minvalde şekillenmiştir. Korkularla da yaşayamam. Korkularla kaderimi çizemem.
Zira böyle böyle, tarih sürecinde mütemadiyen itilen, kakılan, ezilen,
sömürülen hep bendeniz oldum ve oluyorum. Adaleti ikame edeceksiniz! Bitti! O
kadar! Gerisi tamamen ama tamamen hikâyedir, safsatadır, alıklıktır, bönlüktür.
Adalet olacak güzelinsan adalet! Hiçbir şey var olmasın, yeter ki adalet yok
olmasın. O kadar! Hayatın her anı, insanın her saati bir seçimdir, tercihtir
zaten. İnsan her an bir oylamayla, onayla karşı karşıyadır. Kompradorları
sevmem. Ama onların menfaat çarklarını döndürmeyi yaşamlarının yegâne gayesi
görenleri asla ve kata sevmem. Ben yoksulların, yoksunların, gariplerinin
hayatlarının çarkları dönsün isterim. Her ne pahasına olursa olsun bir insanın
başarması gereken yegâne şeyin bu olduğuna inanırım. Sefih kompradorların
kusasıya yiyip, içip, gezip, onayıp, zıplayıp dem sürdükleri ama güçsüzlerin,
yoksulların, gariplerin çaresizlik içerisinde yaşadıkları ve kompradorların
yaşamlarına bakıp terlerinin, yaşlarının, kanlarının nasılda berhava
edildiklerini çarnaçar izlemeye mahkûm edildikleri bir dünyadan tiksinirim,
iğrenirim, kusasım gelir. Her şeyin bir zamanı var sözünü severim evet ama
adaletin asla bir zamanı yoktur, olamaz, olmamalıdır da, adalet hemen şimdi
lazımdır. İşte budur! Zira adalet gecikmez gecikirse de adalet olmaz. Adaletin
katli, yaşama sevincinin katlidir ki, çok ağırdır, o ağırlığı taşımak, tüm
dünyayı sırtında taşımak gibidir. Bu yüzden hayatıma bakıyorum gerisi beni
ırgalamıyor. Ha gidecek miyim? Kesinlikle. Bir mühür vuracak mıyım? Kesinlikle.
Artık onun rengini bir bendeniz, bir de Rabbim bilir. Akli, kalbi, ruhi, derin,
sonsuz; selam, dua, muhabbet, sevgi, ahlak, uhuvvet, adalet, hürriyet, müsavat,
barış, umut, aydınlık, kitap, iman ve vatan ile güzelinsan.
SÖZLER:
""Allah'ın laneti
zalimlerin üzerine olsun.""
Araf-44
""Boş beyninle,
acemi ahmaklığınla, emanet edilen sözü dağıtırsan, o sözün ağırlığınca bedel
öder, it gibi sürünürsün.""
Bendeniz
""Yüreği olanlar
şerefleriyle ölürler, yüreksiz olanlar it gibi geberir giderler.""
Bendeniz
‘’’’İyi, dürüst ve doğru
olanlar kaybetmez. Kaybedilir.’’’’
Peyami Safa
‘’’’Bize kalmayacak dünya için,
bize kalacak günahlar biriktiriyoruz.’’’’
Malcolm X
""Yanıldığını
kabul etmek, yeni bir hakikâtin fethiyle zenginleşmektir.""
Cemil Meriç
‘’’’Bir şeye sahip olmak
değil, layık olmak önemlidir.’’’’
Erich Fromm
""Gelin ey dostlar
şu Avrupa'yı terkedelim! Bu iğrenç ve şempanzelere has taklitten vazgeçelim.
Gelin her daim insanlıktan dem vuran ama nerede bir insanlık bulsa ortadan
kaldıran Avrupa'ya elveda diyelim.""
Ali Şeriati
""Her yerde insan
haklarından bahseden ama yine her yerde insan kasaplığı yapan barbar bir
milletler topluluğudur Avrupa.""
Frantz Fanon
NOT: Avrupa'dan elbette
teknik anlamda istifade edilebilir ve edilmelidir de ve etmekte zaruridir. Zira
teknik geneldir, bilim gibi. Ama Avrupa'nın kültür bataklığına saplanıp kalmak zorunda
değiliz. Zira kültür özeldir, kimlik gibi. Binaenaleyh Avrupa'nın tefessüh
etmiş kültürüne meftun olmayalım, velakin tekniğine de yabancı kalmayalım. Peki
biz ne yaptık? Tam tersini yaptık maatteessüf. Bizim sorunumuz tam da budur
işte. Evrensel fikir devi olan mezkur şahsiyetlerin de kastettikleri budur,
zira bu minvalde ki fikirlerini biliyorum. Ne hazindir ki bizler Avrupa'nın
tekniğini bırakıp, yarattığı kof, abes, absürt kültürel bataklıkta boğuluyoruz.
