İlkokulda okurken, okulun duvarlarını süsleyen bazı veciz sözler ve yazılar dikkatimizi çekerdi. Bunlardan biri de “İçki öldürür, kumar söndürür, spor güldürür” idi. Belki bu gibi yazıların etkisiyle veya bazı yakınlarımızın içkiden, sigaradan gördükleri zarar ve ziyandan dolayı hep uzak durmaya çalıştık. Şu yaşımıza kadar içki içmedik, kumar oynamadık, sigara kullanmadık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sigaraya ne kadar karşı olduğu, amansız bir savaş açtığı biliniyor. Anayasanın 58. Maddesine göre, “Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”
Anayasamızda, yasa ve yönetmeliklerde çok açık ve bağlayıcı hükümler bulunmasına, alınan tüm tedbirlere ve engellemelere rağmen içki, sigara, uyuşturucu alışkanlığı yayılmaya devam ediyor. Bazı araştırmalarda içki, sigara ve uyuşturucu kullanma yaşının 8-10’lara kadar düştüğü açıklanıyor.
Devletin içki ve sigaradan aldığı vergiler gerçekten yüksek ve ağırdır. Örneğin 10 TL’lik bir sigaranın vergisi 8,2 TL’dir. Aynı şekilde alkollü içeceklerden alınan vergi %65-%70’lerdedir. Tütün mamulleri ve yerli içkinin fiyatının yüksek olması, kaçakçılığa ve sağlıksız üretime yöneltiyor. Kaçak içki ve sigaradan ölümler yaşanıyor. Kaçak sigara ve içki ticaretinden kimlerin zengin olduğu, hangi terör örgütlerin kasasının dolduğu ayrı bir araştırma konusudur.
Son yıllarda cadde ve sokak aralarında boy gösteren binlerce tütüncü dükkânı var. Çoğu kişi Adıyaman, Malatya ve Bitlis’ten temin ettikleri kaliteli tütünleri, basit bir aparat ile sarıp, paketini 1,5-2 TL mal edebiliyorlar. Bir tarafta marketlerden 8-10 TL’ye bir paket yabancı menşeli sigara alıp içmek var, bir tarafta ise 2-3 TL’ye kaliteli bir tütünden sigara sarıp içmek var. Elbette ucuz ve kaliteli olan tercih ediliyor.
TBMM’de görüşülmekte olan bir yasa tasarısı ile tütün ekimi yasaklanıyor. Geçmişte şekerpancarı kısıtlanmış, şeker fabrikaları kapanmış şeker üretimi azaltılmıştı. Şekerli gıda üretimi yapan şirketler, şeker yerine mısır şurubundan üretilen glikoz kullanımına geçmişlerdi. Şimdi de Türkiye’nin her tarafında yetişebilen, milyonlarca insanın ekmeği, aşı olmuş, işi olmuş tütün ekiminin yasaklanması, kimlere yaracak, oturup düşünmek lazım.
Unutmayalım ki, 29 Ekim 1923’de kurulan Türkiye Cumhuriyetinin Osmanlıdan kalan borçları 1956’ya kadar pamuk, üzüm, kuru incir, zeytin, zeytinyağı, tütün ihracatı ile ödenmişti. Amerikalıların bütün dünyaya yutturduğu Virginia tütününün kaynağı Bitlis ve Muş tütünleridir. Bitmedi, dünyanın en iyi, en kaliteli tütünü Aktütündür. Aktütün neresi, terör örgütünün her fırsatta askerlerimizi şehit ettiği Hakkâri’nin Aktütün Karakolunun bulunduğu yerdir. Terör nedeniyle burada yetişen beyaz tütün artık ne ekiliyor, ne de satılıyor.
Tamam, sigara, içki içmeyelim, kumar oynamayalım. Gençlerimizi her türlü zararlı alışkanlıklardan koruyalım. Tütünü ektirmeyelim, rakı, şarap üretmeyelim. Ama gırtlağına kadar borca batmış ülkemizin ekonomik gerçeklerini de unutmayalım. Milli birlik ve beraberliğin, bağımsızlığın temeli güçlü ekonomilerden geçer. Milli ve güçlü ekonomi, daha kaliteli, daha çok üretim ve daha çok ihracattır, daha çok dövizdir.