HACC

Özgür DENİZ - 02.11.2008

 

                   

Hac, tıpkı ölüm gibi, muhtelif tabakalardan müteşekkil olan insanoğlunu eşitleyen İslami bir formdur. Bir çığlıktır. İslam’ın kalbinden âleme tevcih edilen bir çığlıktır. Çığ gibi büyüyen bir çığlık. Yeniden arınmadır. Tertemiz bir diriliştir. Fakat ne yazık ki, insanlık bugün ilk günkü Hac ruhunu kaybetmiştir. Enternasyonal bir ticaret derekesine indirgenmiş ve metaların pazarlandığı, trampa edildiği ve muazzam bir tüketici potansiyeli bulunan devasa bir pazara dönüştürülmüştür. Tevhidin tahakkuku için yeniden bir mukaddime olması gerekirken yeni putlarla münteha buluyor haccımız ne yazık ki. Şeytan taşlamaya gittiğimiz mukaddes topraklardan şeytanlaşarak dönüyoruz. Ve ahlaksızlığımızı örten bir perdeye dönüşüyor hacılığımız.

 

 Filhakika yeniden bir diriliş, yeniden bir direniştir Hac. Hem de yekpare bir diriliş ve direniş. Hakkın mümessillerinin, batılın mümessillerine karşı muhteşem bir güç nümayişidir. Allah taraftarlarının şeytan taraftarlarına karşı sessiz ve keskin bir zaferidir. Tabir caizse en ulvi sloganların terennüm edildiği ve her nevi insanoğlunun tek yürek, tek vücut ve tek ses olduğu devasa bir eylemdir. Bir insanlık eylemi.

 

Hac döneminde Kâbe, insanlığın bütün farklılıklarından ve renklerinden sıyrılıp tek renge boyandığı - Allah ın boyasıyla boyandığı- bir nur havuzudur. Sınırların reddedildiği ve kaldırıldığı, âlemi; uhuvvet, selam, barış türkülerinin kapladığı adsız bir ülkedir. O ülkede herkes eşittir. Herkes renksizdir. Herkes ırksızdır. Herkes dilsizdir. Tek renk, tek ırk, tek dil vardır. Sınıfsız bir toplum rüyasının tahakkuk ettiği adsız bir ülke. Dirilerin ölmeden kefenlendiği bir ülke. Asırlardan beri tekrar edilen ve asırlar ötesinde tekrar edilecek olan devrimci ve görkemli bir nümayiştir. İbrahim’in, İsmail’in, Hacer’in başlattığı diriliş-direniş ve nihayetinde zafer olan bir devrimci hareketin somutlaştırılarak yaşatılmasıdır.
                    

 Aziz şehit Ali Şeriati üstadın ifadesiyle ‘’Hac; insanların eşitliği, ulus ve sınıfların birliğidir. Tavaf; aşk ve tevhid’dir. Sa’y; eylem ve cihad, öğrenme ve bilince bir dönüş; ideal ve aşk hedefine bir yönelme hicretidir. Haccın odak noktası, insanların kıblesidir. Tavafın odak noktası, ferdi hayattaki amellerin merkezi ve Hacer’in istirahatgahıdır.’’ (anne-baba biz suçluyuz, Ali Şeriati)
                      

Tabiatı doğal bir gözleme tabi tuttuğumuzda her şeyin yokluğa mahkûm olduğunu müşahede ederiz. Tükenmeyen, eskimeyen, bitmeyen, türap olmayan bir nesne yoktur. Ta ki Allah rızası için yapılan şeyler müstesna. Ebedi olan, insanı ebedileştirecek olan, bütün güzel amellerin bileşkesi olacak olan, cennet bahçesini ihdas eden Allah ın rızasına uygun olarak yapılanlardır.

 

Hacer asırlardır, taklitle tazelenen, bilinçli olarak tekrarlanan bu kutlu eylemde İbrahim’e ittiba eden bir köledir. Allah insanlara hakkıyla cihad edebilmeleri için peygamberleri önderler olarak göndermiştir. Onları da erdemli ve mutena kulları arasından intihap etmiştir. Onlar söylemi ve eylemi arasında asla tenakuz barındırmayan salih insanlardır. Ama çağımızda dünyaya doyup her türlü ahlaksızlığı işledikten sonra aklımıza gelen bir olaydır Hac.  

 

Sanki ömrümüzün en güzel çağında işlediğimiz günahları affettirmek adına ahir ömrümüzde iltica etmek istediğimiz bir kurtuluş limanı olarak addedilmektedir. Yani insanın artık pek takati kalmadığı evresinde ifaya çalıştığı bir fariza konumuna indirgenmiştir. Bunun aksini düşünenler varsa da azınlıkta kaldıkları aşikârdır. Zira haccı gerçek mahiyetiyle idrak edenler çoğunlukta olsaydı, bugün yeryüzünde ne vahşi emperyalizm olurdu ne de insanlığın bağrında zehirli bir hançer gibi saplı duran ve adaletsizliğin müsebbibi ve muharriki olan sınıf farklılığı olurdu. İnsanlar, adalet, selam ve barış ülkesinin sakinleri olarak özgürlük ve kardeşlik türkülerini terennüm ederek sükûnet içerisinde yaşayıp giderlerdi. Müstekbirlerin değil Mustazafların iktidarı insanlığa hükmedici olurdu. Maatteessüf bu derin şuurdan, keskin bilinçten mahrumuz ve bu yüzden sert ve acımasız rüzgârların önünde savrulup gidiyoruz hazan yaprağı misali.