Avrupa'nın ucube kültürüyle zehirleniyoruz. Kimliğimizi, değerlerimizi,
haysiyet ve şerefimizi kaybediyoruz. Onun tekniğinin değil, manadan yoksun
pespaye kültürünün mukallidiyiz. Teknik ve maneviyat olarak nerede olduğumuzun
idrakindeysek ne denilmek istendiği anlaşılabilir. Çok basit bir misal vereyim:
bugün hiçbir otelde, bazı devlet kurumlarının otellerinde ve bazı toplu yaşam
yerlerinde Türk usulü WC'lerin bulunmayışı neyin eseridir, sonucudur? Böyle bir
rezillik nasıl olabilir? Böyle bir pislik nasıl tolere edilebilir? Burası
neresi ve biz kimiz? Bu topraklarda iş yapan herkes amme hizmeti verdiği
mekanlarına en azından bir tane Türk usulü WC koyamaz mı ve devlet tarafından
buna zorlanamaz mı? Resmen ve alenen bu milletin sağlığı ile oynanmaktadır. Bu
rezilliğe, pisliğe isticalen çözüm bulunmalıdır. Basit gibi görünen bu durum,
haddizatında sonsuz önemli bir durumdur ve muhakkak gereği yapılmalıdır. Tek
bir cümle ile çözülecek bir şey nihayetinde. Sayın devlet büyükleri lütfen!
‘’’’Adil olmayandan
tiksiniyorum, çünkü zalim değilim.
Kindardan nefret ediyorum,
çünkü sevgiyle yıkanmışım.
İftiracıya lanet ediyorum,
çünkü bir insanın hayatını karartmak domuzluktur.
Kötülükten ikrah ediyorum,
çünkü en kolay olandır.
Riyakârdan kaçıyorum, çünkü
kendisi olmayandan korkuyorum.
İhanetten illallah ediyorum,
çünkü açıkça düşmanlık daha şerefli geliyor.
Dalkavuktan tiksiniyorum,
çünkü insanlığın süründüğünü görüyorum.
Jurnalciden iğreniyorum,
çünkü açık sözlüyüm.
Somurtan surattan ifrite
oluyorum, çünkü tebessüm ruhun şifasıdır.
Güven vermeyenden kaçıyorum,
çünkü çürük tahtaya oturulmaz.’’’’
Bendeniz
""Ama ben bu kadar
acıyı sen de başkalarına benzeyesin diye çekmedim.""
Cemil Meriç
""Büyük insan, ne
efendi ne de uşak olandır.""
Halil Cibran
‘’’’Mükâfat, bir kanat
değildir fikir adamı için, hakikatte bir zincirdir. Nobel de küresel mikyasta,
muhtelif milletlerin yetişmiş beyinlerine takılan bir zincirdir.’’’’
Cemil Meriç
‘’’’Bir düşünce için ölümü
göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.’’’’
İsmet ÖZEL
‘’’’Bir şehrin uzak semtleri
gibi gözlerin...
Üzgün...
Kara...
Ayaklanmaya hazır..!’’’’
İsmet ÖZEL
‘’’’Yalnız gözyaşı döken
insan anlayabilir bazı şeylerin hikmetini...’’’’
Rasim Özdenören
‘’’’Zevklerin bayağılığı,
düşüncenin asaletini zedeler.’’’’
İsmet Özel
""Akrebin kıskacında
yoğurmuş bizi kader, aldırma bu dünya böyle gelmiş böyle gider.""
Necip Fazıl Kısakürek
NOT: Maalesef maalesef
maalesef, katı, sert, keskin bir gerçek. Kahrolmasın ki böyle. Ne güç yetiyor
ne de takat kalıyor. Niye böyle, niçin böyle, nasıl böyle oluyor, bilemiyorsun,
anlayamıyorsun, çözemiyorsun. Nasıl böyle olmaz, ne olur da böyle gitmez, ne
yapılır da bu kadim gidiş tersine döner, bir türlü çözüm bulamıyorsun. Hayat
yolu azap dolu. Anlamsızlık, boşluk, saçmalık, yabancılık. Anlamını kaybeden,
cehaletin kör karanlığında kaybolan, ağırlığını kaybedip boşluğa yuvarlanan,
saçmalığın karanlık kuyusuna düşen ve kendine yabancılaşan insan, dünyada,
maalesef, anlamsızlıktan, boşluktan, saçmalıktan, yabancılaşmaktan başka bir
şey bırakmadı.
