""İman
ettik demekle, kurtulacağınızı mı sandınız?""
""Ey
iman edenler! İman ediniz.""
Hiç düşünüyor muyuz? Yoksa okuyup geçiyor muyuz? Ya da
sesi güzel birinden dinleyipte: -"ne güzel okuyor" deyip ahmakça
avunuyor muyuz? Yahut duvarımıza asıp: -"bu öyle bir kitap ki!"
gibisinden teranelerle mi tatmin oluyoruz? Veyahut: -"ya nasıl bir ayet
bu!" gibisinden sahte hayretler mi yaşıyoruz? Sahi iman ettik deyince
cennet serilir mi ayağımızın altına? Ya da bozulmuş bir imanla, insan olarak
varolmamız kabil midir? Bir genç; sınav tarihini, saatini, yerini, sadece
bildiği için, en yüksek puanı alıp zirvede ki bölüme gidebilir mi? Ahlak
olgusunun ne olduğunu tüm detaylarıyla çok iyi düzeyde bilsek ama ahlaksız
olsak, bilgimiz ne ifade eder? Hayatın bozuksa, eylemlerin bozuktur; eylemlerin
bozuksa, düşüncelerin bozuktur. Yani düşünce-iman bozuksa ardından gelen her
şey bozuk olacaktır. Bunun başka açıklaması olamaz. Öyleyse bozuk giden şeyleri
düzeltmek için ilk bakacağın yer düşüncendir yani bir nevi imanındır.
Düşüncen-imanın bozuk olduğu müddetçe, hiçbir şeyin doğru olmayacaktır.
Amelin-eylemin yoksa imanın- düşüncen seni kurtarmayacaktır ve insan
kılmayacaktır. Ha bu demek değildir ki, imanı olmayanın her şeyi bozuktur. Ne
iman etmeyenler vardır ki, amel-eylem boyutunda, iman ettiğini söyleyen
nicelerinden daha kalitelidir. Yalansa buyurun işte meydan! Namusluca söyleyin,
karşılaşmıyor muyuz bu örneklerle hayatın içinde? Yani sadece imanın var diye
ahlaksızca yaşayacaksın ama kaliteli olacaksın, imanı yok diye imanı varmış
gibi yaşayan biri pislik olacak öyle mi? Hayır bu durumu sorgulamayayım mı?
Düşüncen-imanın itici gücün değilse ne ifade eder? Eğer bir insanın hakkını
gasp ederken ya da bir insanı aldatırken yahut bir insana iftira atarken
veyahut bir insanın iyiliğini örtüpte küçük bir hatasını şehvetle açık etmek
derdine düşerken, var dediğin imanın, seni, bu adi ve aşağılık eylemlerden
alıkoymuyorsa, sana: -"ben ne yapıyorum?" dedirtmiyorsa, o iman nasıl
bir imandır ve ben, burada susayım mı? Adalet, ahlak, hürriyet olgularını
insanca olaylaştırmadıktan sonra, bilmen, istersen sonsuz iyi bil, ne ifade
eder Allah ve insanlık aşkına? Şerefli halk edildik, şerefli yaşayalım! Samimi ve
dürüst olalım. Adiliğe lüzum yok!
Şu söz söylenmiş. Fazla söze ne hacet? Hakikate
kızamazsın. Kızıyorsan, önce kızarmasını bileceksin. Ama kızarmaya da yüz gerek
değil mi!?!
''''Sen sofusun, hep dinden bahseder dem vurursun.
Bana da dinsiz, imansız der durursun.
Peki, ben ne görünüyorsam oyum.
Ya sen, ne görünüyorsan o musun?''''
Ömer
Hayyam
SÖZLER:
Yalnızlık, cahil kişilerle
oturmaktan daha hayırlıdır.
Hz. Ömer
‘’’’Sizi
rahatsız etmeye geldim!’’’’
Ali Şeriati
Rahatsız
olmazsan uyanamazsın, uyanamazsan dirilemezsin. Bunu asla unutma ey
insançocuğu! Tek bir şey lazım sana: Rahatsızlık. Diken gibi batmalı vücuduna
hakikat ve her türlü manevi ya da maddi hastalıklarının yaralarını acıtmalı ve
uyuduğun ağır uykuyu haram etmeli sana, ki uyanasın, ki hakikate uyanasın ve
hakikatle dirilesin. Bilakis perişansın, sersefilsin. Gayrısı hikâyedir!
Bendeniz
İnsanlara dinin ne? Namazın var mı? Oruç tutuyor
musun? Gibi Allah’ın kula soracağı sorular sormayın. İnsanlara, aç mısın? Ne
ihtiyacın var? Bir sorunun var mı? Gibi kulun kula soracağı sorular sorun.
Fatih Sultan Mehmet
Bir insanın
doğruluğunu, güç ile olan ilişkisi belirler.
Akif Emre
Alçak
insanlar yükseldikçe, alçaklıkları da o ölçüde artıyor.
Kemal Tahir
Hizmetkârlar her zaman koşulmuş hayvanlar olarak
kalırlar. Altın koşumlarıyla parıl parıl parıldasalar bile.
Friedrich Nietzsche
Her şeye şahit olmaktan giderek her şeye
katlanıyoruz.
Her şeye katlanmaktan giderek her şeyi
kanıksıyoruz.
Her şeyi kanıksamaktan giderek her şeyi
kabulleniyoruz.
