Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür
Bir hafta evveline kadar, devasa bir özgüvenle dünyaya meydan okuyan Barzani, şimdi, korkunç bir hayal kırıklığı içinde…
Her bakımdan büyük bir felakete uğramış, çökmüş vaziyette…
Onu “referandum” gibi bir çıkmaza sürükleyen, cesaretlendiren neydi? Nerede büyük hesap hataları yaptı? Onu kim, kimler şişirdi, “aslansın”, “kaplansın”, “dehasın”, duayensin” dedi? O da bunları sahi zannedip hayatının kumarını oynadı! Kimlerin kandırması-kışkırtmasıyla ömür boyu “kazandıklarını”, o kumar masasında bir anda kaybediverdi?
28 Temmuz 2012 tarihinde şunları yazmışım: “Aynı gün (27 Temmuz 2012), çocukluğumdan beri ilgi ve itimatla okuduğum üstat gazeteci Güneri Civaoğlu, Milliyet’teki sütununda şunları yazıyordu: ‘Barzani Ortadoğu’nun siyaset duayenidir.”
Taka Gazete'den...
Nitekim Civaoğlu’nun bu sözlerine inanarak ve güvenerek, söz konusu yazımın başlığını da saf saf, “Umudumuz Barzani” olarak atmışım. (http://blog.milliyet.com.tr/umudumuz-barzani/Blog/?BlogNo=372585)
Peki, Güneri Civaoğlu, son gelişmeler üzerine ne yazdı?
18 Ekim 2017 tarih ve “Kerkük Sonrası” başlıklı yazısında; “Barzani’nin peşmergeleri Irak Ordusu ve İran proteinli Haşti Şabi karşısında hiç direnmeden kaçtı.
Kerkük’ü teslim etti.
Hani…
‘Bağımsızlık referandumu’ ile kendine bağladığını iddia ettiği enerji yatakları ve rafinerisiyle çok değerli Kerkük için kahramanca savaşacaklardı ya…”
Civaoğlu, yazısına şunları da ekliyor: “1990’da Bekaa Vadisi’nde görüştüğüm Apo, şöyle bir tanım yapmıştı: ‘Barzani demokrasiye inanmaz. Sonunda ‘melik’ olmak hevesindedir.”
Demek üstat, 2012’de, demokrasiye inanmayan bir “melik” heveslisi için “Ortadoğu’nun siyaset duayeni” demiş!
Bendeniz de ona inanmışım! İnsan kendini kandırılmış hissetmez mi?
Dünya böyle… Yuvarlak. Hep yuvarlanıyor…
Kimseye güven olmuyor!
Bir bakıyorsunuz son derece “duayen” zannettikleriniz, gayet acemi çıkıveriyor!
X X X
GÜNÜN ÇİZGİSİ, DONANIM HABER'DEN...