‘’"Su ve çamur
kaydından kurtulmadığın için, diyorsun ki: 'Ben Yunanlıyım, Afganlıyım!' Ben
önce insanım, tamamen renksiz ve kokusuz. Ancak ondan sonra Hintli veya
Turanlıyım."’’
Muhammed İkbal
NOT: Maalesef, temiz bir
insan olmayı beceremedik. Sadece yüreğimizi ortaya koyup yüreğimizle
yaşayamadık. Birbirimize insan nazarıyla bakamadık. İlle kendimize bir ad
taktık ya da kendimizi insan kimliğinden önce başka şeylerle tanımlandırdık ve
birbirimize insan olarak değilde kendimizi tandımlandırdığımız vasıflarla
yaklaştık. Böyle olunca da birbirimize yaklaştığımızı sanırken aslında biz
bizden uzaklaştık. Hatta biz bize düşman olduk. Oysa önce insanız diyebileydik
ve sonra tanımlayaydık kendimizi belki de her şey daha güzel olacaktı.
Birbirimizi daha iyi anlayabilecek, birbirimize karşı samimi olabilecek ve
gerçekten saygı duyabilecektik. Biz bize kötülük yapacakken yüreğimiz
sızlayacak ve vazgeçecektik.
""Fidan köklerini
öyle bir sal ki toprağa, hiçbir fırtına dallarını incitemesin.""
Muhyiddin İbnü'l-Arabî
NOT: Söz her zaman
güzeldir. Söze eyvallah. Amma velakin mühim olan sözün eyleme
dönüştürülmesidir. Söz eyleme dökülmüyorsa hükümsüzdür. Sözü oku, bil, sözün
üzerinde düşünülmezse ve söz eyleme dönüşmezse hiçbir anlamı kalmaz, okumak ve
bilmek fayda etmez.
""Bütün ruhumla
iyi bir insan olmayı arzuluyordum. Ama iyi bir insan olmanın peşinden koşmak
için çok genç, tutkulu ve yalnız, yapayalnızdım. Bu samimi arzumu, yani ahlaki
bakımdan iyi bir insan olma arzumu her dile getirişimde ötelenmeyle
karşılaştım. Ne zaman adi ihtiraslara teslim oldum, o zaman insanlar beni
övdüler ve teşvik ettiler. Hırs, iktidar düşkünlüğü, açgözlülük, şehvet, kibir,
öfke ve intikam bunların hepsi saygı gören şeylerdi.""
Tolstoy
""Kötülüğünü
düşünen kimseye iyilik yap. Çünkü köpeğin ağzının lokma ile kapatılması uygun
olur.""
Sadi Şirazi
""Basit kişiler
hep ilgi görür, kaliteli kişiler hep yalnızdır. Ucuz malın alıcısı
çoktur.""
Necip Fazıl Kısakürek
""Güzel besteydin
ey ömrüm!""
Hüsrev Hatemi
""Cahil insan gül
ise de koklama.""
Aşık Veysel
""Yaşamak,
sevmekle başlar.""
Shakespeare
""Sen
görmeyebilirsin ama güneş yarın da doğacak, tabi bir yarın
olacaksa.""
Andre Gide
İnsanlar değişir;
Kırıldıklarında
Kandırıldıklarında
Çok şey öğrendiklerinde.
R. Will
""Umudumuz
acımızdan büyük olmalı.""
Cahit Zarifoğlu
""Özgürlüğün yolu
tüm dünyaya karşı tek başına kalmak bile olsa kendi inancına bağlı kalmaktan
geçer.""
Stefan Zweig
""Yalnız şunu iyi
biliniz ki kahramanlar oyunlarını ve kaderlerini yalnız yaşarlar.""
Oğuz Atay
""Bizi
yargılayacak olan çocuklarımızdır.""
Maksim Gorki
""Kuşkusuz ki en
büyük önyargı; etrafımızda ki herkesi "insan"
sanmamızdır.""
Charles Bukowski
""İnsan olmak
şekil işi değil azizim, yürek işidir.""
Mirza Tazegül
""Dünyadaki hiçbir
çıkar, verdiğiniz sözü tutmamaya veya kendinize olan saygınızı kaybetmeye
değmez!""
Marcus Aurelius Antoninus
""İnsanlar, bize
zarar verdikleri için değil; yaptıkları haksızlıklarla ruhumuzun ışığını
söndürüp içimizdeki kötülüğün başkaldırmasına sebep oldukları için
korkunçtur.""
Baruch Spinoza