Her şeyi kabullenmekten giderek her şeyi
onaylıyoruz.
Augustinus
Hak bildiğiniz yolda, yalnız yürüyebilecek kadar
güçlü ve cesur olun.
Nurettin Topçu
Kendine
ağır geleni bir başkasına da yapma.
Hacı Bektaşi Veli
Bırakın bu mükemmellik ayaklarını. Hepimiz
aciziz, muhtacız.
Ah Muhsin Ünlü
Sorgulamayan, analiz etmeyen, sorumluluk
almayan, itiraz etmeyen, hayır demeyen insan bir kadavradır. Evet, akla veda
ettiğimiz gün tarihe veda ettik.
Atasoy Müftüoğlu
Yarım somunun var mı? Bir ufakta evin?
Kimselerin kulu, kölesi değil misin? Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya?
Keyfine bak! Dünyası en hoş insan sensin.
Ömer Hayyam
Ne şikâyet et, ne de kimseyi suçla. Değişmezsen
değiştiremezsin.
Dücane Cündioğlu
Teslimiyet pazarlıksızdır. İhlas endişesizdir.
Samimiyet gösterişsizdir.
İsmet Özel
Acılar, gece çözülür.
Ahmet Haşim
Türkiye de, ONLAR yiyeceğine BEN yiyeyim diye
hareket eden insanların hepsi asaletlerini kaybetmiştir. Çünkü aslolan hiç
yememektir.
İsmet Özel
Değerli olan, hayat değil, hayatın amacıdır.
Sezai Karakoç
Yeme içme orucu tutmak kolay, fakat; kibir,
hased, nefret, öfke ve şiddet orucu tutmak zor.
Dücane Cündioğlu
Muhafazakârlık ‘’duruma uyum kabiliyeti’’
demektir.
Akif Emre
Bize gelmeyin, kendinize gelin diyen cemaat duyup,
gördünüz mü hiç?
Atasoy Müftüoğlu
Beni eleştirebilirsin, eleştirmelisin diyen mübarek
zat gördünüz mü hiç?
Atasoy Müftüoğlu
Yalnızlıktan çekinme. Yalnızlık, bu dünyanın en
eski asaletidir.
Friedrich Nietzsche
Hayvanlar açken tehlikeli olurlar. İnsanlarsa
tokken tehlikeli oluyorlar.
Aliya İzzetbegoviç
Şüphe etmek
gerçeklere varmak için atılan İLK ADIM’dır.
Diderot
Sıradan insanlar saatin parçaları gibidirler.
Kurulurlar, ondan sonra da neden işlediklerini bilmeden işler dururlar.
Arthur Schopenhauer
Yol sizi nereye götürüyorsa oraya gitmeyin. Yol
olmayan yerden gidin ki iz bırakın.
Ralph Waldo Emerson
Allah ADALET der.
Peygamber ADALET der.
Böylece ADALET hep gökyüzünde unutturulup,
Yeryüzünde ADALET öldürülür.
Bendeniz
Allah; kalbime ve aklıma hükmeden Allah, bildiğim ve
kendimin bildiğim gibi inandığım Allah, hiçbir kimsenin inandığı gibi
inanmadığım Allah, putlar edinmeyi ve tüm putları reddetmemi emreden Allah,
insanlık ve kulluk toprağında ki din adamlarını Rabler edinmemi reddetmemi
buyuran Allah, Kendisinden başka hiçbir kimseden korkmamamı isteyen Allah,
dinini; dünyaya satmamı ve dünya nimetleriyle değişmemi kesinlikle kabul
etmememi isteyen Allah, ahlaklı yaşamamı ve adaleti gözetmemi buyuran Allah,
ben aciz ve muhtaç kulunu, kutsal kavgalar vermem için halketmiş. Kutsal emre
ve yaratılış gayeme aykırı davranamam, itaatsizlik edemem. Ve kimsede, benden,
böyle bir talepte bulunamaz. Bulunana da; hadi defol! çekmem, insanlık
vazifemdir. Başkasını da, başka şey de bilmem, ben buyum, böyleyim!
Bendeniz
Sahura kalktınız. Bir gün boyunca aç ve susuz kaldınız.
Nihayet ilk iftarınızı yaptınız. Bu bir gün boyunca eminim, iftarlarını nasıl
yapacaklar diye mazlumları, masumları, suçsuz ve günahsız insanları
düşünmüşsünüzdür. İlk iftarları bayram olacağına zehir olmuştur nicelerinin
muhakkak. Zira şeytanın günahı yüzünden, insanlara azap çektirilemez. İman
ettiğim Allah böyle buyurur kutsal yasalarında. Bu yüzden ilk ve en acil
insanlık vazifemiz; bu insanlar için adalet mekanizmasını olabildiğince hızlı
ve düzgün çalıştırmalıyız. İnsanca, namusluca! Eğer bu kutsal ay, tümüyle, bu
insanlara zehir olursa, iman ettiğim Allah, inandığım Önder, ittiba ettiğim
Kur'an ve varlığına şahit olduğum tüm mevcudat şahit olsun ki, bu insanların,
dokunduğu kimseyi iflah etmeyecek ahlarından kurtulamazsınız ve "Allah ile
ah arasında perde yoktur" ve bunu bizatihi şahsım olarak inandığım Önder
buyurur.
Bendeniz