SİYAH-BEYAZ, TÜRK-KÜRT

İsmail Hakkı CENGİZ - 06.11.2008

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.



Elbette bir gecede, bir seçimle büyük değişiklikler meydana gelmez.

Dünyanın sorunları, sihirli değnek dokunmuş gibi bir çırpıda çözülüvermez.

Obama seçildi diye, bir anda seri şeklinde mucizeler gerçekleşmez.

Dünya ve insanlık iki gün öncesine göre şimdi daha yaşanabilir bir dünya haline gelmiş değil.

* * *

Bununla birlikte, her seçim, her iktidar değişikliği bir umuttur.

Hele böyle bir Amerikan Başkanlık seçiminde ezberler bozuluyorsa, daha önce olması imkânsız kabul edilen şeyler gerçekleşiyorsa, bunu getiren bir değişim ve bu sonucun getirdiği bir umut var demektir.

Daha birkaç on yıl önce köle, daha birkaç yıl öncesine kadar ikinci sınıf vatandaş sayılan “ırk”tan birisini Amerikan halkı başkan seçiyorsa, ortada önemli bir zihniyet devrimi söz konusu demektir.

Bu “zihniyet devrimi” belki de artık insanların kökenlerinin, deri renklerinin, din ve inançlarının diğer insanları çok fazla ilgilendirmediğini ilân etmektedir.

Muhtemelen, bu “zihniyet devrimi” gösteriyor ki; asıl önemli olan insanların bakış açıları, ülkeleri yönetmeye soyunanların yönetim anlayışlarıdır.

Muhtemelen, bu “zihniyet devrimi” huzuru, refahı, barışı, hürriyeti getirmeyi, geliştirmeyi, yaygınlaştırmayı amaç edinen bir anlayışın yükselen değer olduğunun ilânıdır.

Nitekim seçim kampanyası esnasında, rakibi Mc Cain, söylemlerinde daha çok savaş yanlısı, militarist bir çizgide yürürken, Obama daha çok barışı ve sosyal ihtiyaçları öne çıkarmıştı.

Ve Amerikan halkının tercihi ortada...

* * *

Şimdi, bütün dünyayı doğrudan doğruya etkileyen, dünyanın en güçlü ülkesinin başında, babasının mezarı Kenya'da olan, babaannesi, amcası Kenya'da yaşayan,

Vaktiyle, eşinin babası bir “köle” olan,

Kimine göre Müslüman, kimine göre Musevi olduğu iddia edilen, bir adı da Hüseyin olan, siyahî bir lider var.

Daha önceki başkanlara göre daha “dünyalı” bir başkan!

Tabii ki, bu başkanın bütün faaliyetlerinde de birinci öncelik Amerikan çıkarlarının korunması olacak.

Ama daha insanî görüntüler altında!

Muhakkak ki, Amerika'da ve dünyada insancıl söylemler, insan hakları, özgürlük, eşitlik talepleri daha çok konuşulacak. Bunların bir sonucu da olacak. Bu konularda ilerlemeler meydana gelecek.

* * *


Kıssadan Hisse


Anlaşılıyor ki, fanatikler dışında Amerikan toplumu “siyah” “beyaz” ayrımını veya farklılığını aşmış.

Bu, ister istemez insana kendi ülkesindeki benzer (!) durumu çağrıştırıyor.

Şu mümbit topraklardaki “Türk” “Kürt” farklılığı, Amerika'da aralarında korkunç mücadeleler geçen “siyah-beyaz” farklılığından daha mı büyüktür?

Aslında, fizikî olarak, renk olarak hiçbir fark yokken, bu “derin ayrım” nereden geliyor?

Bu ayrım (!) doğal mıdır?

Şu “hoşgörü” topraklarında da, insanların kökenine, diline, inancına değil de anlayışlarına ve “insanlıklarına” bakacağımız bir “zihniyet devrimi” gerçekleşecek mi?

Irka, dile, dine dayalı siyaset yerine, insanî sorunların, hukukun, eşitliğin, sosyal hakların öne çıkarıldığı bir siyasete ağırlık verildiğini görebilecek miyiz?

Savaş” yerine “barış” söyleminin değeri artacak mı?

Türk” “Kürt” ayrımını aşabilecek miyiz?

Tarih: 06.11.2008 Okunma: 766

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Adem Şahin

08.10.2008 - 23:31

Özgür bey selamlar Hepimiz biryerlerden bir şeyler adına haykırıyoruz, avazımızın çıktığı kadar; haykırışlarımızı birilerine duyurmaya anlatmaya çalışıyoruz. Yazıma yapmış oldugunuz olumlu güzel yorumlar için teşk ederim. Daha önce dediğim gibi ben siyasetten tiksinti duyuyorum ama yinede bir yerlerden istemesek de bulaşıyoruz. Ben haykırışlarımı yaban için doğa için yapıyorum ne yapalım elimizden geldiği kadar haykırmaya çalışıyorum bu doğa bizim bunun içinde soluk alıyoruz nefesimiz yettikçe haykırmaya devem saygılar.

Adem Şahin

08.10.2008 - 23:31

Özgür bey selamlar Hepimiz biryerlerden bir şeyler adına haykırıyoruz, avazımızın çıktığı kadar; haykırışlarımızı birilerine duyurmaya anlatmaya çalışıyoruz. Yazıma yapmış oldugunuz olumlu güzel yorumlar için teşk ederim. Daha önce dediğim gibi ben siyasetten tiksinti duyuyorum ama yinede bir yerlerden istemesek de bulaşıyoruz. Ben haykırışlarımı yaban için doğa için yapıyorum ne yapalım elimizden geldiği kadar haykırmaya çalışıyorum bu doğa bizim bunun içinde soluk alıyoruz nefesimiz yettikçe haykırmaya devem saygılar.