Yeni öğretim yılı başlarken
2017 - 2018 eğitim ve öğretim yılı, 18 Eylül 2017 Pazartesi günü, milyonlarca öğrencisi, öğretmeni ve eğitim çalışanı ile yeniden başladı.
18 milyon öğrenci, dokuzyüzbin öğretmen ve binlerce eğitim çalışanı pek çok ülkenin nüfusundan daha kalabalık geniş bir kitleyi meydana getiriyor. Bu nedenle pek çok kurum ve kuruluş iş ve işleyişini eğitim ve öğretimin başlaması ve bitmesine göre planlıyor. Ekonomik hareketlilik bu dönemde en yüksek noktalara çıkıyor.
Bir bölgenin veya kentin gelişmesinde öğrenci, asker ve turistik faaliyetlerin ne kadar önemli olduğu herkesçe bilinir. Örneğin İslam dininin bir gereği olarak gerçekleştirilen hac ve umre ziyaretleri ile milyonlarca insan Mekke ve Medine’yi ziyaret ediyor, dini bayramlarda çok önemli bir ekonomik hareketlilikyaşanıyor.
Ülkemizin her tarafında 18 Eylül 2017’den itibaren, sokağa çıkacak eski ve yeni milyonlarca öğrenci…KPSS sınavlarına hazırlanan işçi ve memur adayları…Eğitim kurumlarında görev yapacak öğretim üyesi, öğretmen, idareci ve yardımcı personel…Çeşitli türlerdeki özel okul, etüt merkezi, kurs çalışanları…Öğrencilere yönelik giyim, kuşam malzemeleri satışı yapan, kırtasiye malzemeleri temin eden işletmeler…Ulaşım hizmetlerini gerçekleştirecek servis çalışanları…Bunların aile fertlerine kadar çok geniş bir topluluk…Cadde ve sokaklara, işyerlerine hareketlilik ve canlılık katacak, bu durum öğretim yılı sonuna kadar devam edecek.
Yeni eğitim ve öğretim yılına girerken, eğitim konusunda, öğrencilerin, velilerinin ve eğitimcilerin kafası fena halde karışık. Yarın ne olacağı, ne gibi kararların alınacağı, bu kararların ne kadar uygulanacağı belli değildir. Dün “çok iyidir, bundan iyisi yoktur” diye övülen bir şeyin, bugün “bu yanlış bir uygulama” denilerek kaldırılmaya çalışıldığına şahit oluyoruz.
Üçbeş senedir “Okula, kışlaya ve camiye siyaset sokulmamalı” anlayışı terk edilmiş, her yerde, her kurumda belli bir düşünce ve siyasi amaca uygun yönetim anlayışı benimsenmiştir. Kişi kurum ve kuruluşlar yoğun bir baskı altında ezilmekte, görev yapamaz haldedir.
Yeni eğitim ve öğretim yılına başlarken TEOG sınavları kaldırılmış yerine neyin geleceği belli değildir. “Her okul kendi sınavını yapar” denmektedir. Bu yöntem daha önceleri denenmiş ve başarısız bulunarak merkezi sistemle sınavların yapılması karar verilmişti. Elbette uygulanmakta olan sınavların yanlış tarafları vardır. Eksik taraflarının gözden geçirilmesi düzeltilmesi gerekirdi. Ancak uygulamanın bir gecede aniden kaldırılması doğru olmadı. Unutmayalım, sınavlar, bir arz-talep konusudur. Talep arzdan fazlaysa sınav olacaktır. Önemli olan sınavların adil olması, hakkın, hukukun korunmasıdır.
Aslında çözüm bellidir. Her kesime umut tacirliğinden vazgeçilip ciddi bir milli eğitim, insan ve işgücü gücü planlaması belirlenip, alınan kararlar ciddiyetle uygulanmalıdır. Bir çocuğun ne olacağı, hangi okula gideceği, mezun olduktan sonra nerelerde çalışacağı temel eğitim döneminde ortaya çıkar. Yönlendirmeni ona göre yaparsan, o zaman sınav sistemlerine gerek kalmaz.
Yeni eğitim ve öğretim yılının öğrencilerimize, ailelerine, yakınlarına, eğitim camiasına, başarılar getirmesini, hayırlı olmasını dileriz.