 

Bugün, adi, namussuz ve vahşi siyonizmin muhasarası altında gerçekleştirilmeye çalışılan bir haccın insanlığın ruhunda derin sarsıntılar meydana getirmesi, insanlığı diriltip direnişe sevk etmesi ham hayaldir. Binaenaleyh, önce mukaddes beldeler Siyonist kuşatmadan kurtarılmalı hür kılınmalıdır ki, Haccımız Hac olabilsin. İşte kuşanmamız iktiza eden bilinç budur. Uyanık şuur budur.
                    

İmam Cafer’in oğlu Musa ne keskin bir ifadeyle durumu asırlar öncesinden özetlemiş: ‘’gürültü (kalabalık) ne kadar çok ve hacı olanlar ne kadar az.’’  (anne-baba biz suçluyuz, Ali Şeriati)
                     

 Hac kimliği ve kişiliği sabitleyen bir olaydır. Kayan bilinçleri sabitleyen, kilitlenen idrakleri açan, sefilleşen beyinleri dirilten görkemli bir devrimci nümayiştir. Hac evrensel bir kıyamdır. Hac insanlığın ortak aklı, ortak dili, ortak vicdanı ve ortak ruhudur. Aykırı seslerin tek sese dönüştüğü devrimci bir terennümdür.

 

Hac hasretle yolları intizar edenlere itina ile kilitlenmiş bavullarda muhtelif hediyeler getirilen bir yer değil, ulvi bir ruhla donanıp küllenmiş vicdanlara bu ruhu üfleyerek diriliş meydana getirecek ulvi karakteri kuşanacak bir merkezdir. Keskin bir bilinç, alevlenmiş bir şuur, kutlu bir diriliş ve sarsılmaz bir mukavemet ruhunun kuşanılıp, küllenmiş vicdanları diriltmek için gidilen ve dönülen kutlu bir seferdir Hac.
                     

‘’Ve Allah yolunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçmiş ve babanız İbrahim’in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır. Daha önce peygamberlerin size şahid olması sizinde insanlara şahitler olmanız için size Müslüman adını veren odur.’’ Hacc–78       

 

  

Tarih: 02.11.2008 Okunma: 738

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Ekrem Şama

05.10.2008 - 14:58

İbretlerle dolu yazınızı okudum. Ne diyebilirim ki? Eğer katkım olacaksa diyorum ki, bizler "Allah yolunda cihaı" unuttuk. İlmihal kitaplarından bile çıkardık. İşte netice. Kaleminiz daim olsun.

Osman Yıldız

05.10.2008 - 16:09

Özgür Bey Gök gürültüsü gibi yazılarınızı okudum. İhtiyacımız olan gök gürültüsü değil 1 damla bile olsa su. Su. Su. Su. 1 damla suyuda bize sağlayacak olan aklımız. Lütfen yazdıklarım çerçevesinde yazınızı bir daha okuyunuz. Neden gök gürültüsü olduğunu neden hiç bir damla bile su olmadığını bulmaya çalışınız. Güzel bir çalışma. Fakat ah 1 damla da su olsa idi. Saygılarımla

özgür deniz

05.10.2008 - 16:42

EKREM ŞAMA ve OSMAN YILDIZ üstatlar ALLAH sonsuz razı olsun. dualarınıza amin. EKREM ŞAMA üstat size katılıyorum. OSMAN YILDIZ üstat söylediğinizi yapacağım inşaallah...........AYRICA habervaktim.com SİTESİNDEN HASAN KARAKAYA yı muhakkak okumanızı salık veririm çok sevgili insan kardeşlerim.. çok duyarlı bir yazı...düşünmek için...ben 15 dakika önce ibretle okudum...sevmesekte fotoğrafını kapatalım okuyalım...düşüncesine katılmasakta okuyalım derim hadimi aşmadan..illa gerçek bizim bildiğimiz olacak değil..başkasıda gerçeği bilip söyleyebilir ve bu tabiidir...saygı selam dua umut muhabbet dostluk barış kardeşlik ahlak vatan özgürlük adalet kitap ve devrim ile.

Ekrem Şama

05.10.2008 - 14:58

İbretlerle dolu yazınızı okudum. Ne diyebilirim ki? Eğer katkım olacaksa diyorum ki, bizler "Allah yolunda cihaı" unuttuk. İlmihal kitaplarından bile çıkardık. İşte netice. Kaleminiz daim olsun.

Osman Yıldız

05.10.2008 - 16:09

Özgür Bey Gök gürültüsü gibi yazılarınızı okudum. İhtiyacımız olan gök gürültüsü değil 1 damla bile olsa su. Su. Su. Su. 1 damla suyuda bize sağlayacak olan aklımız. Lütfen yazdıklarım çerçevesinde yazınızı bir daha okuyunuz. Neden gök gürültüsü olduğunu neden hiç bir damla bile su olmadığını bulmaya çalışınız. Güzel bir çalışma. Fakat ah 1 damla da su olsa idi. Saygılarımla

özgür deniz

05.10.2008 - 16:42

EKREM ŞAMA ve OSMAN YILDIZ üstatlar ALLAH sonsuz razı olsun. dualarınıza amin. EKREM ŞAMA üstat size katılıyorum. OSMAN YILDIZ üstat söylediğinizi yapacağım inşaallah...........AYRICA habervaktim.com SİTESİNDEN HASAN KARAKAYA yı muhakkak okumanızı salık veririm çok sevgili insan kardeşlerim.. çok duyarlı bir yazı...düşünmek için...ben 15 dakika önce ibretle okudum...sevmesekte fotoğrafını kapatalım okuyalım...düşüncesine katılmasakta okuyalım derim hadimi aşmadan..illa gerçek bizim bildiğimiz olacak değil..başkasıda gerçeği bilip söyleyebilir ve bu tabiidir...saygı selam dua umut muhabbet dostluk barış kardeşlik ahlak vatan özgürlük adalet kitap ve devrim ile.